Page 304 - 6-8
P. 304

Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR
               Amasya Tarihi 9-12. Cilt                                                           Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR

                     Memleket hâdimi, nüfûz u himmet sâhibi, âlî-cenâb [380] servet ü sâmânı mükemmel,
               sahî, halkın gözdesi, me’ârif-âşinâ, fukarası bol bir hânedân idi. Nârlıbâğçenin garbında âlî bir
               medrese  binâ  ve  ittisâlinde  bir  çeşme  inşâ  edib  bunların  mesâlihine  on  kadar  dükkân  ve
               müderris efendiye meşrûta bir hâne vakf etdi. Nârlıbâğçe bu medresenin bâğçesi olup kendisi
               de burada medfûn idi.
                     Bu medrese, mu’ahharan medrese-i Süleymaniyye, daha sonra “Nârlı Bâğçesi” demekle
               meşhûr  olup  1282’de  Ziyâ  Paşa’nın  mutasarrıflığı  zamânında  harâbe-müşrif  bir  hâlde  iken
               tamâmıyla hedm edilip arsası yola kalb ve bir kısmı da son müderrisi olan İskiliblizâde Mehmed
               Efendi’nin menziline ilâve edildi. Çeşmesi de Sultân Mes’ûd Türbesi önündeki mezârlığın köşe
               başına getirildi.
                     Mahdûmları el-Hâc Ali, Îsâ, Mehmed Ağalardır. Ağa-yı müşarün-ileyhin seng-i mezârı
               bile  gâ’ib  olup  gitdi.  Hacı  Ali  Ağa  da  pederinin  eserine  iktizâ  ederek  “Yukarı  Bakacak
               Medresesi” demekle meşhûr olan medrese-i hayriyyeyi yaptırmışdı. Hepsi de harâb oldu.

                     Süleyman Ağa-Kara Müslim, el-Hâc
                     Merzifonlu  Ali  Ağa’nın  oğludur.  Trabzon  vâlîsi  iken  1148’de  maktûlen vefât  eden
               Merzifonî Kara Mustafa Paşa’nın etbâ’ından iken silâhdârı olup Îrân muhârebâtında ibrâz-ı
               şecâ’at etdi.
                     Ancak  Ser-asker  Köprülüzâde  Fâzıl  Abdullah  Paşa’nın  şehâdetinden  dolayı  efendisi
               maktûl olduğundan Merzifon’a gelip ta’ayyün etdi. Hayli müddet Merzifon mukâta’ası emîni,
               sonra Merzifon voyvodası, birkaç def’a Samsun mütesellimi oldu.
                     Mu’ahharan Hazînedâr Süleyman Paşa ile arası açıldığından Merzifon’a avdet edib yine
               Merzifon voyvodası olarak hizmetlerde bulundu. Dergâh-ı âlî kapıcıbaşlığı ile taltîf edilip 1178
               hudûdunda vefât etdi. Orada bir çeşme yaptırdı. Mahdûmu el-Hâc Ali Ağa’dır.

                     Süleyman Efendi-Müftüzâde, es-Seyyid, el-Hâc
                     Amasyalıdır. Esbak Amasya müftüsü Hacı Efendizâde el-Hâc Ömer Efendi mahdûmu es-
               Seyyid el-Hâc Ali Efendi’nin oğludur. [382] Ba’de’t-tahsîl ders-i âm ve 1161’de Müftüzâde es-
               Seyyid Ebûbekir Efendi’nin kasr-ı yediyle Ya’kûb Paşa müderrisi oldu. Yirmi iki yıl kadar va’z
               ü tedrîs ile iştigâl ederek 1183’de vefât etdi. Ulemâdan idi.

                     Süleyman Ağa-Debbâğoğlu, el-Hâc
                     Amasya  debbâğlarından  Mehmed’in  oğludur.  Yeniçeri,  ba’dehû  yasakçı  olup  1158
               senesinden i’tibâren mükerreren Amasya yeniçerileri serdârı olarak Îrân muhârebâtında ibrâz-ı
               hidmet etdi. 1178’de serdengeçtiler ağası olup turnacıbaşı pâyesiyle Rus harbine gitdi. 1184’de
               İbrâ’îl harbinde şehîd oldu. Birkaç def’a meclis-i a’yân a’zâsı olmuş, gâzî, mücâhid, dîndâr bir
               zâbit idi.

                     Süleyman Efendi-Yazıcı
                     Merzifonludur. Mustafa Ağa’nın mahdûmu olup İstanbul’a gitdi. Ba’zı hemşehrîlerinin
               yardımıyla  Dârü’s-sa’âde  ağası  kâtibi  kalemine  girdi.  Tedrîcen  tefeyyüz  ederek  1172’de
               mezkûr kalemde halîfe-i sânî iken Merzifon’da Çelebi Sultân evkâfı mütevellîsi olup tarafından
               kâ’im-makâm gönderdi. [383]
                     1175’de  başhalîfe  olup  dârü’s-sa’âdeağası  Dördüncü  Beşîr  Ağa’ya  hulûl  etdi.  1177
               senesi şa’bânında Ağa kâtibi olan İzzet Mehmed Efendi’yi Sultân Bâyezîd evkâfı tevliyetiyle
               Amasya’ya i’zâm etdirip yerine dârü’s-sâde ağası kâtibi oldu.
                     1181’de  Dîvân-ı  hümâyûn  hâcegânı  zümresine  iltihâk  ederek  nüfûz  u  i’tibârı  artdı.
               1182’de Beşîr Ağa’nın irtihâlinde Dârü’s-sa’âde Ağası olan Mercân Ağa’yı da teshîr ederek
               mu’âmelâtında serbest oldu.




                                                           297
                                                           303
   299   300   301   302   303   304   305   306   307   308   309