Page 268 - 6-8
P. 268
Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR
Amasya Tarihi 9-12. Cilt Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR
Sa’dî Çelebi-Ahîzâde
Amasyalıdır. Kudâtdan İzzeddîn Hasan Çelebi bin Sa’dullâh Çelebi bin Sinan Çelebi
bin Mahmûd Çelebi bin Ahî Cüneyd Çelebi mahdûmudur. Amasya’da tahsîl-i ulûm edib ders-
i âm oldu. Ba’dehû İstanbul’a gidip ammizâdesi Mehmed Efendi’nin sadâretinde mülâzım u
müderris oldu.
Sadr-ı müşârün-ileyhin irtihâlinde Yörgüç Paşa müderrisi olarak Amasya’ya avdet etdi.
Ba’dehû Hüseyniyye, Kameriyye-i Tokat, Sultâniyye-i Merzifon müderrisi olup sonra Mar’aş,
ba’dehû Erzurum, Diyârbekir mevleviyyetleriyle kadr ü i’tibârı a’lâ edildi. Hayli sancâklara
kadı oldu.
Ba’dehû ihtiyâr-ı tekâ’üd edib Amasya’da ikâmet etdi. Üçler Mahallesi’nde güzel bir
câmi-i şerîf ve civârında bir mekteb ve Pîr Sinan Şehreküstü Mahallesi’nde Sinâniyye tekkesi
ittisâlinde bir mescid-i şerîf, İçerişehir’de Kurşunlu Mahallesi’nde bir mekteb yaptırdı. Sultân
Bâyezîd Câmii önünde müceddeden bir ahşap köprü binâ etdi. [256]
Bu hayrât-ı şerîfesi mesâlihine muhtelif mahallelerde beş bâb menzillerini ve meydânda
üç kıt’a bâğlarını, İbâdullâh Çarşısı’nda on iki bâb dükkânlarını ve Sevincer’de kâ’in çiftliği
vakf ve tevliyetini mu’tak u dâmâdı olan Hândân Ağa’ya ve evlâd-ı zükûruna şart u tahsîs etdi.
Üçler Mahallesi’nde ikâmet etdiği konağını mütevellîlerin süknâsına tahsîs edib 1039
senesi zilka’desinin evâhirinde vefât etdi. Câmii şerîfinin önünde kâ’in hazîresinde medfûndur.
Otuzdan ziyâde kölesi, yirmi kadar câriyesi ve dört hâtunu olduğu hâlde ancak bir
kerîmesi kalabildi. Köle ve câriyelerini âzâd ederken herbirini evlendirip emlâkinden bir
kısmını hîbe ederek ihyâ etmek mu’tâdı idi.
Âlim, kâmil, gâyet sahî, mükerrem, ehl-i hayr ü hasenât idi. Âbâ ve ecdâdından intikâl
eden ve kendisinin kazandığı emvâl ü emlâki hayr ü hasenât yolunda sarf ederek Amasya’yı ve
kendi ahiretini i’mâr etdi. “Na’îmâ (cilt 4, sahîfe 79) Târîhi”nde tafsîl edilen Anadolu
kudâtından olan [257] zât, bu Sa’dî Çelebi’dir. Sadr-ı esbak Dervîş Mehmed Paşa ile mevâlîden
Mu’izzeddîn Sencârî bunun kölelerindendir.
Sa’dî Efendi-Hâcızâde, eş-Şeyh, el-Hâc
Amasyalıdır. Mevlevî-hâne meşâyihinden “Hacı Dede” demekle meşhûr eş-Şeyh Ebû
Sa’îd Ahmed Dede Efendi’nin mahdûmudur. Pederi 1114’de irtihâl etdikte tahsîl esnâsında
olduğundan büyük birâderi Sa’îd İbrâhim Dede Şeyh Cû’î tekkesi şeyhi ve mütevellîsi olmuşdu.
İkmâl-i tahsîl ve tekmîl-i sülûk edib 1129’da birâderinin ref’iyle mezbûr tekke şeyhi ve
mütevellîsi olup yirmi dört yıl kadar Amasya mevlevî-hânesinde mesnevî-hân ve Şeyh Cû’î’de
icrâ-yı meşîhatle be-nâm olduğu hâlde 1153 senesi şevvâlinin yirmi ikisinde dâr-ı na’îme rihlet
etdi. Urefâ-yı Mevleviyye’den şâir, edebiyât-ı Arabiyye ve Farsiyye’ye âşinâ idi.
Oğulları Mehmed, Ahmed, Osmân Dedelerdir. Nâyî Osmân Dede mütevellî ve mesnevî-
hân olup 1189’da vefâtıyla mahdûmu Mustafa Dede mütevellî ve mesnevî-hân oldu. Bu da
1234’de vefâtıyla Osmân Efendi ve bunun da 1274’de [258] vefâtıyla mahdûmu Ömer Çelebi
yalnız mütevellî ve Kemer-başı Bafralı Mustafa Efendi de mesnevî-hân oldu.
Sa’îdeddîn Mevhûb Çelebi-Ziyârîzâde
Amasyalıdır. Meşâhîr-i ulemâdan Mevlânâ Kemâleddîn Ahmed bin Şerefeddîn Ya’kûb
bin Muhibbüddîn Mevdûd bin Ali ez-Ziyârî mahdûmudur. Takrîben 720’de Amasya’da doğdu.
Amasya ulemâsından Mevlânâ Rükneddîn Ebû’l-Berekât Ahmed bin Mehmed es-Sinopî’den
tahsîl-i ulûm ederek Kayseriyye’ye gitdi.
Fâzıl-ı meşhûr Hüsâmeddîn Hasan bin Ömer bin İsmâ’îl bin İshâk el-Habbâzî el-
Kayserî’den ikmâl-i tahsîl edib orada yazdığı “Kitâbü’l İzâh”ın sonuna şu kitâbeyi yazdığı
görüldü:
261
267