Page 233 - 6-8
P. 233
Amasya Tarihi Cilt: 10
Amasya Tarihi 9-12. Cilt Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR
Rûhî Îsâ Çelebi-Zanbâk Dedezâde
Amasyalıdır. Amasya’da câmi-i şerîfi olan Büyük Çeribaşı ahfâdından Amasya şehir
kethüdâsı “Zanbâk Dede” demekle meşhûr el-Hâc Mehmed Çelebi mahdûmudur. Sâhib-i
tezkire müderris Abdî Efendi’nin halka-i tedrîsinde edeb ü irfân kazandı. Hattât-ı meşhûr
Fazlullâh Efendi’den de kitâbet ü hatt öğrendi. [138]
Bir müddet ihtisâb kâtibi olup belediye işlerinin tesviyesine çalışdı. Ba’dehû dîvân-ı livâ
kâtibi olup 1112 hudûdunda vefât etdi. Kâtib, şâir, hoş-sohbet, ilmî ve edebî musâhabeye
düşkün olduğu Şeyh Alizâde Ahmed Rüşdü Efendi’nin kaydından anlaşıldı.
Rûmî Osmân Efendi-Müftüzâde, es-Seyyid, el-Hâc
Köprülüdür. Ulemâdan es-Seyyid el-Hâc Hüseyin Efendi bin el-Hâc Ahmed Efendi bin
müftü el-Hâc Osmân Efendi’nin mahdûmudur. 1165’de doğdu. Çelebizâde es-Seyyid el-Hâc
Abdullah ve Amasya’da Ürgüblü el-Hâc Ahmed Efendilerden tahsîl-i ulûm etdi.
Sonra İstanbul’a ve ba’dehû Hicâz’a gidip Mekke-i Mükerreme’de bir yıl mücâveretle
eş-Şeyh Ahmed es-Sindî’den ilm-i hadîs ü tefsîr gördü. Buradan Mısır’a gidip kâmûs şârihi es-
Seyyid Murtaza Efendi’den ulûm-ı edebiyye ve şer’iyyeyi ahz ve ikmâl-i tahsîl ederek 1195’de
Köprü’ye avdet etdi.
Orada tedrîs-i ulûma başlayıp fevka’l-âde iştihâr etdi. Talebe-i ulûm Köprü’ye akın edib
[139] Köprü medreselerini doldurdu. 1214’de şehîd müftü el-Hâc Mustafa Efendi’nin
medresesi müderrisi ve zâviye şeyhi ve mükerreren Köprü müftüsü olduğu hâlde 1240 senesi
cumâdelûlâsının ondokuzuncu günü dâr-ı na’îme irtihâl etdi. Dedebaşı Mezârlığında türbe-i
mahsûsasında medfûndur.
Âlim, fâzıl, tefsîr ü hadîsde mâhir, fakîh, usûlî, tevârih ü muhâzarâta âşinâ fuhûl-i
ulemâdan, kibâr-ı Nakşibendiyyeden bir zât-ı sütûde-simât idi. Mahdûmları es-Seyyid
Mu’îneddîn Mehmed Muğîseddîn Hüseyin, Şerîf Mehmed Efendilerdir.
Es-Seyyid Mu’în Efendi, kibâr-ı kudâtdan ve mevâlî-i devriyyeden olup bunun mahdûmu
es-Seyyid Osmân Nûrî Efendi Köprü eşrâfından ve meclis-i idâre a’zâsından olduğu hâlde
1318’de vefât etdi. Cedd ü pederinin terâcim-i ahvâlini bildiren bu zât-ı muhteremdir.
Rûmî Mehmed Efendi-Müderris
Merzifonludur. Mustafa mahdûmudur. Amasya’da Ürgüblü el-Hâc Ahmed Efendi’nin
halka-i tedrîsinde [140] tahsîl-i ulûm etdikten sonra Şâm’a gidip Allâme Mehmed bin Âbidîn
Dârü’l-İfâdesinde ikmâl-i tahsîl ederek “Mehmed Rûmî” diye iştihâr ü avdet etdi.
Merzifon’da yıllarca tedrîs-i ulûm edib es-Seyyid el-Hâc Nâsıh Ahmed Efendi’ye mu’âdil
ve daha kâmil olarak 1225 senesi saferinde Sultâniyye-i Merzifon müderrisi ve ba’dehû birkaç
yıl da Merzifon müftüsü olduğu hâlde 1234 senesi cumâdelûlâsı evâ’ilinde dâr-ı bekâya irtihâl
etdi.
Âlim, fâzıl, usûlî, gâyet fakîh, mütekellim, vakûr bir zât-ı şerîf idi. Meşâhîr-i
telâmizesinden Kayseriyyeli Hâfız Osmân Efendi mahlûl olan Sultâniyye Medresesi müderrisi
oldu. Bu da erbâb-ı fazîletten idi.
Riyâzî Mehmed Çelebi-Bostancızâde
Amasyalıdır. Amasya sarâyının hadîka-i hâssasında bostancı olan Hüseyin Ağa’nın
mahdûmudur. Ulemâ ve üdebâdan tahsîl-i ilm ü kitâbet edib Amasya vâlîsi Şehzâde [141]
Sultân Mustafa’ya intisâb etdi. Ba’dehû dîvânı ketebesinden olup gazeliyyât ü kasâ’id takdîm
ederek musâhib ü nedîmi oldu.
On beş yıl kadar şehzâde-i müşârün-ileyhin sâye-i ikbâlinde izz ü refâh içinde imrâr-ı
hayât etdi. 960 senesi şevvâlinde müşârün-ileyhin şehâdet-i nâgehânîsinden müte’essiren vefât
eyledi. Zarîf, turfe-gû, tevârih ü muhâzarâta vâkıf, şâir, kâtib idi.
226
232