Page 43 - 6-8
P. 43

Amasya Tarihi Cilt: 9
               Amasya Tarihi 9-12. Cilt                                                           Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR            Amasya Tarihi 9-12. Cilt                                                           Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR

                     Hüseyin Ağa-Hacı Feyzullahzâde el-Hâc                                                                                  1145’de devren Merzifon’a geldiği esnâda mukâddemen tevâlî eden şikâyetlerle azl edilib
                     Amasyalıdır. Eşrâfdan el-Hâc Feyzullah Efendizâde el-Hâc İsmail Efendi’nin mahdûmu                               Merzifon’da ikâmete me’mûr olarak mensî bir halde beş yıl kadar [117] kaldı. 1150 senesi
               ve Gül Ahmed Paşa’nın ammizâdesidir. Müşârün-ileyh Gül Ahmed Paşa bin Mehmed Efendi                                    şa’bânında  kethüdâ-yı  sadr-ı  âlî  olan  Zanalızâde  es-Seyyid  el-Hâc  Ahmed  Paşa’nın  arz  ve
               bin el-Hâc Feyzullah Efendi’nin ağalığında dâiresine girib tahsîl-i maârif etdi.                                       ricâsıyla nâil-i afv-ı pâdişahî olup şevvâlinde Şam vâlîsi oldu.
                     Ahmed Paşa vezâretle Cidde vâlîsi oldukda kethüdâsı olup Hicâz’a gitdi. Ammizâdesinin                                  1151’de  Şakî  Sarı  Beyoğlunun  istîsâline  me’mûr  olup  tedbîrsizlikle  muhârebede
               irtihâlinde avdet edib meclis-i hâciyân ve 1152’de meclis-i a’yân âzâsı ve 1159’da baş-a’yân                           bozulduğundan  azl  edilib  Rodas’a  nefyedildi.  1152  senesi  rebîülâhirinde  sadrâzam  olan
               oldu.                                                                                                                  Zanalızâde Ahmed Paşa’nın himmetiyle afv ve itlâk edilib yine Merzifon’a gönderildi.
                     Nadir Şâh muhârebatında imdâd-ı seferî tedârikinde ibrâz-ı iktidâr eylediğinden 1160’da                                1153 senesi rebîülâhirinde yine sadr-ı müşârün-ileyhin arz ve himmeti sâyesinde ibkâ-i
               dergâh-ı âlî kapıcıbaşılığı ile taltîf edildi. 1161 şa’banında tedârik etdiği gönüllü askere baş-buğ                   vezâretle  Çıldır  vâlîsi  olup  1155  senesi  rebîülâhirinde  sadr-ı  müşârün-ileyhin  mesned-i
               olarak dârü’l-harbe [114] girib mâlen ve bedenen çalışdı.                                                              sadâretden azlini müteâkib azl edilib yine Merzifon’da ikâmete me’mûr oldu.
                     1168  senesi  muharreminde  sânîyen  baş-a’yân  ve  zilhiccesinde  sânîyen  Amasya                                     1156 senesi şevvâlinde Diyârbekir ve 1158’de Van ve 1160 senesi cumâdelâhiresinde
               mutasarrıfı Ebûbekir Paşa tarafından mütesellim olup 1170 senesi ramazânında Yozgatlı Ömer                             Haleb  ve  1162’de  Adana  vâlîsi  olup  me’mûr  olduğu  vilâyetlerde  inzibâta  aid  harekât-ı
               Paşa Amasya mutasarrıfı oldukda mütesellimlikde ibkâ eyledi.                                                           şedîdesinden  dolayı  şâkîleri  çoğaldığından  1164’de  İçil  Sancağı  [118]  mutasarrıfı  olarak
                     1171 senesi rebîülevvelinde Ömer Paşazâde Hasan Paşa’nın mutasarrıflığında azl edilib                            Silifke’de hayli müddet oturdu.
               1173 senesi muharreminde Ebûbekir Paşa tarafından sâlisen Amasya mütesellimi olduğu halde                                    1175’de Anadolu vilâyeti şedidü’ş-şekîme bir valinin nasbına lüzûm gösterecek ba’zı
               1174 senesi şa’banında hastalandı. Ramazânın gurresinde mütesellimlikden çekilib evâsıtında                            ahvâle marûz kaldığından sene-i mezbûrenin şevvâlinde Anadolu vâlîsi olup Kütahya’ya geldi.
               dâr-ı bekâya irtihâl etdi.                                                                                             Vilâyetin  muhtâc  olduğu  sükûnunu  temin  esnâsında  hastalanıb  1176’da  vefât  etdi.  Sâdık,
                     Âkil,  müdebbir,  nâfîzü’l-kelîm,  servet  ü  sâmânı  mükemmel,  büyük  bir  hânedân  idi.                       müdebbîr, şedidü’ş-şekîme bir vezîr-i zîşân idi. Mahdûmu Ali Bey 1202 recebinde vefât edib
               Gümüşlüzâde Mahallesi’ndeki mükellef konağı bir vezîr dâiresine benzerdi. Mahdûmları el-                               Üsküdar’da medfûndur. Kethüdâsı Merzifonî Hüseyin Ağa ve kölesi sadr-ı esbak Cenâze Hasan
               Hâc Yeğen Ali Paşa ile el-Hâc İsmail, Feyzullah Efendilerdir. Hacı İsmail Efendi ulemâdan                              Paşa’dır.
               olup 1200’de ve bunun mahdûmu Feyzullah Efendi de 1233’de vefât etdi. Dâmâdı da yeğeni
               olan el-Hâc Hüseyin Ağa’dır. Yeğen el-Hâc Ali Paşa da meşâhîr-i vüzerâdandır.[115]                                           Hüseyin Efendi-Arabacızâde el-Hâc
                                                                                                                                            Amasyalıdır.  Amasya’da  arabacılık  eden  Çorumlu  Ali’nin  mahdûmudur.  Meşâhîr-i
                     Hüseyin Paşa-Kazıkcı el-Hâc                                                                                      fuzalâdan  Hıfzızâde  Hâfız  el-Hâc  Osmân  Fâik  Efendi’nin  halka-i  tedrîsinde  ikmâl-i  tahsîl
                     Merzifonludur.  Hüseyin  Abdullah  Ağa’nın  mahdûmudur.  Gençliğinde  sadr-ı  esbak                              ederek  1143’de  ders-i  âm  ve  1165’de  Pervâne  Bey  Câmii  kürsî  şeyhi  olup  1177  senesi
               Merzifonî Kara Mustafa Paşazâde Ali Paşa’ya intisâb edib dâiresinde terbiye gördü. Cevvâl,                             zilhiccesinde vefât etdi. Meşâhîr-i ulemâdan vâiz, müttâki, sâlih bir zât idi. Mahdûmları el-Hâc
               işgüzâr olduğu münâsebetle Ali Paşa’nın vezâretinde silahdârı, ba’dehû kethüdâsı oldu.                                 Ali, Ahmed Efendilerdir. [119]
                     Ali Paşa’nın şöhret-i şayi’ası, bunun işgüzârlığından neş’et etdiğine kâni olan sadr-ı esbak
               Şehid Ali Paşa’nın nazar-ı dikkat ve istirkâbını celb eylediğinden 1127’de beylerbeyi pâyesiyle                              Hüseyin Ağa-Kurucanzâde el-Hâc
               İzmit mutasarrıfı nasb ederek birbirinden ayırdı. Bununla teşeffî-i sadr edemediğinden 1128                                  Merzifonludur. Harmanlar Mahallesi’nden Derviş Mehmed Ağa’nın oğludur. Sâbıkü’t-
               senesi saferinde rütbesinin ref’iyle Merzifon’a gönderdi.                                                              terceme Merzifonî Hüseyin  Paşa’nın dâiresinde  bulunarak nüfûz ve servet  edindi. Ba’dehû
                     1129 senesi muharreminde Merzifon’da Kara Mustafa Paşa ve vakfının mütevellî kâ’im-                              müşârün-ileyhin silahdârı olup irtihâlinde Merzifon’a geldi. Harmanlar Mahallesi’nde bir câmi-
                                                            15
               makâmı ve 1130’da Merzifon voyvadası oldu.  Bu esnâda Ali Paşa rikâb-ı hümâyûn kâ’im-                                  i şerîf ve civârında bir binâ ederek emlâkını bunların mesâlihine vakfedip 1178’de vefât etdi.
               makâmı olarak İstanbul’a geldi. 1131 senesi şevvâlinde paşasının ricâ ve iltimâsıyla sânîyen                           Sâhib-i hayr idi.
               bâ-irâde-i seniyye müşârün-ileyhin kethüdâsı oldu. [116]
                     1134’de Şam vâlîsi ve Emîrü’l-Hâc olan Ali Paşa ile Hicâz’a gidip 1135 senesi saferinde                                Hüseyin Efendi-Değirmencizâde Hâfız es-Seyyid
               avdet esnâsında Birke-i mu’azzama mevkiinde Ali Paşa’nın irtihâline binâen kafile-i huccâcı                                  Taşâbâd  (Erbaa)lıdır.  Değirmenci  oğlu  Ali  bin  Şa’ban’ın  mahdûmudur.  Amasya’da
               âminen  ve  sâlimen  Şam’a  götürdü.  Buna  mükâfâten  Çelebi  Sultân  evkâfı  tevliyetiyle                            fûzalâdan Çorumlu es-Seyyid el-Hâc Hâfız Mehmed ve Iydîzâde Âkif Mustafa Efendilerden
               Merzifon’a gönderildi.                                                                                                 ikmâl-i tahsîl edib ders-i âm ve 1148’de Hüseyin Paşa kerîmesi Fatıma Hânım’ın yaptırdığı
                     Fakat  servet  ü  yesârı,  nüfûz  ve  iktidârı  pek  yolunda  idi.  Bu  esnâda  açılan  İran                     Medrese-i Fatımîye’nin ilk müderrisi oldu.
               Muhârebesi’ne taşra a’yânının ikdâr ve i’zâmı matlûb-ı âlî olduğundan 1136 senesi saferinde                                  Muahharan ba’zı  meşâyih-i  kirâma hizmet  ve tekmîl-i  sülûk ederek 1154’de Selâmet
               Rûmeli beylerbeyliği pâyesiyle uhdesine Musûl eyâleti tevcîh edilerek İran harbine me’mûr                              Hâtun Tekkesi şeyhi olup tedrîs-i ulûm ve irşâd-ı hâlk ile yıllarca [120] iştigâl ve 1178 senesi
               oldu.                                                                                                                  zilka’desinde dâr-ı naîme irtihâl etdi.
                     1139 senesi cumâdelûlâsının sekizinci günü Amasya ve Karahisâr sancâkları mutasarrıfı                                  Âlim,  tasavvufa  vâkıf,  fakîh,  müteşerri’,  kâmil,  oldukca  hattât  bir  zât  idi.  Fünûn-ı
               ve 1140 senesi muharreminde vezâretle sânîyen Musûl vâlîsi olup İran harbine devam etdi.                               mütedâvileye dâir okuduğu kitâblarını kendi yazmış ve kendi imzâsıyla tasarruf etdiği cihâtı
               1143’de bir muvaffakiyetsizlikle ma’zûl olduysa da 1144 senesi rebîülevvelinde Sivas vâlîsi                            kayd etmiş olduğu kitâblarının ziyâretinden anlaşıldı.
               oldu.                                                                                                                        Mahdûmları es-Seyyid Mustafa, Mehmed ve Sâdık Ali Efendilerdir. Es-Seyyid Mustafa
                                                                                                                                      Akif Efendi, mezkûr tekke şeyhi ve medresenin müderrisi olup 1210’da ve es-Seyyid Mehmed
                                                                                                                                      Zarif Efendi de Mehmed Paşa kürsî şeyhi olup 1204’de vefât etdiler.
               15   1131  senesi  evâilinde  tanzim  edilen  Darendeli  Hüseyin Paşa’nın  vakfiyesi  zeylinde  şâhid  olarak  “fahrü’l-
                 emâcid ve’l-a’yân Hüseyin Ağa bin Abdullah sâkin Merzifon” diye yazılıdır.

                                                           32                                                                                                                     33
                                                           42
   38   39   40   41   42   43   44   45   46   47   48