Page 138 - 6-8
P. 138

Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR
               Amasya Tarihi 9-12. Cilt                                                           Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR

               Amasya’da tutulub i’dâm edildi.

                     Halîl Bey-Abdî Paşazâde es-Seyyid
                     Amasya ricâlinden olup Belgrad vâlîsi iken 1166’da vefât eden vüzerâdan Hocazâde es-
               Seyyid Abdulgani Paşa bin el-Hâc Hâfız Halîl Efendi’nin mahdûmu olup Amasya’da Emîr Hacı
               Abdullatîf Çelebi’nin kerîmesinden doğdu.
                     İstanbul’da Bâb-ı âlîye devam edib orada tefeyyüz ederek bâ-rütbe-i hâcegânî menâsıb-ı
               divânîyeyi  devr  ederek  1187  recebinde  vefât  etdi.  Molla  Gürani’de  medfûndur.  Mahdûmu
               Süleyman Feyzi Bey sadâret-i [448] mektubî kalemi ser-halifesi iken 1214’de vefât etdi. İkisi
               de Vefâ’da medfûndur.

                     Halîl Ağa-Murâd Beyzâde el-Hâc
                     Esbak Amasya mütesellimi el-Hâc Mehmed Ağa bin el-Hâc Mustafa Ağa bin el-Hâc
               Ahmed  Ağa’nın  mahdûmudur.  Sipâhi  olup  İran  muhârebâtında  yararlığı  görüldüğünden
               Amasya kethüdâyeri oldu. Ba’dehû yine İran harbine gidip Nadir Şâh muhârebâtında yıllarca
               bulundu. Orada sipâhiler ağası oldu.
                     Ba’dehû İstanbul’a gelip dört büyük ağalıklarında teayyün edib Sultân Mustafa-yı Sâlis
               devrinde matbah emîni oldu. 1187’de Sultân Abdülhamîd-i Evvel’in cülûsunda azl edilib Surre-
               i Hümâyûn Emini oldu. 1190’da vefât etdi. Üsküdar’da Nuh Kuyusu’nda medfûndur.   Dergâh-
               ı âlî kapıcıbaşılarından idi.

                     Halîl Efendi-Hacı Köylü el-Hâc
                     Amasya’nın Gümüş Kazâsı’nda Hacı Köyü Kasabasından Hasan’ın oğludur. Amasya’da
               Çorumlu es-Seyyid el-Hâc Ali Efendi’den ve Laz İbrâhim Efendi’den ikmâl-i tahsîl edib ders-
               i âm oldu. Yıllarca [449] tedrîs-i ulûm ederek iştihâr edib 1179’da Hüseyin Ağa müderrisi oldu.
               1194 senesi evâilinde vefât etdi. Meşâhîr-i ulemâdan fakîh, kâmil idi. Mahdûmu Şakir İbrâhim
               Efendi’dir.

                     Halîl Ağa-Çalıkoğlu
                     Amasya  Serdârı  Çalık  Mehmed  Ağa’nın  mahdûmudur.  Yeniçeri,  odabaşı  olup  sonra
               Amasya  serdârı  oldu.  Rus  harbinde  serdengeçtiler  Ağası  olup  yararlıkları  görüldüğünden
               1187’de Eflak’da  Valeş  muhâfızı  ve turnacı-başı  oldu.  1195’de vefât  etdi. Oğulları  Hasan;
               Hüseyin Ağalardır.
                     Amasya a’yânından Taşçızâde el-Hâc Halîl Ağa bin el-Hâc Mehmed Ağa da bu esnâlarda
               vefât etdi. Meclis-i a’yân âzâsından idi. Oğlu el-Hâc İsmail Ağa 1128’de ve bunun mahdûmu
               el-Hâc Ahmed Ağa 1160’da vefât etdi. Bunun oğulları Sâlih, Halîl Ağalardır.

                     Halîl Efendi-Emîr İmâmzâde es-Seyyid el-Hâc
                     Amasya’da  Sultân  Bâyezîd  imâmı  ve  kütübhâne  sâhibi  es-Seyyid  el-Hâc Abdullatîf
               Efendi’nin  mahdûmudur. Pederinin  kaydı  [450]  üzere 1134 senesi  gurre-i  saferinde doğdu.
               Hıfz-ı Kur’ân etdikden sonra ilm-i vücûh ve tecvîdi şeyhü’l-kurrâ Hâfız el-Hâc İbrâhim Cûî
               Efendi’den aldı. Ulemâdan ulûm-ı Arabiyye ve şer’iyyeyi öğrendi.
                     Pederinin irtihâlinde Sultân Bâyezîd imâmı ve kütübhânesi vakfının mütevellîsi oldu.
               Sultân Bâyezîd Câmi-i şerîfinde ta’lim-i Kur’ân ve tedrîs-i fünûn ederek iştihâr edib 1191’de
               meclis-i hâciyân ve 1194’de meclis-i a’yân âzâsı oldu.
                     Baş-âyân Gözdaşoğlu el-Hâc Mustafa Ağa kendisine kalben muğber olmakla beraber
               zâhiren  dost  görünüyordu.  1196  senesi  ramazânında  mûmâ-ileyh  Hacı  Mustafa  Ağa’nın
               ziyâfetinden avdet ederken Rum Kilisesi önünde bir şahs-ı meçhûl tarafından atılan kurşun
               tanesiyle şehîden vefât etdi. Âlim, sâlih, âmil, halûk, metîn bir Seyyid-i zî-şân idi.
                     Veresesi  Hacı  Mustafa  Ağa’nın  aleyhinde  mükerreren  mahkemeye  ve  Divân-ı



                                                           127
                                                           137
   133   134   135   136   137   138   139   140   141   142   143