Page 234 - 6-8
P. 234

Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR
               Amasya Tarihi 9-12. Cilt                                                           Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR





                                                  ON ÜÇÜNCÜ FASL

                     Amasya Târîhinin ikinci bâbından on üçüncü fasl adlarının evvelinde noktalı “ze
               (ز)”  harfi  bulunan  zevâtın  terâcim-i  ahvâl  ü  ensâbını  ve  bulunabildiği  kadar  târîhen
               i’tibâra şâyân cihetlerini kayd u zabt eder.

                     Zârî Mehmed Çelebi-Tokatîzâde
                     Amasyalıdır.  Amasya  müderrislerinden  Hüsâmeddîn  Hüseyin  Tokatî  Efendi’nin
               mahdûmudur. Amasya ve İstanbul’da tahsîl-i ilm ü edeb edib hattât-ı meşhûr Ebû’l-fazl A’rec
               Mehmed Efendi’den hutût-ı mütenevvi’ayı ahz ü temeşşuk etdi. [142]
                     İstanbul’da Sahn müderrisi Amasyalı Kara Sâlih Efendi’nin dârü’l-ifâdesinde iktisâb-ı
               ilm ü ma’rifet ederek edebiyât ile iştigâl etdi. Üstâdına mu’îd iken Amasya vâlîsi Şehzâde
               Sultân Mustafa’ya intisâb ederek Amasya’ya geldi.
                     Şehzâde-i  müşârün-ileyhe  eş’ârını  beğendirip  dîvânı  ketebesinden  oldu.  Amasya
               üdebâsıyla  musâhabât-ı  edebiyye  ve  müşâ’are  ederek  imrâr-ı  evkât  etmekte  iken  960’da
               şehzâdenin şehâdeti refâh u sa’âdetini bozdu. Ba’dehû menkûbâne Amasya’da vefât etdi.
                     Şâ’ir, fasîh, inşâda kâmil, edîb, âlim, hattât-ı meşhûr olduğunu Âşık Çelebi yazıyor. Latîfî
               Çelebi de “talebe kısmından, bu asr şu’arâsındandır. Hubb-ı hattı ve mergûb şi’ri vardır. Bu
               matla’ anındır.” diyor.

                            Bugün Hûrşîd-veş giymiş o mâh-ı sîm-ber üsküf
                            Tecellî-i cemâlinden yine pâr pâr yanar üsküf

                     velehu:  [143]
                            Tîrin gözedir merhem-i râhat diyu ey yâr
                            Zahmım gibi âlemde nice ağzı kızıl var

                     Zâhid İbrâhim Efendi-Memî Dedezâde
                     Amasyalıdır. Hızır Paşa tekkesi şeyhi Hâmid Efendi bin eş-Şeyh Muhyiddîn Mehmed
               Çelebi bin İbrâhim mahdûmudur. Ceddi “Memî Dede” demekle meşhûrdur. Pederinin hücre-i
               terbiyyesinde tahsîl-i ilm ü edeb ve tekmîl-i sülûk edib hulefâsından oldu. Buna Burhâneddîn
               İbrâhim Efendi de denirdi.
                     Pederinin vefâtında Hızır Paşa tekkesi şeyhi olup Torumtay Câmi-i şerîfinde va’z ü tezkîr,
               nakl-i hadîs ü tefsîr, zâviyesinde zikr u ibâdet ederek 1088 senesi hudûdunda vefât etdi. Âlim,
               zâhid, şâir idi. Mahdûmu Abdullatîf Efendi’dir. Yukarıda geçti.

                     Zekeriyyâ Bey-Emîr Bahâeddîn
                     Kedağra  (Köprü)lıdır.  Emîr  Çelebi  mahdûmu  ve  meşhûr  Taşan  Bey’in  birâderidir.
               Pederinin irtihâlinde iki birâder arasına giren cidâl-i emâretten dolayı hayli münâza’a etdiler.
               Nihâyet Kedağra kazâsı birâderinde ve Zeytûn [144] kazâsı kendisinde kaldı. Bununla beraber
               her ikisi de Amasya emâretine tâbi’ olup 757 sâlinden sonra vefât etdi. Mahdûmu Mehmed
               Bey’dir.

                     Zekeriyyâ Bey-Zeynel Beyzâde
                     Zeytûnludur. Oranın emîri Murâd Bey bin Zeynel Bey’in oğludur. Pederinin irtihâlinde
               Zeytûn emîri olup Arablı karyesinde bir câmi-i şerîf ve zâviye yaptırdı. 802’de emlâkini bu



                                                           227
                                                           233
   229   230   231   232   233   234   235   236   237   238   239