Page 206 - 6-8
P. 206

Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR
               Amasya Tarihi 9-12. Cilt                                                           Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR

                            Ki diye sûz-i dilin yâne yâne bencileyin

                            Bu bezm-i aşkda hûn çeker tolularını
                            Kim içdi sâki dime kana kana bencileyin

                            Yolunda râst-rev olmasa ey kemân ebrû
                            Atılmaz idi okun da yabâne bencileyin

                            Hadeng-i kavs-i kazâdan dilersen irmeye gam
                            Melâmet oklarına ol nişâne bencileyin

                     Bu da onundur:
                            Sıma mir’ât-ı kalbim tâ ki kılmayam nazar gayra
                            Ki sûret bir görünmez nâgeh olsa inkisâr anda

                     Âşık Çelebi de Tezkiresinde diyor ki: "Keyvânzâde’ye âşık ve şi‘rinde Celîlîye mukallid
               bir zât idi. Bursa’da yedi dilber hakkında “Seb’a-i Seyyâre” nâmıyla bir risâle ve “Keyvân ü
               Behrâm” nâmıyla diğer bir risâle-i [47] edebiyye yazmışdır. Fasîh, belîğ idi.’’
                     Keyvânzâde dediği Amasya âfetlerinden biri olan Gonça Keyvân Beydir ki Amasya vâlîsi
               Sultân  Mustafa  gibi  koca  bir  şehzâdeyi  dâm-ı  aşkına  giriftâr  eden  bir  mahbûb-ı  dilârâ  idi.
               Behrâm Bey de bunun refîki olan âfetlerdendi. “Keyvân ü Behrâm” Risâle-i Edebiyyesi bu iki
               âfetin tasvîr-i cemâlini hâkîdir. Âşık Çelebi Rahmî Efendi’nin yetmiş yaşında vefât etdiğini
               kayd ediyor.

                     Rahtuvân Mehmed Paşa -Şamlızâde
                     Amasya kethüdâyeri Şamlı Ali Ağa bin Urfalı Osmân Ağa’nın mahdûmudur. Mufassal
               terceme-i hâli ve evlâd ü ensâbı aşağıda “Mehmed Paşa, Rahtuvân” unvânıyla yazılmışdır.

                     Rüstem Çelebi -Hâce
                     Hacı  Baba  Ahmed  bin  Mehmed  Hüsrev  Şâhî  mahdûmu  ve  eş-Şeyh  Hamîdeddîn
               Abdulhamid  Hüsrev  Şâhî  birâderidir.  Hacı  Şâdgeldi  Paşa’nın  evâhir-i  ahd-i  hükûmetinde
               Amasya’ya gelip ticâretle iştigâl ederek servet ü yesâre erdi. Hâcegân-ı memleketten oldu.
                     Çelebi Sultân Mehmed’e mu’âvenet-i mâliyede bulunarak müşârün-ileyhin teveccühâtını
               kazandı.  Zamânında  beytü’l-mâl  emîni  olup  Sultân  Murâd-ı  Sânî’nin  Amasya  vâlîliğinde
               ümenâsından olduğu hâlde 835 hudûdunda vefât [48] etdi.
                     Meşâhîr-i  hâcegân  ve  a’yân-ı  Amasîyye’den  hânedân,  kerîm  idi.  Mahdûmu  Mahmûd
               Çelebi’dir. Bunun mahdûmları Hâce Musliheddîn Mustafa, Şemseddîn Ahmed Çelebiler’dir.
               Hâce  Musliheddîn  Çelebi,  süferâ-yı  Osmâniyye’den  “Uzun  Mustafa  Çelebi”  demekle
               meşhûrdur. Amasya’da mescid ve mahallesi ve çeşmesi vardır.
                     Bunun mahdûmu Muhyiddîn Mehmed Çelebi ulemâdandır. Şemseddîn Ahmed Çelebi de
               hâcegândan olup mahdûmu İbrâhim Çelebi’dir. Bunun mahdûmu defterdâr-ı meşhûr Rüstem
               Çelebi’dir.

                     Rüstem Bey-Hacı Beyzâde
                     Amasya’nın Hakala köyünden Kâsım Bey’in mahdûmudur. Züamadan olup Amasya’da
               vâlî  iken  Sultân  Bâyezîd-i  Sânî’ye  intisâb  ederek  Gürcüstân  Uzun  Hasan  muhârebâtında
               bulundu. Ümerâdan olup 890 sâlinden sonra vefât etdi. Mahdûmu Ali Bey de ümerâdan olup
               Hakala’da câmii vardır. [49]





                                                           199
                                                           205
   201   202   203   204   205   206   207   208   209   210   211