Page 35 - 6-8
P. 35

Amasya Tarihi Cilt: 9
               Amasya Tarihi 9-12. Cilt                                                           Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR            Amasya Tarihi 9-12. Cilt                                                           Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR

               günü  vefât  etdi.  Müdebbir,  işgüzâr  ise  de  tâlihi  yokdu.  Mahdûmları  Mehmed,  Ali,  Hasan                      muharreminde sadrâzam olan Köprülüzâde Fâzıl Mustafa Paşa’nın zaman-ı sadâretinde ikbâl
               Ağalardır. Bunlara İnekcioğulları dendi. Hasan Ağa’nın evlâdından Mehmed Ağa bin Mehmed                                yüzü görüb 1102 senesi şa’banında rikâb-ı hümâyûn kâ’im-makâmı olarak İstanbul’a geldi.
               1256’da kırkbeş yaşında mahdûmu Ahmed Ağa ile ber-hayat idi.                                                                 1104 senesi şa’banında Merzifonî Hacı Ali Paşa’nın sadâretden azl edildiğinden birkaç
                                                                                                                                      mâh sonra kâ’im-makâmlıktan azl edilib Seddü’l-bahr muhâfazasına iâde edildi. 1105 senesi
                     Hüseyin Efendi-İmâm Hoca                                                                                         cumâdelûlâsında İstanbul kâ’im-makâmı olup geldi. Fakat şevvâlin evâsıtında sâlisen Seddü’l-
                     Amasyalı  Mehmed  bin  Hasan  oğludur.  Ulemâdan  tahsîl-i  ulûm  ederek  ders-i  âm  ve                         bahr muhâfızı olarak iâde edildi.
               1091’de Dârüsselâm Mahallesi  mescid-i  şerîfine imâm  olup  1108 senesi cûmâdelâhiresinin                                   1106 senesi cumâdelûlâsının ondördüncü günü [89] kâpudan-ı deryâ olup geldi. Ancak
               sekizinde vefât etdi. Âlim, sâlih ve vâiz idi. Mahdûmu ulemâdan Hasan Efendi mescid-i mezbûr                           cumâdelâhiresinde  tebeddül-i  saltanât  ve  ba’dehû  istilâya  marûz  olan  Sakız’ın  fethi  ve
               imâmı olduğu halde 1150 senesi saferinde vefât etdi. Bunun mahdûmu Hâfız Mustafa Efendi                                tahliyesinde Mezamorta Hüseyin Ağa’nın küllî hizmeti sebk eylediğinden ramazân-ı şerîfin
               de bu mescide imâm olup 1192 şevvâlinde ve bunun mahdûmu İmâm es-Seyyid Hâfız Hüseyin                                  evâhirinde Hüseyin Ağa kapudân-ı deryâ oldukda Sakız muhâfızı olarak gitdi.
               Efendi 1236’da vefât etdi. Bunlara İmâm Hocaoğulları dendi.                                                                  1107 senesi şevvâlinde Konya ve Adana vilâyetlerine vâlî olup Rûmeli ordusuna me’mûr
                                                                                                                                      ve  1108  senesi  saferinde  Belgrad  muhâfızı  oldu.  1109  senesi  saferinde  şehîd  olan  Elmas
                     Hüseyin Efendi-Taceddînzâde                                                                                      Mehmed Paşa’nın yerine rebîülevvelinin ikinci günü sadrâzam oldu.
                     Amasyalıdır. Anadolu kudâtından Amasyalı Mustafa Efendi’nin mahdûmudur. Amasya                                         Tam beş yıl, bir ay, on gün mesned-i sadâretde kalıb devletin menâfiine hâdim olan bir
               fuzalâsından Uzun Müderris Mehmed ve Allâme [86] Hızır Efendilerden ikmâl-i tahsîl ederek                              sulhe muvaffak oldu.
               ders-i âm oldu. Ba’dehû İstanbul ru’ûsuyla müderris ve kasabât ve bilâda kâdı olarak 1100                                    Hayfâ  ki  Şeyhülislâm  Erzurumî  es-Seyyid  Feyzullah  Efendi’nin  nüfûz-ı  istiklâl
               senesi gurre-i şevvâlinde Amasya kâdısı oldu.                                                                          harekâtına mâni olması ve öteden beri esdıkâ-yı muhibbânından olan Kıblelizâde Ali Bey’in
                     1101 senesi recebinde Müftüzâde Ömer Efendi’yi tevkîl ve nâib edib İstanbul’a gitdi.                             müşârün-ileyhin nüfûzuyla bağdeten katli merakına dokunduğundan 1114 senesi rebîülâhirinin
               1102 senesi gurre-i muharreminde Amasya kazâsından azl edilib sonra Diyârbekir mollası oldu.                           onikinci günü isti’fâ edib sadâretden çekildi. [90]
               Buradan da azlinde İstanbul’da mukîm iken 1109’da vefât etdi. Âlim, afîf “Ebezâde” demekle                                   Ba’dehû Edirne’den kalkıb hasta olduğu halde Silivri kurbunda vâkî çiftliğine geldi. 1114
               meşhûr bir zât idi. Mahdûmu Mekke-i Mükerreme mevâlîsinden Mustafa Efendi ve birâderi                                  senesi rebîülâhirinin selhinde dâr-ı bekâya irtihâl edib na’şı İstanbul’a nakl edilerek Sarâchâne
               Şeyhülislâm Abdullah Efendi’dir.                                                                                       başında kâin Dârulhadîsi ittisâlindeki türbesine defn edildi.
                                                                                                                                            Sadr-ı müşârun-ileyh gâyet dindâr, âkil, müdebbir, umûrunda basiretkâr âl-i cenâb, kerîm,
                     Hüseyin Paşa-Amcazâde el-Hâc                                                                                     sâhib-i hayrât bir zât idi. Bu gibi zevâtın müsâderesi devletce müttehaz olan usûle muhâlif
                     Köprülüdür. Köprülü Mehmed Paşa ana bir kardaşı Kozlıcalı Ali Ağazâde Amca Hasan                                 olduğu halde vefâtından sonra Şeyhülislâm Efendi’nin nüfûzuyla bilcümle emvâl ve emlâki
               Ağa’nın mahdûmudur. Köprü’de doğdu. 1067’de pederiyle beraber İstanbul’a gidip tahsîl-i                                müsâdere ve etbaı bile habs ve müsâdere edildi.
               ma’ârifden  sonra  ibtidâ  Köprülü  Mehmed  Paşa’nın  birâderzâdesi  Hüseyin  Bey’in  kerîmesi                               Ancak sadr-ı müşârün-ileyh, hayatında Sarachâne başında yaptırmış olduğu Dârulhadîs
               Âmine Hânım ile evlendi.                                                                                               medrese-i  âliyesiyle  mescid-i  şerîfi  ve  dârü’l-kurrâsı  ve  sebili  ve  türbesi  mesâlihine  vakf
                     Köprülüzâde Fâzıl Ahmed Paşa’nın sadâretinde mektubî-i sadr-ı âlî kaleminde hulefâdan                            eylediği emlâki müsâdereden masûn kaldı erkek evlâdı olduğu anlaşılamadı. Kerîmeleri Ayşe,
               olup “Hüseyin Çelebi” demekle [87] iştihâr etdi. Kayın pederinin Cidde Beyi ve şeyhülharem                             Sulhiye Hânımlar ve dâmâdı Amasyalı Rus  Rıdvan Ağazâde Ahmed Paşa’dır. Eniştesi  Ali
               olduğu  esnâda  Hicâz’a  gidip  geldi.  Köprülüzâde  Fâzıl  Ahmed  ve  Kara  Mustafa  Paşalar’ın                       Efendi ricâldendir. [91]
               sadâretlerinde bol bol iltifât ve i’zâza nâil olduğu halde terakki yüzü göremedi.                                            Ayşe Hânım, zevci Ahmed Paşa’nın vefâtından sonra Ali Paşazâde İbrâhim Bey’e vardı.
                     Muahharan  halîlesinin  vefâtıyla  pederinin  akrabasındân  Süleyman  Paşa’nın  kerîmesi                         1124’de Süleymaniye civârında güzel bir Dârulhadîs binâ edib emlâkini vakf ederek vakfiyesini
               Emine Hânım ile teehhül edib müreffeh bir hayat içinde imrâr-ı hayat etmekde iken Merzifonî                            tanzîm etdirdi. 1138’de vefât edib vakfına zevci İbrâhim Bey ve ba’dehû mahdûmu Ahmed Bey
               Kara  Mustafa  Paşa’nın  i’dâmı  üzerine  Sadr-ı  a’zam  olan  Kara  İbrâhim  Paşa’nın  nazar-ı                        mütevellî oldu.
               dikkatini celb ediyordu.
                     Çünkü  Köprülü  hânedânına  sadr-ı  müşârün-ileyhin  adâveti  var  idi.  1095  senesi                                  Hüseyin Ağa-Türedizâde el-Hâc
               rebîülâhirinde  Köprülüzâde  Fâzıl  Mustafa  Paşa’nın  ref-i  vezâretiyle  tekâüde  sevki  ve  Kara                          Amasyalıdır. Saz şâiri ve sipâhi Celâlî Mehmed Ağa bin Hüseyin Ağa bin Kâsım Ağa’nın
               Mustafa Paşa’nın yeğeni olup Şehr-i Zor Beylerbeyi olan Hüseyin Paşa’nın katli üzerine Şehr-                           oğludur. Sîpâhi iken Defterdâr Ahmed Paşa’ya kendisini sevdirib hazinedârı olarak erbâb-ı
                                    14
               i Zor beylerbeyi oldu.                                                                                                 mâliye arasında hayli nüfûzu vardı.
                     1097  senesi  cumâdelûlâsında  Sadr-ı  a’zam  Sarı  Süleyman  Paşa’ya  pederinin  ricâsı                               1094’de müşârun-ileyhin vefâtını müteâkib Amasya’ya geldi. Bir müddet kethüdâ-yeri
               üzerine Çardak muhâfızı olarak İstanbul’a gelip sonra Çanakkale’ye gitdi. Orada üç [88] yıldan                         ve  1098’de  Sivas  vilâyeti  sürsât  mukâtaâsı  mültezimi  oldu.  1099’da  sipâhilere  tarafdâr
               ziyâde mensî bir halde kaldı.                                                                                          olduğundan Tokat’a nefy edildi. Ba’dehû avdet edib Hicâz’a gitdi.
                     1099 senesi gurre-i recebinde Seddü’l-bahr muhâfızı olan vezîr Tekfurdağlı Mustafa Paşa                                1103’de meclis-i  a’yân  âzâsı  ve 1112’de baş-a’yân olup  Amasya’da büyük bir nüfûz
               sadrâzam ve tersâne emânetinden kethüdâ-yı sadr-ı âlî olan Çelebi Mehmed Ağalarla öteden                               kazandı. 1113’de [92] Irak ordusuna me’mûren Bağdad’a gidip 1115 senesi evâhirinde oralarda
               beri hüsn-i ülfet ve muâşereti var idi.                                                                                vefât  etdi.  Nâfizü’l-kelîm  olup  Meşâhîr-i  a’yândan  idi.  Mahdûmları  Mehmed,  Ahmed
                     1100 senesi  şa’banında  Seddü’l-bahr  muhâfızı  Suyolcu  Vezîr  Ali  Paşa’nın  irtihâline                       Ağalardır. Hacı Mehmed Ağazâde el-Hâc Süleyman Ağa ve Hacı Ahmed Ağazâde Hüseyin
               binâen  şu  iki  zâtın  himmetiyle  bâ-rütbe-i  vezâret  Seddü’l-bahr  muhâfızı  oldu.  1101                           Paşa aşağıda gelir.


               14  Bu tayin zahiren lutf ise de haddi-zatında İstanbul’dan ihrâc ve teb’id manasına idi.


                                                           24                                                                                                                     25
                                                           34
   30   31   32   33   34   35   36   37   38   39   40