Page 135 - 6-8
P. 135

Amasya Tarihi Cilt: 9
               Amasya Tarihi 9-12. Cilt                                                           Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR            Amasya Tarihi 9-12. Cilt                                                           Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR

               Ba’de’l-infisâl 1149’da vefât etdi. Kâtib, hattât, ta’lik-nüvîs idi.                                                   eşrâf kâ’im-makâmı olduğu halde 1161’de vefât etdi. Kübceğiz Mahallesi’nde hânedân, zî-
                                                                                                                                      nüfûz idi.
                     Halîl Ağa-Keklikzâde el-Hâc                                                                                            Amasya’nın  a’yânından  Beyzâde  diğer  el-Hâc  Halîl  Ağa  bin  Ali  Bey  de  Hâciyân
                     Amasya a’yânından el-Hâc Osmân Ağa bin Mustafa Ağa bin el-Hâc Ahmed Ağa’nın                                      meclisine âzâ ve 1152 cumâdelâhiresinde şehir kethüdâsı olup 1156 ramazânında ma’zûl ve
               oğludur. Pederinin vefâtında teayyün edib haciyân ve a’yân meclislerine âzâ ve 1144 recebinde                          1163 hudûdunda merhûm oldu. Biraderi el-Hâc Ömer Ağa’dır.
               mütesellim el-Hâc Osmân Ağa’nın tarafından Amasya kâ’im-makâmı ve 1145’de ma’zûl olup
               1153 hudûdunda vefât etdi. Meşâhîr-i a’yândan hânedân bir zât idi. Mahdûmu el-Hâc [437] Ali                                  Halîl Efendi-Dânîşmendî el-Hâc
               Ağa da a’yândan idi.                                                                                                         Niksarlıdır.  Orada  medfûn  Melik  Ahmed  Dânîşmend  Gâzi  evlâdından  Gâzi  Beyzâde
                                                                                                                                      İbrâhim bin Hamza bin Osmân bin Ebû’l-Müslim bin Ahmed bin Gâzi Bey’in mahdûmudur.
                     Halîl Ağa-Altıncı                                                                                                Amasya’da Büyük Ağa Medresesinde ikâmet ve fâzıl-ı meşhûr Kayyımzâde el-Hâc İsmail,
                     Amasyalı Mehmed’in oğludur. Yeniçeri, alemdâr olup İran muhârebâtında terakkî ederek                             Çorumlu es-Seyyid el-Hâc Mehmed Efendilerden ikmâl-i tahsîle gayret ederek mücâz ve ders-
               1145  zilka’desinde  Amasya  serdârı,  1146  rebîülevvelinde  serdengeçtiler  ağası  olarak  İran                      i âm oldu.
               harbine gitdi. Oradan İstanbul’a gidip kara kullukçu, sonra çorbacılar kethüdâsı oldu. Ba’de’l-                              1141’de  üstâdının  irtihâline  binâen  Büyük  Ağa  müderrisi  ve  1144’de  ma’zûl  olup
               azl 1156 sâlinden sonra vefât etdi.                                                                                    1147’de  Sarachâne  Câmii  [441]  vâizi,  1151’de  Hacı  Ali  Efendi’nin  yaptırdığı  Medrese-i
                                                                                                                                      Feyzîyesinin ilk müderrisi, 1153 senesi şevvâlinin dördüncü günü Amasya müftüsü oldu.
                     Halîl Efendi-Müftüzâde es-Seyyid el-Hâc                                                                                Üç ay kadar makâm-ı fetvâda kalıb 1154 senesi muharreminde Amasya fetvâsından hacr
                     Amasya müftüsü  es-Seyyid  el-Hâc  Osmân  Efendizâde  Hâfız  es-Seyyid  el-Hâc Ali                               edildi. Ba’dehû tedrîs ve tezkîr ile iştigâl edib 1166 senesi cumâdelûlâsında dâr-ı bekâya irtihâl
               Efendi’nin mahdûmudur. Çorumlu Hâfız es-Seyyid el-Hâc Mehmed Efendi’den ahz-ı ulûm                                     etdi. Meşâhîr-i ulemâdan fakîh, vakûr, natûk bir zât idi. Mahdûmu es-Seyyid Mehmed Efendi
               edib ders-i âm ve ba’dehû Pervane Bey Câmii vâ’izi ve bir müddet Hoca Sultân Tekkesi şeyhi                             ve bunun mahdûmu es-Seyyid el-Hâc Halîl Efendi Niksârîzâde demekle meşhûr idiler.
               ve meclis-i a’yân âzâsı olduğu halde 1157 senesi evâilinde vefât etdi. Âlim, vâiz bir Halvetî
               şeyhi di.                                                                                                                    Halîl Bey-Gürcüzâde el-Hâc
                                                                                                                                            Amasyalıdır. A’yân-ı meşhûreden esbak Amasya mütesellimi el-Hâc İbrâhim Bey bin
                     Halîl Efendi-Müftüzâde es-Seyyid el-Hâc                                                                          Mehmed Bey’in mahdûmu olup Zanalızâde es-Seyyid el-Hâc Ahmed Paşa’nın dâiresine intisâb
                     [438]Amasya  müftüsü  fâzıl-ı  meşhûr  Merzifonî  el-Hâc  Mustafa  Efendi’nin                                    ederek vezâretinde silâhdârı ve sadâretinde silahşör-i şehriyârî oldu.
               mahdûmudur.  Pederinden  ve  Koca  Müftü  el-Hâc  İsmail,  Mütevellîzâde  el-Hâc Ahmed                                       Ba’dehû dergâh-ı âlî kapıcı-başılarından olup 1168 senesi saferinde Sultân Mahmûd Hân-
               Efendilerden iktisâb-ı fezâ’il edib ders-i âm ve müderris-i be-nâm oldu.                                               ı Evvelin irtihâlinde [442] Hicâz’a gidip Amasya’ya avdetinde vefât etdi. Mahdûmu İbrâhim
                     1137’de Sultânîye-i Merzifon müderrisi olarak oraya gitdi. 1139’da Anadolu Kazaskeri                             Bey’dir. Birâderi Mustafa Paşa ve diğer birâderi Hâfız Mehmed Hıfzı Efendi’dir.
               olan  Merzifonî  Dürrî  Mehmed  Efendi’nin  himmetiyle  silsile-i  ulemâya  dâhil  olup  tedrîcen
               altmışlı  pâyesine  kadar  geldi.  Sadr-ı  müşârün-ileyhin  zaman-ı  meşîhatinde  1147  senesi                               Halîl Efendi-Şeyhü’l-Kurrâ Hâfız el-Hâc
               şevvâlinde Amasya müftüsü olarak geldi.                                                                                      Amasyalıdır. Cebecizâde Mehmed Ağa bin Ali Ağa’nın mahdûmudur. Ceddi Sipâhiler
                     1149 senesi saferinde Mar’aş mollası olup gitdi. 1150 senesi evâsıtında ma’zûlen gelip                           Ağası  olup  pederi  yeniçeridir.  Hıfz-ı  Kur’ân  etdikden  sonra  Amasya’da  şeyhü’l-kurrâ  olan
               1155  senesi  muharreminde  nakîbü’l-eşrâf  kâ’im-makâmı  ve  1156  senesi  cumâdelûlâsında                            Giridli Hacı Hâfız Mehmed Efendi’den vücûh-ı kıraatı ve ilm-i tecvîdi aldı.
               ma’zûl ve zilka’desinde sânîyen Amasya müftüsü oldu.                                                                         Ba’dehû  İstanbul’a  gidip  orada  “Şeker  Hâfız”  demekle  meşhûr  Hâfız  Mehmed
                     Üç yıl kadar Amasya fetvâsında kalıb tedrîs ve ifnâ ile iştigâl ve 1159 senesi ramazânın                         Efendi’den de ilm-i vücûhu alıb tahsîl-i ilm etdi. Yine Amasya’ya avdet edib Sultân Bâyezîd
               yirmi sekizinci günü dâr-ı bekâya irtihâl etdi. Gâyet fakîh ulûm-ı şer’iyyede kâmil, vakûr, vecîh                      Câmi-i şerîfinde tedrîs ve ta’lim-i Kur’ân’a mübâşeret etdi.
               bir zât idi. [439] Mahdûmları es-Seyyid Abdurrahman, Abdurrahim Efendiler de mevâlîdendir.                                   Fakat ba’zı akrânın hasûdane istirkâbından muğber olup 1127’de Amasya’yı terk ederek
                                                                                                                                      Hicâz’a  gitdi.  Mekke-i  mükerremede  ba’zı  a’yân-ı  Kayseriyye’nin  teşvik  ve  ricâsıyla
                     Halîl Efendi-Ocak İmâmı es-Seyyid Hâfız                                                                          Kayseriyye’ye  gitdi.  Orada  tavattun  edib  ders-i  âm  [443]  ve  1130’da  ulemâdan  Mahmûd
                     Amasyalıdır. Emîr Ağazâde es-Seyyid el-Hâc Mustafa Ağa bin es-Seyyid Mehmed Ağa                                  Efendi’nin yerine Pervâne Bey Medresesi müderrisi oldu.
               bin el-Hâc  Halîl  Ağa’nın  mahdûmu  ve  Amasya’nın  a’yân-ı  kibârından  Gürcüzâde  el-Hâc                                  Tam kırk dört yıl orada tedrîs ve ta’lîm-i Kur’ân ile iştigâl ederek fevkalâde iştihâr edib
               İbrâhim Bey’in dâmâdıdır. Amasya’da tahsîl-i ulûm edib ders-i âm ve Kübceğiz Câmi-i şerîfine                           1171 senesi cumâdelâhiresinde azm-i dârü’l-karar etdi. Âlim, sâlih, mücevvid, şeyhü’l-kurrâ
               imâm oldu.                                                                                                             demekle meşhûr idi.
                     Ba’dehû İstanbul’a gidip hüsn-i savt ü edâsı, ilm ü ahlâkı, kendisini Yeniçeri Ocağına                                 Mahdûmu  Mehmed  Emin  Efendi  de  ulemâdan  olup  yerine  müderris  ve  1176
               imâm nasb etdirdi. Yıllarca ocak imâmı olduğundan bu lakâbla iştihâr edib nâil-i nüfûz ü itibâr                        rebîülâhirinde merhûm oldu. Bunun mahdûmu Hâfız Halîl Efendi de kurrâdan olup 1226’da
               oldu. 1160 sâlinden sonra vefât etdi. Âlim, sâlih, yeniçeriler arasında nâfizü’l-kelîm bir zât idi.                    vefât etdi. Sahîb-i tercemenin birâderzâdesi Ca’fer Efendi bin Abdullah Ağa Kayseriyye’de âlî
               Mahdûmları es-Seyyid Hıfzî İbrâhim, Mustafa Paşalar vüzerâdandır.                                                      bir medrese yaptırdı.

                     Halîl Ağa-Taşcızâde es-Seyyid el-Hâc                                                                                   Halîl Ağa-Kâdızâde el-Hâc
                     Amasya eşrâfından es-Seyyid el-Hâc Mehmed Ağa bin el-Hâc Halîl Ağa’nın oğludur.                                        Amasyalıdır.  Müteaddid  vakfiyelerden  müstefâd  olduğu  üzere  Ahmed  Çelebi  bin
               Pederinin vefâtında teayyün edib [440] haciyân ve a’yân meclislerine âzâ ve iki defa nakîbü’l-                         Abdurrahman Efendi’nin mahdûmudur. Gençliğinde Saray-ı Hümâyûn’a girib hâne-i hâssada



                                                           124                                                                                                                    125
                                                           134
   130   131   132   133   134   135   136   137   138   139   140