Page 307 - 6-8
P. 307

Amasya Tarihi Cilt: 10
               Amasya Tarihi 9-12. Cilt                                                           Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR


                     Süleyman Bey-Kayalı Paşazâde, es-Seyyid, el-Hâc
                     Amasya eşrâfından el-Hâc Sâlih Bey bin Kaya Ali Paşa’nın mahdûmu ve es-Seyyid el-
               Hâc Ömer Bey’in birâderidir. Pederinin vefâtında yerine geçip hâcıyân u a’yân meclislerine
               a’zâ olarak nüfûz u i’tibâr kazandı.
                     1193’de Amasya iki gruba ayrılıp bir kısmı Caniklizâde tarafdârı, diğer kısmı Cebbârzâde
               tarafdârı  olduğu  esnâda  Cebbârzâde  tarafdârı  olup  Canikli  Hacı  Âli  Paşa‘nın  şedâ’id  ü
               mezâlimine karşı mücâdele ederek Cebbârzâde Mustafa Bey’i nüfûz u kuvvetiyle takviyye etdi.
                     Bu esnâda Hacı Ali Paşa mağlûb ve tarafdârları menkûb oldukta nüfûzu artıp sonra baş
               a’yân oldu. 1195 senesi şa’bânında Hacı Ali Paşazâde Mikdâd Ahmed Paşa ibkâ-yı vezâretle
               ber-vech-i mâlikâne Amasya mutasarrıfı olup geldikte bi’z-zarûre İstanbul’a gidip tehlikeden
               kurtuldu.
                     Orada  Amasyalı Ocak  İmâmızâde es-Seyyid  Mustafa Paşa’nın dâ’iresine intisâb edib
               müşârün-ileyhin ta’rîf [392] u sevkine binâ’en dergâh-ı âlî kapıcıbaşılığı ile taltîf edilip İzmit
               mütesellimi  oldu.  1202 senesi  zilhiccesinde  paşa-yı  müşârün-ileyh  rikâb-ı  hümâyûn  kâ’im-
               makâmı oldukta İstanbul’a gelip çavuşbaşı vekîli oldu.
                     1203’de silâhdar Ağası olarak ta’ayyün etdi. 1206’da Mikdâd Ahmed Paşa’nın i’dâmında
               avdet edib 1207 senesi gurre-i muharreminde Amasya mültezimi olan Cebbârzâde Süleyman
               Bey tarafından Amasya mütesellimi olarak aynü’l-a’yân oldu.
                     1208 gurre-i muharreminde baş a’yân olan es-Seyyid Abdullah Bey’in meclisine a’zâ
               olarak nüfûzunu muhâfaza etdi. 1209’da Hazînedârzâde Süleyman Bey’in mütesellimliğinde
               inzivâya çekilip 1213’de yine baş a’yân oldu.
                     1214’de Caniklizâde Tayyâr Mahmûd Paşa Amasya mültezimi oldukta yine İstanbul’a
               gidip Üsküdâr’da ikâmet etmekte iken 1216’da vefât etdi. Meşâhîr-i eşrâftan hânedân, kerîm,
               mu’tedil  bir  zât  idi.  Mahdûmları  es-Seyyid  el-Hâc  Ahmed,  Hasan  Beylerle  Ömer  Kâşif
               Paşa’dır. [393]

                     Süleyman Ağa-Türizâde, el-Hâc
                     Amasyalıdır.  Medrese-i  Hayriyye  bânîsi  eşrâftan  el-Hâc Hâfız  Ali  Ağa  bin  el-Hâc
               Süleyman Ağa’nın mahdûmudur. Pederinin hayâtında hac edib, meclis-i hâcıyân u a’yâna a’zâ
               oldu. 1193’de a’yânın tefrikasında taraf-ı i’tidâli tercîh ederek âkilâne hareket etdi.
                     Bundan dolayı gerek Cebbârzâdelerin gerek Caniklizâdelerin eyyâm-ı iltizâmında her iki
               tarafa da yarandı. 1214’de Caniklizâde Tayyâr Mahmûd Paşa tarafından Amasya mütesellimi
               ve  baş  a’yân  oldu.  Fakat  Tayyâr  Paşa’nın  mezâliminden  dolayı  sene-i  mezbûre  recebi
               gurresinde isti’fâ edib çekildi.
                     Ba’dehû meclis-i a’yân a’zâsı olup 1218 vak’asında a’zâlıktan da çekilip 1221’de vefât
               etdi. Nârlı Bâğçe Mezârlığı’nda medfûn idi. Buradan yeniyol küşâdında seng-i mezârı Sultân
               Mes’ûd Türbesi’ne vaz’ ve kemikleri de bu türbe civârına nakl edildi.
                     Sahî, küşâde-meşreb, mu’tedil, sofrası umûma [394] açık, fukarâ-perver olup dergâh-ı âlî
               kapıcıbaşılarından  bir  zât  idi.  Oğulları  el-Hâc  Mehmed,  Ali,  Hasan  Ağalardır.  Nüfuz  u
               mevki’ini el-Hâc Hasan Ağa muhâfaza edebilmişdir.

                     Süleyman Baba-Âşık
                     Kırşehirlidir. Hacı  Bektaş-ı  Velî Ocağında ta’lîm u terbiyye görüp erbâb-ı  me’âriften
               oldu. Merzifon’da Pîrî Baba tekkesi meşîhati Dervîş Mehmed ve İbrâhim Babaların mel’abesi
               olduğundan 1195’de her ikisinin def’iyle mezkûr tekke şeyhi olarak ocaktan geldi.
                     Yirmi sekiz yıl kadar icrâ-yı meşîhat, meslek-i sûfiyâna yaraşır bir tarîkat ta’kîb ederek
               âkilâne hareket edib herkesin hüsn-i nazarını kazandı. 1223’de âlem-i bekâya intikâl ederek
               hulefâsından meşhûr Merzifonî İbrâhim Baba yerine geçti. Şâ’ir, müşekkel, vakûr, me’ârife
               müntesib idi.



                                                           300
                                                           306
   302   303   304   305   306   307   308   309   310   311   312