Page 273 - 6-8
P. 273

Amasya Tarihi Cilt: 10
               Amasya Tarihi 9-12. Cilt                                                           Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR

                      Sa’îd Mehmed Efendi-Deli Hüseyinzâde
                      Amasyalıdır. Meşâhîr-i ulemâdan Hüseyin Efendi bin Mehmed Ağa bin Deli Hüseyin
               Ağa’nın mahdûmudur. Üçler Mahallesi’nde 1200 senesinde doğdu. Taşköprülü Hâfız el-Hâc
               Abdullah Efendi’den tahsîl-i ulûm edib ders-i âm oldu.
                      Pederinin  hayâtında  tedrîse  mülâzemet  edib  talebesine  icâzet  verdikten  sonra
               Süleymaniyye müderrisi oldu. Üçler Câmi-i şerîfinde cum’a günlerinde ve leyâlî-i mübârekede
               va’z ü nasîhat ederek 1262 senesi  [273] evâsıtında vefât etdi. Kibâr-ı ulemâdan ve a’yân-ı
               memleketten idi. Evlâdı vardır.

                     Sa’îd Mehmed Efendi-Çelebizâde, es-Seyyid
                     Köprülüdür. Ulemâdan es-Seyyid Hâşim Abdullah Efendi bin es-Seyyid Sa’îd Mehmed
               Efendi bin es-Seyyid el-Hâc Abdullah Efendi’nin mahdûmudur. Köprü müftüsü es-Seyyid el-
               Hâc Osmân Rûmî Efendi’den ikmâl-i tahsîl ederek pederinin irtihâlinde Fâzıl Ahmed Paşa
               müderrisi ve ders-i âm oldu.
                     Yıllarca tedrîse devâm ederek iştihâr edib mükerreren Köprü müftüsü ve meclis-i de’âvâ
               a’zâsı olduğu hâlde 1265’de vefât etdi. Âlim, afîf, müteşerri’, zî-nüfûz idi. Mahdûmu müftî-i
               meşhûr Ahmed Es’ad Efendi de kibâr-ı ulemâdandır.

                      Sa’îd Mehmed Efendi-Sülûkîzâde, es-Seyyid, eş-Şeyh
                      Amasyalıdır. Gümüş’te medresesi olan Halîl Paşa vakfı mütevellîsi Üçler Mahallesi
               eşrâfından Sülûkîzâde Şerîf Osmân Ağa’nın mahdûmudur. Amasya’da Taşköprülü eş-Şeyh el-
               Hâc  Hâfız Abdullah Efendi’nin halka-i  tedrîsinde  [274]  ikmâl-i  tahsîl ve riyâzet-hânesinde
               tekmîl-i sülûk ederek ehass-ı hulefâsından oldu.
                      Üstâd u şeyhinin irtihâlinde zâviyesine şeyh olmasını me’mûl ederken hâcezâdesi es-
               Seyyid Mehmed Ârif Efendi hadâset-i sinniyle kendisine takaddüm etmesinden bî-hûzur olup
               1244’de İstanbul’a gitdi.
                      Orada bi’l-imtihân kürsî şeyhliği silsilesine dâhil olup Beşiktaş’ta Sinan Paşa Câmii
               kürsî şeyhi oldu. Tarîk-i Nakşî’den müstahlef ve hüsn-i hâl erbâbından olduğu münâsebetle
               Hacı Bektâş-ı Velî zâviyesinde âsitâne şeyhi olan Bektâşî babası Hamdullâh Baba Amasya’ya
               nefy ve zâviye-i mezbûre Bektâşîlerden tathîr edilmekle 1252’de zâvîye-i mezbûre şeyhi olarak
               Kırşehri’ne gitdi.
                      On  beş  yıl  kadar  zâviye-i  mezbûrede  Nakşîbendiyye  usûl  ü  â’yînini  icrâ  ve  zikr  u
               i’bâdetle  iştigâl  ederek  1267’de  dâr-ı  na’îme  irtihâl  etdi.  Âlim,  kâmil,  zâhid,  müteşerri’,
               mekârihten  gâyet  muhteriz,  âbid  bir  zât  idi.  Mahdûmu  1298’de  vefât  eden  Beşiktaşî  [275]
                                                                              88
               Yahyâ Efendi dergâhı şeyhi Şemseddîn Mehmed Nûrî Efendi’dir.

                      Sa’îd Mehmed Ağa-Kara Vâ’izzâde
                      Amasyalıdır.  Bâyezîd  Paşa  Câmi-i  şerîfi  vâ’izi  olan  Ahmed  Efendi  bin  Hüseyin’in
               mahdûmudur. Evâ’il-i nizâmda asker olup tedrîcen mülâzım-ı evvel, 1255’de yüzbaşı, 1261’de
               kolağası, 1267’de binbaşı olup Manastır’a nakl edildi. Orada beş yıl kadar tabur kumandanı
               olduğu  hâlde  1272’de  vefât  etdi.  Bilâ-veled  olduğundan  metrûkâtını  birâderi  Hüseyin  Ağa
               mîrâsen aldı.

                      Sa’îd Mehmed Bey-Yeğenzâde
                      Amasya’nın Eski Kethüdâ Mahallesi eşrâfından ve meclis-i idâre erkânından es-Seyyid
               Ömer Bey bin es-Seyyid el-Hâc Ahmed İzzet Bey bin Ömer Paşa’nın mahdûmudur. Pederinin

               88  Gerek bu zâtın ve gerek pederinin Amasyalı olup “Sülûkîzâde” demekle meşhûr olduklarını ve tercemelerini
                 bunların  her  ikisiyle  de  mu’ârefe-i  kadîmesi  olan  mevâlîden  Amasyalı  Bakırcızâde  es-Seyyid  el-Hâc  Hâfız
                 Nûreddîn Mehmed Efendi’den şifâhen öğrendim ve Bektâş-ı Velî zâviyesi şeyhi olduğunu ve târîh-i vefâtını da
                 kuyûd idâresinde mukayyed gördüm.

                                                           266
                                                           272
   268   269   270   271   272   273   274   275   276   277   278