Page 411 - 6-8
P. 411

Amasya Tarihi Cilt: 11
               Amasya Tarihi 9-12. Cilt                                                           Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR            Amasya Tarihi 9-12. Cilt                                                           Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR

               âm oldu. Esnâ-yı tedrîsinde fazl ve ehliyeti zâhir olduğundan Hızır Paşa müderrisi olmuştu.
               [176]                                                                                                                        Şemsi Mehmed Çelebi-İbrîzâde
                     Amasya vâlisi Şehzâde Sultân Ahmed’in teveccühâtına mazhar olan ulemâdan olmakla                                       Amasyalıdır. Meşâhîr-i ulemâdan İbrîzâde Abdurrahman Efendi bin Muhyiddîn Mehmed
               918’de Sultân Selim Hân tarafından kaldırılıp Rumeli kasabât ve bilâdına kadı ve bir aralık                            Çelebi mahdûmudur. Pederinden ve Amasya ulemâsından tahsîl-i ulûm ederek Amasya vâlisi
               Edirne Mevleviyyeti nâibi oldu. 940 sâline doğru vefât etdi. Âlim, fâzıl, kerîm, zarîf bir zât idi.                    Şehzâde Sultân Ahmed’in dâire-i devletine intisâb edib divân-ı zümre-i kitâbete iltihâk etdi.
               Mahdûmları Abdüsselam, Abdülcelîl, Abdülalîm Efendiler de kudâtdan idiler.                                             [179]
                                                                                                                                            918’de Şehzâde’nin irtihâlinde Amasya vâlisi Şâdî Paşa’ya intisâb edib bir müddet sonra
                     Şemseddîn Mehmed Efendi-Bâlî Beyzâde                                                                             kâtib-i divânı ve bunun irtihâlinde İstanbul’a gidip defterdâr-ı şıkk-ı evvel Amasyalı İskender
                     Amasyalıdır. Hacı Hamza Bey Mescid-i Şerîfi hazîresinde medfûn olan Bâlî Beyzâde                                 Çelebi’ye intisâb ederek Konya defterdârı oldu.
               Abdurrahman  Efendi’nin  mahdûmudur.  Amasya  ulemâsından  tahsîl-i  ulûm  etdikden  sonra                                   941’de İskender Çelebi’nin şehâdetinde azledilip 943’de Sivas defterdârı oldu. 945’de
               İstanbul’a gidip Tâcizâde Sa’dî Çelebi dersine mülâzemet ederek müşârün-ileyhden icâzetnâme                            Şehzâde Sultân Mustafa’nın Amasya vâlisi olarak vürûdunda defterdârı olup Amasya’ya geldi.
               aldı.                                                                                                                  951’de vefât etdi. Ulemâ ve şuarâdan olup tab’an zarîf ve edîb idi. Müşkilât ile bulduğum bir
                     Ba’dehû Şeyhülislam Cemalîzâde Zenbîlî Ali Efendi’ye mülâzemet edib ders-i âm ve                                 gazeli Acı Musluk harîkinde yandı.
               müderris iken müşârün-ileyhin irtihâlinde bilâd-ı cesîmeye kadı oldu. Ba’dehû terk-i kazâ edib
               Amasya’ya  avdetle  vâlî  Şehzâde  Sultân  Mustafa  Sarayı  gılmânına  muallim  ve  medrese-i                                Şemsî Mehmed Bey-Şemsî Paşazâde
               Hüseyniyye müderrisi olmuştu. [177]                                                                                          Amasyalıdır.  Şemsî  Paşazâde  Ali  Bey’in  kerîmezâdesi  ve  züamâdan  Ali  Bey’in
                     960’da Şehzâde-i müşârün-ileyhin şehâdeti üzerine tekâüd edilip 963 senesi evâhirinde                            mahdûmudur. Biraz tahsîl-i maârif edib züamâdan ve ba’dehû dayısı Şemsî Paşazâde Ahmed
               dâr-ı bekâya irtihâl etdi. Pederinin yanında medfûndur. Âlim, kâmil, müeddeb, âfif bir zât-ı                           Paşa  hazinedârı  ba’dehû  kâtib-i  divânı  ve  Paşa’nın  Kapdân-ı  deryâ  vekaleti’nde  tersâne
               sütûde-simât idi.                                                                                                      muhâsebecisi oldu.
                                                                                                                                            Ancak Sadr-ı a’zam Köprülüzâde Fâzıl Ahmed Paşa’yı biraz gücendirdiğinden 1074’de
                     Şemseddîn Mehmed Efendi-Ganîzâde                                                                                 azledilip on yıl kadar menkûbâne [180] imrâr-ı hayat etdi. 1084’de Merzifonî Kara Mustafa
                     Merzifonludur.  Halvetî  meşâyihinden  Abdülganî  Efendi  bin  Bünyâd  Efendi’nin                                Paşa’nın himmetiyle yeni fethedilen Kamaniçe ve 1087’de Tımışvar defterdârı olup 1091’de
               mahdûmudur. Merzifon ve Amasya’da tahsîl-i ulûm edib ders-i âm oldu. Tedrîse liyakâtı fuhûl-                           ma’zûl ve ba’dehû merhûm oldu. Kâtib, muhâsib, erbâb-ı şiir ve inşâdan idi.
               i  ulemâ  tarafından  tasdîk  edilmekle  Merzifon’da  Çelebi  Sultân  Mehmed  Hân  Medresesi
               müderrisi olarak iştihâr etdi.                                                                                               Şinasî Ahmed Efendi-Kâtib
                     965’de  Amasya’da  Mehmed  Paşa  müderrisi  olup  zarâfet-i  tab’ı  ve  hüsn-i  beyânı                                 Amasyalıdır.  Yeniçerilerden  Tânişoğlu  Mehmed  Ağa’nın  oğludur.  Eyyâm-ı  civânîde
               sâyesinde kendisini Amasya vâlisi Şehzâde Sultân Bâyezîd’e beğendirdi. 966’da Şehzâde’nin                              yeniçeri olup tahsîl-i maârife çalıştı. Kitâbet ve kıraat öğrenip yazıcı oldu. Bu esnâda meşâhîr-
               İran’a firârını müteâkib kasabâta kadı olarak Amasya’dan kaldırıldı. 981 sâlinden sonra vefât                          i  a’yân  ve  üdebâdan  Rahtuvân  Mehmed  Paşazâde  Hacı  İbrâhim  Bey’in  bezm-i  irfânına
               etdi. Âlim, sâlih idi. Mahdûmu Mustafa Efendi’dir.                                                                     mülâzemetle şiir ve inşâdan hissemend oldu.
                                                                                                                                            İran muhârebâtında yararlığı görüldüğünden ocağında terakkî edib Şâhin Ağa’ya intisâb
                     Şemsi Ahmed Bey-Kemâl Paşazâde                                                                                   ederek  müşârün-ileyhin  yeniçeri  ağalığında  kâtib-i  divânı  oldu.  Şâhin  Paşa’nın  1149’da
                     Amasyalıdır. Ümerâdan Halil Bey bin Kemâleddîn Ahmed Paşa’nın [178] mahdûmu ve                                   vefâtıyla dâmâdı olan Amasyalı Hüseyin Ağa’ya intisâb etdi. Bunun da ağalığında kâtibi ve
               Şeyhülislam Kemâl Paşazâde Şemseddîn Ahmed Efendi’nin amcazâdesidir. Sultân Bâyezîd-i                                  paşalığında divân efendisi olduğu halde 1168’de vefât etdi. Edebiyâta müntesib, hoş sohbet idi.
               Sânî Amasya’da vâlî iken dâire-i hümâyûna girip hüsn-i terbiye gördü.                                                  [181]
                     Ba’dehû  şehzâdeliğinde  Sultân  Selim  Hân’ın  lalası  olarak  896’da  beraber  Trabzon’a
               gitdi. 918’de Sultân-ı müşârün-ileyhin taht-ı saltanâta cülûsunda silahdâr-ı şehriyârî olup nüfûz                            Şinâsî Hasan Dede-Hacı Dedezâde, es-Seyyid
               ve ikbâli kemâle erdi.                                                                                                       Amasyalıdır. Amasya Mevlevîhânesi şeyhi  Ahmed Dede Efendi’nin mahdûmu ve es-
                     Ancak  amcazâdesinin  Anadolu  sadâretinden  azli  vak’asında  silahdârlıkdan  afv  edilip                       Seyyid Kamî Mehmed Dede’nin birâderidir. Kürd Hâfızzâde İrfânî Osmân Efendi’nin halka-i
               İstanbul’a Sultân Bâyezîd-i Sânî evkâfına mütevellî ve mütekâid olduğu halde 932’de vefât                              tedrîsinde edebiyât, Arabiyye ve Farisiyyeyi tahsîl edib pederinin terbiyesini gördü.
               etdi. Gâyet müeddeb, kerîm, müdebbir idi. Mahdûmu Lütfûllah Bey de ümerâdandır.                                              1190’da pederinin vefâtıyla meşîhat umarken İsmail Dedezâde Feyzullah Dede’ye tevcîh
                                                                                                                                      edilmesinden  muğber  olup  Konya’ya  gitdi.  Çelebi  Efendi  âsitânesine  mürâcaatla  1194’de
                     Şemsî Ahmed Bey-Şemsi Paşazâde                                                                                   Feyzullah Dede’nin ref’inden Amasya Mevlevîhânesi şeyhi olarak geldi. On yıl kadar icrâ-yı
                     Amasyalıdır.  Ümerâdan  Mehmed  Bey  bin  Ahmed  Paşa  bin  Ali  Bey  bin  Şemseddîn                             meşîhât etdi.
               Ahmed Paşa’nın mahdûmudur. Fâzıl Ahmed Paşa’nın sadâretinde Divân-ı Hümâyûn kalemine                                         Ancak  birâderi  es-Seyyid  Feyzullah  Dede’nin  teşebbüsâtıyla  1204’de  ref’edilip
               girdi. Orada terakkî ederek mühimme kâtibi ve Kara İbrâhim Paşa sadâretinde bir yıl kadar                              İstanbul’a gitdi. Çünkü Caniklizâde Mikdâd Ahmed Paşa’ya şiddet-i intisâbı onun Amasya’dan
               Reisülküttâb  olup  1107’de  ma’zûlen  Amasya’ya  gönderildi.  1107’de  Amasya’da  görüldü.                            azli üzerine bunun da azline bâdî olmuşdu. Beşiktaş Mevlevîhânesi’nde ikâmet etdiği esnâda
               Ba’dehû vefât etdi. Kâtip, hattât, şâir idi. Şeyh Alizâde Ahmed Rüşdi Efendi “Tezkîre”sinde                            1206 senesi şevvâlinde vefât etdi. Edîb, şâir, küşâde meşreb idi.
               bir gazeli vardır. Hayfâ ki yandı.






                                                           406                                                                                                                    407
                                                           410
   406   407   408   409   410   411   412   413   414   415   416