Page 143 - 6-8
P. 143

Amasya Tarihi Cilt: 9
               Amasya Tarihi 9-12. Cilt                                                           Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR            Amasya Tarihi 9-12. Cilt                                                           Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR

                     1276’da  tekâüd  edilib  Amasya’ya  geldi.  1279’da  İhtisâb  Ağası  olarak  esnâf  ve                           simât olup sinni seksene karîb idi. Mahdûmu İstanbul pâyelilerinden Mustafa Adil Efendi ve
               belediyenin  intizâmına  hizmet  etdi.  1281’de  Ziya  Paşa  tarafından  belediye  dâiresi  teşkil                     birâderzâdesi diğer Halîl Efendi’dir.
               edildikde ma’zûl olup 1284’de Meclis-i İdâre âzâsı olduğu halde 1287’de vefât etdi. İşgüzâr,
               ehl-i hayr idi.                                                                                                              Halîl Efendi-Balcı Hoca el-Hâc Hâfız
                     Oğulları Abdullah Efendi, Mehmed Nazif Bey, Ahmed [466] Kadri Paşa’dır. Abdullah                                       Taşâbâdlıdır.  Erbaa  Kazâsı  dâhilinde  Kara  Ağaç  Köyünden  Sâlih  bin  Ömer’in
               Efendi  1313’de  Amasya’da  vefât  etdi.  Bunun  oğlu  Mehmed  Niyazi  Efendi  Defterhâne                              mahdûmudur. 1256’da doğdu. 1268’de Amasya’ya gelip hıfz-ı Kur’ân etdikden sonra hutût-ı
               ketebesinde iken 1340 şâbânında İstanbul’da vefât etdi. Mehmed Nazif Bey, Ankara İstinâf                               mütenevvi’ayı  Meydan  imâmı  Hâfız  Mustafa  Efendi’nin  şakirdânından  Hâfız  Hasan  Hüsni
               müddei-i umûmîsi iken 1318’de vefât etdi. Ahmed Kadri Paşa, mîr-livâdır.                                               Efendi’den ahz ve temeşşük ederek me’zûn oldu.
                                                                                                                                            Ba’dehû  İbikli  el-Hâc  Hasan  ve  Şirvâni  el-Hâc  Mustafa  [470]  Efendilerden  fünûn-ı
                     Halîl Efendi-Mecdî Hâfız el-Hâc                                                                                  Arabiyye ve şer’iyyeyi tederrüs edib  ikincisinden mücâz ve ders-i  âm  oldu.  1297’de Balcı
                     Amasya  mülhakâtından  Mecidözü  Kazâsı’nda  Kışlacık  Köyünden  Ahmed  bin                                      İsmail  Efendi’nin ihyâ etdiği  Balcı Mektebi’ne muallim-i  sıbyân olup Balcı Hoca demekle
               Abdurrahman oğludur. Amasya ve İstanbul’da tahsîl-i ûlum edib avdetle Amasya’da ders-i âm                              iştihâr etdi.
               ve Mehmed Paşa Câmii imam ve hatîbi oldu. Yıllarca tedrîs ve imâmetle iştigâl edib 1295                                      Mekteb-i mezkûrda şâkirdâna hutût-ı mütenevvi’ayı ta’lîm, talebe-i ulûma tedrîs-i fünûn
               senesi evâhirinde vefât etdi. Ulemâ ve sulehâdan idi. Mahdûmu askerî kâ’im-makâmlarından                               ve  sıbyâna  ta’lim-i  kırâ’at-ı  Kur’ân  ederek  hayli  çırak  ve  hâfız  yetiştirdi.  1305’de  bu
               Ahmed Hilmi Bey’dir. Birâderi Hâfız Mehmed Efendi imam ve hatîb oldu.                                                  muallimliği terk ederek âlem-i inzivâya çekildi. 1327’de vefât etdi.
                                                                                                                                            Âlim,  hattât,  hâfız-ı  Kur’ân  olup  sulehâ-yı  ümmetden  bir  zât  idi.  Bu  zâtın  rahle-i
                     Halîl Efendi-Kara el-Hâc                                                                                         ta’lîminde okuyub hıfz-ı Kur’ân etdim. Kur’ân-ı Kerîm’i ezberden her üç günde bir hatim eder,
                     Amasyalıdır.  Amasya  mülhakâtından  Varay  Nâhiyesi  dâhilinde  ve  yakınında  Kürt                             gâyet  sabûr,  kanaatkâr,  zâhid  idi.  Mahdûmları  Mustafa  Sabri,  Mehmed  Nami,  Hüseyin
               Köyünden Mustafa bin Halîl bin Ali mahdûmudur. Gençliğinde Amasya’ya gelip İçeri şehirde                               Efendilerdir.
               Mahmûd Çelebi Medresesinde [467] ikâmet ve Canikli el-Hâc Mehmed ve Sipâhizâde Hâfız                                         Hattât-ı meşhûr Mustafa Sabri Efendi İstanbul’da tahsîl-i ulûm ve tekmîl-i sülûk edib
               el-Hâc Ömer Efendilerden ahz-ı ulûm edib İstanbul’a gitdi.                                                             1331’de Emîr Buharî Tekkesi şeyhi olup 1340 senesi ramazânın on birinci salı günü  [471]
                     Orada  Fatih  ders-i  âmlarından  fâzıl-ı  meşhûr  Vidinli  Mustafa  Efendi’den  halka-ı                         Anadolu  hisarında  vefât  etdi.  Hâfız  Mehmed  Nami  Efendi  de  mahkeme-i  şer’iyye  baş-
               tedrîsinde ikmâl-i tâhsil edib 1255’de açılan ruüs imtihânında birinci derecede muvaffakiyet                           kitâbetinden 1338’de mütekâid oldu.
               kazanıb Fatih Câmi-i şerîfinde ders-i âm ve 1257’de müderris olarak silsile-i ulemâya dâhil
               oldu.                                                                                                                        Halîl Efendi-Topcuzâde el-Hâc
                     Yıllarca  tedrîs-i  ulûm  ederek  fezâil-i  ilmîyesiyle  iştihâr  eylediğinden  1273’de  fetvâ-                        Amasya’nın Gümüşlüzâde Mahallesi eşrâfından el-Hâc Sâlih Ağa bin Mehmed Ağa’nın
               hâneye alınıb 1275’de baş-müsevvid, 1280 senesi şâbânında kassâm-ı askerî oldu. Bu esnâda                              mahdûmu ve Yeğenzâde es-Seyyid Halîl Bey’in kerîmezâdesidir. 1258’de doğdu. Selâmzâde
               medâris-i mu’tade devrini ikmâl edib Dârülhadîs-i Süleymaniye Müderrisliği’nden 1282 senesi                            Mustafa Bey’in kerîmesiyle teehhül edib pederinin irtihâlinde teayyün ederek belediye âzası
               ramazânında Yenişehir Fener mollası oldu.                                                                              oldu.
                     1283  senesi  rebîülevvelinde  fetvâ  emîni  ve  müteakiben  Edirne  mevlevîyeti  pâyesiyle                            1301’de Belediye reisi intihâb edilib 1305 ramazânında riyâsetde ibkâ ve rütbe-i sâlise ile
               mükerrem  olup  1284’de  haremeyn  pâyesiyle  taltîf  edilerek  sene-i  mezbûre  zilhiccesinde                         taltîf edildi. 1306’da mutasarrıf Ca’fer Sâdık Paşa’nın hiddeti ve Ermenilerin harekâtı yüzünden
               Meclis-i Ahkâm-ı Adliye âzâsı oldu. 1285 senesi muharreminde İstanbul ve 1288’de Anadolu                               azl edildiyse de 1307’de meclis-i idâre âzâsı oldu.
               kazaskerliği pâyelerini aldı. [468]                                                                                          1313 senesi cumâdelûlâsında Mutasarrıf Çerkes Bekir Sıtkı Paşa’nın yardımıyla sânîyen
                     1291  senesi  Cumâdelâhiresinde  Şeyhülislâm  olan  Akşehirli  Hasan  Fehmi  Efendi’nin                          Belediye Reisi olduğu halde 1314 senesi rebîülevvelinde Ermenilerin iğtişâsı hengâmesinde
               kadir-şinâsâne himmetiyle Rûmeli kazaskerliği pâyesine nail oldu. 1293 senesi Rebîülâhirinde                           mutasarrıf-ı  mûmâ-ileyhin  hiddeti  yüzünden  azl  edildi.    Sene-i  mezbûrenin  recebinde
               Şeyhülislâm olan Hasan Hayrullah Efendi’nin zamanında fevkalâde nüfûz ve itibar kazandı.                               mutasarrıf olarak gelen Mehmed Kemal Bey’in zamanında kûşe-i [472] inzivâya çekildi.
                     Bu esnâda sadrâzam Mütercim Mehmed Rüşdü Paşa ve ser-asker de Hüseyin Avni Paşa                                        1317’de  Sivaslı  Hacı  Hasan  Paşa’nın  himmetiyle  rütbe-i  sânîye  alıb  1321  senesi
               olmuşdu. Bunlar Sultân Abdülaziz Hân’ın pek müstebidâne hareketinden dolayı hal’ tarafdârı                             recebinde Mutasarrıf Mehmed Kemal Bey’in azl ve nefyi üzerine şevvâlinde üçüncü defa olarak
               idiler. Hürriyet-perverânın emeli de bundan ibâret idi. Şeyhülislâm Efendi bunlara muvafakat                           Belediye reisi oldu. 1323 senesi saferinde mutasarrıf olup gelen Kıbrıslı Ahmed Cevdet Bey’in
               edince sâhib-i tercemenin muvafakatı zarûrî idi.                                                                       vürûdu ve halkın şikâyâtı üzerine azl edilib dâr-ı bekâya rihlet etdi.
                     Binâen aleyh: Mufassal hal’-i sultân fetvâsını tesvid edib Hasan Hayrullah Efendi’nin                                  Mütedeyyin, halîm, mümtezic, ümmî bir hânedân idi Mahdûmları Mustafa, Ali Beylerdir.
               tasvib  ve  imzâsıyla  Sultân  Abdülâziz  Hân’ın  ve  üç  ay  sonra  Sultân  Murâd  Hân’ın  hâl’leri                   Dâmâdı,  Şirvânî  Zekeriya  Efendizâde  Mehmed  Ragıb  Efendi’dir.  İki  mahdûmu  da  eşrâf-ı
               üzerine  Sultân  Abdülhamîd  Hân-ı  Sânî  cülûs  etdikde  ricâl-i  devlet  ve  erkân-ı  hürriyetin                     memleketden ve  âzâ-yı  nâfiadan  idiler.  Birâderi  Mehmed  Münib  Bey’dir.  Bu  iki  birâderin
               teveccühâtını kazandı. 1294 senesi recebinin on beşinci günü şeyhülislâm oldu.                                         evlâdı ve ahfâdı çokdur.
                     Sekiz ay kadar makâm-ı meşîhatde icrâ-yı ahkâm edib devam-ı [469] nüfûz ve ikbâli
               Sultân Abdülhamîd Hân-ı Sânî’nin istiklaline mani görüldüğünden meclis-i mebûsânın feshini                                   Halîl Efendi-Yeğen
               müteâkib 1295 senesi rebîülevvelinde azl edilib konağında ikâmetine müsâade edildi. 1298                                     Amasyalıdır. Şeyhülislâm Amasyalı Kara Halîl Efendi’nin birâderi Ali bin Mustafa’nın
               senesi muharreminin yirmi yedinci günü dâr-ı bekâya irtihâl etdi.                                                      mahdûmudur. 1261’de Varay Nâhiyesi kurbunda Kürt Köyü’nde doğdu. Amcasının yardımıyla
                     Hazreti Fatih Sultân Mehmed Hân türbesi bağçesinde yol üzerinde medfûndur. Fâzıl, usûl                           İstanbul’a gelip orada tahsîl-i ulûm etdikden [473] sonra bi’l-imtihân müderris ve amcasının
               ü fürûda muhakkîk, müttakî, etkiyâ-yı ümmetden ve fukahâ-yı Hânefiyyeden bir zât-ı sütûde-                             himmetiyle  fetvâ-hâneye  dâhil  olup  mahrec  mevlevîyetine  kadar  terakkî  ederek  mümeyyiz



                                                           132                                                                                                                    133
                                                           142
   138   139   140   141   142   143   144   145   146   147   148