Page 271 - 6-8
P. 271

Amasya Tarihi Cilt: 10
               Amasya Tarihi 9-12. Cilt                                                           Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR

                      Ba’dehû  ba’zı  niyâbetlerde  istihdâm  edilerek  Köprü  a’yânından  olup  Zeytûn
               niyâbetinden ma’zûlen 1210 senesi recebinin on birinci günü vefât etdi. Ulemâ ve a’yândan bir
               zât idi. Mahdûmları es-Seyyid Yûsuf, Mehmed Nâbî, Abdulbâkî Efendilerdir. Es-Seyyid Yûsuf
               Efendi 1213’de vefât etdi. Diğerlerinin el-yevm evlâdı vardır.

                      Sa’îd Mehmed Ağa-Hazînedârzâde
                      Merzifonludur.  1148’de  maktûlen  vefât  eden  Merzifonî  Kara  Mustafa  Paşa’nın
               hazînedârı olan el-Hâc Ali Ağa bin Mustafa Ağa’nın mahdûmudur. Merzifon’da iltizâm işlerine
               girip nüfûz ü servet kazandı.
                      Ba’dehû  Çelebi  Sultân  evkâfı  mütevellîsi,  Merzifon  mültezimi  [266]  musâhibân-ı
               şehrîyârîden Abdî Bey’in vekîli, Merzifon a’yânı oldu.
                      Rus  muhârebâtında  ve  imdâd-ı  seferî  i’ânâtında  hayli  hizmetleri  sebk  eylediğinden
               dergâh-ı âlî kapıcıbaşılığı rütbesiyle taltîf edilip 1210’ da Tokat voyvodası oldu. Üç yıl kadar
               Tokat  sancâğını  idâre  edib  ba’de’l-azl  1216’da  vefât  etdi.  Meşâhîr-i  a’yândan  hânedân,
               mükerrem, müdebbir bir zât idi.

                      Sa’îd Mehmed Efendi-Çelebizâde, es-Seyyid
                     Köprülüdür. Köprü müftüsü es-Seyyid el-Hâc Abdullah Efendi bin Çelebi es-Seyyid el-
               Hâc Mustafa Efendi’nin mahdûmudur. Pederinden tahsîl-i ulûm edib ders-i âm olduktan ve
               pederinin irtihâlinden sonra Fâzıl Ahmed Paşa müderrisi olup 1217’de vefât etdi. Ulemâdan
               idi. Mahdûmu es-Seyyid Hâşim Abdullah Efendi’dir.

                      Sa’îd Mehmed Ağa-Geyiklilioğlu el-Hâc
                      Amasyalıdır. El-Hâc İsmâ’îl Ağa bin Mehmed Ağa bin el-Hâc Hasan Ağa’nın oğludur.
               Pederinin vefâtında 1191’de [267] Hüsâmeddîn Temennâyî vakfına mütevellî oldu. Ba’dehû
               iltizâm  işleriyle  iştigâl  ederek  servet  ü  i’tibâr  kazanıp  Amasyalı  Çiğdem  Beyzâde  Hâfız
               Mehmed Paşa’nın kethüdâsı oldu.
                      Müşârün-ileyhin  ma’iyyetinde  devr-i  eyâlât  edib  1217’de  hasta  ve  alîl  olduğundan
               1218’de Hânya’da vefât etdi. Mahdûmu vüzerâdan es-Seyyid İsmâ’îl Hakkı Paşa’nın tercemesi
               yukarıda geçti. Bilâlzâdelere dâmâd olmuşdu.

                      Sa’îd Mehmed Paşa-Yeğenzâde, es-Seyyid, el-Hâc
                      Amasyalıdır. 1194’de Amasya’da vefât eden Ömer Paşa bin el-Hâc İbrâhim Bey bin el-
               Hâc Yeğen Ali Bey bin el-Hâc Ahmed Bey bin Küçük Ali Bey’in mahdûmudur. Pederinin
               hayâtında tahsîl-i ilm ü kitâbet edib iltizâmât işleriyle iştigâl ederek pederinden intikâl eden
               servet ü i’tibârını tevsî’a çalışdı.
                      Ber-vech-i  mâlikâne  Amasya  mutasarrıfı  olan  Caniklizâde  Mikdâd  Ahmed  Paşa’nın
               1195’de  ikinci  defâki  mutasarrıflığında  araları  açık  olduğundan  İstanbul’a  gidip  1199
               şevvâlinde vezîr olan Gürcü Koca Yûsuf Paşa’ya intisâb ederek [268] dâ’iresine girdi.
                      1200 senesi rebîülevvelinde sadr-ı a’zam olan Koca Yûsuf Paşa’ya kendisini sevdirip
               kapıcıları  kethüdâsı  oldu.  Sadâretten  azlinde  beraber  gidip  1205  senesi  cumâdelâhiresinde
               ikinci def’a sadr-ı a’zam olan müşârün-ileyhin yine kapıcıları kethüdâsı olup 1206’da sulhu
               müte’âkib dergâh-ı âlî kapıcıbaşılığı ile taltîf edildi. 1206 senesi ramazânında müşarün-ileyhin
               sadâretten  azlinde  kapı  kethüdâsı  olup  1207  senesi  şa’bânında  Cidde  vâlîsi  ve  Medîne-i
               münevvere  muhâfızı  oldukta  beraber  gitdi.  Yedi  yıldan  ziyâde  Hicâz’da  kalıp  1215  senesi
               muharreminde  Koca  Yûsuf  Paşa’nın  irtihâli  üzerine  bâ-rütbe-i  mîr-i  mîrânî  Medîne-i
               Münevvere muhâfızı oldu.
                      Bundan  sonra  vüzerâdan  birkaç  zâta  Cidde  vilâyeti  ve  Medine  muhâfızlığı  tevcîh
               edildiği hâlde Vehhâbîler’in tecâvüzâtından hiç biri de gidemediğinden dört yıl kadar Medîne-
               i Münevvereyi Vehhâbîler’e karşı müdâfa’a ederek hüsn-i muhâfaza etdi. [269]



                                                           264
                                                           270
   266   267   268   269   270   271   272   273   274   275   276