Page 275 - 6-8
P. 275
Amasya Tarihi Cilt: 10
Amasya Tarihi 9-12. Cilt Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR
müte’âkiben Merzifonî Kara Mustafa Paşa evkâfından olan Hân mes’elesi zuhûrunda taraf-ı
vakfı sıyânet ve Çorum alaybeyisi Ömer Ağa da mülkiyeti iltizâm ederek araları açıldı.
Bu yüzden şikâyetler ve tezvîrâtı hâvî mürâca’atlar tevâlî etdi. Ömer Ağa’nın kardeşi
olan Kel Hasan Paşa bu tezvîrâta aldanıp Şeyhülislâmın yolunu keserek azl ü nefy edilmesini
musırrâne teklif ve iz’âc etmişdi.
Meşîhat-ı İslâmiyye hakîkat-i hâli anlamak için tahkîkâta lüzûm gördüğü hâlde Kel
Hasan Paşa Sultân [280] Abdulhamîd’e bu tezvîrâtı arz ederek azl u nefyi irâdesini istihsâl ve
meşîhate teblîğ etdirdiğinden 1318 senesi cumâdelâhiresinin selhinde azl ve Merzifon’da
ikâmeti emr edildi.
On yıl kadar öteden beri yaptığı zahîre ticâretiyle iştigâl ve hayli servet ü sâmân idhâr
edib 1326 senesi cumâdelâhiresinde meşrûtiyetin i’lânı üzerine meşîhat-i İslâmiyyeye
mürâca’at etdi. Bunun üzerine 1328 senesi cumâdelûlâsında Yemen vilâyeti nâibi olduğu
kendisine teblîğ edildi.
Fakat mürâca’atından sonra hastalanmışdı. Vilâyet niyâbetine ta’yîn edildiği
memnûniyyetiyle biraz canlanıp azîmet edeceği esnâda hastalığı teşeddüd ederek
cumâdelâhiresinin evâ’ilinde vefât etdi. Âlim, fâzıl, kavâ’id-i mantık ve usûl ü kelâmda mâhir,
âkil, zekî, müdebbir, serîü’l-intikâl, metîn ve mümsik bir zât idi.
Yegâne mahdûmu Ömer Vehbî Bey’e oldukça mühim bir servet bıraktı. Ömer Vehbî
Bey de Mekteb-i hukûktan me’zûn [281] olup Gümüşhacıköyü kazâsı müdde-i umûmî mu’âvini
ba’dehû Merzifon cezâ mahkemesi re’îsi olduğu hâlde 1337’de genç iken vefât etdi. Gâyet
müsta’id, zekî, kavânîn-i adliyyeye vâkıf idi.
89
Sefer Şâh Çelebi -Mevlânâ Cemâleddîn
90
Merzifonludur. Hâce Emîr bin Abdullah et-Tebrîzî mahdûmudur. Merzifon’da doğup
büyüdü. Orada müderris olan fâzıl-ı meşhûr Mevlânâ Şerefeddîn Mehmed bin Mevlânâ
Vecîheddîn Ömer Erzincânî’den ulûm-ı Arabiyye ve şer’iyyeyi ahz ü tahsîl etdi.
Ba’dehû Amasya’ya gelip Mevlânâ Hüsâmeddîn Hasan el-Mevlevî’den ulûm-ı
edebiyye ve Fârisiyye’yi ahz u ikmâl edib ders-i âm ve müderris-i be-nâm olarak Amasya
Hükümdârı Hacı Şâdgeldi Paşa’nın teveccühât-ı mahsûsasını kazandı.
Ancak 783’de Hacı Paşa’nın Sivas hükümdârı Kâdı Burhaneddîn elinde mağdûren
vefâtı üzerine hâdis olan münâsebetsiz güft ü gûlardan dolayı Amasya’yı terk edib Bursa’ya
gitdi. Orada fezâ’il-i ilmiyyesiyle mütenâsib [282] teveccüh ü hürmet gördü. Orada tedrîs-i
ulûm u funûna himmet edib müderris oldu. Edebiyât-ı Arabiyye ve Fârisiyyede yed-i tûlâsı
olduğu tebeyyün etdiğinden 788’de nişâncı bulunan “Mevlânâ Müştemil” demekle meşhûr
Kemâleddîn Mehmed Çelebi mevki’-i vezâreti ihrâz etdikte bunun yerine nişâncı oldu.
Ancak Yıldırım Sultân Bâyezîd Hân’ın vezîri olan Çandarlızâde Ali Paşa’nın ba’zı
ahvâl ü akvâline i’tirâz eylediğinden dolayı müşârün-ileyhin iğbirârını kazandığından 795’de
nişâncılıktan azl etdirip sefâretle Mısır’a gönderdi.
Gerek Sultân-ı müşarün-ileyhin ve gerek Ali Paşa’nın ahvâl ü harekâtından muğber
olduğundan vezâ’if-i mühimme-i sefâreti hakkıyla îfâ etdikten sonra Mısır’da ikâmet etdi.
Câmi-i Ezher’de gâyet fâzılâne ve lisân-ı Arab üzere va’z edib fazlını i’tirâf eden ulemâ-yı
Mısrın mazhar-ı ihtirâmı olduğu hâlde 798 senesi cumâdelâhiresinde vefât eyledi.
Allâme Ahmed bin Hacer diyor ki: “Sefer Şâh, âlim, fâzıl, elsine-i selâseye hakkıyla
vâkıf, fuhakâ-yı Hânefiyye’den idi.” [283] Mehmed ibnü’l-Cezerî de “İcâzet-nâme”sinde
89 Kuyûd-ı vakfiye bu zâtın adını “Sefer Şâh” diye gösteriyor. İnbâü’l-Gumr’da “Safer Şâh” kayd ediyor.
90 Allâme Ahmed bin Hacer İnbâü’l-Gumr fi Ebnâi’l-Umr adlı eserinde “Safer Şâh bin Abdullah er-Rûmî” diyor.
Şemseddîn Mehmed bin Mehmed el-Cezerî de 800 târîhinde mahdûmu Ali Paşa’ya verdiği icâzet- nâmesinde
“Safer Şah bin Emîr Hoca et-Tebrîziyyü’l-muhted el-Bursaviyyü’l-menşe’ er-Rûmiyyü’l-müvelled” yazıyor.
268
274