Page 500 - 6-8
P. 500

Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR
               Amasya Tarihi 9-12. Cilt                                                           Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR

                     Gâyet  fâzıl,  muhakkik,  edîb,  müdebbir,  muktedîr,  müstakîm  bir  zât  idi.  Amasya’da
               Fethiye Mahallesi’nde güzel bir hamam yaptırdı. Bunu evlâdına vakfedip çiftliğini de türbesine
               vakfetmişdi.  Mahdûmları  Şemseddîn  Mehmed,  Seyyidüddîn  Ahmed,  Bedreddîn  Mahmûd
               Çelebi’dir. [460]

                     Abdurrahman Efendi-İmâmzâde
                     Esbak  İmâm-ı  Sultânî  Pîr  Müeyyedzâde  Mevlânâ  Cemâleddîn  Yûsuf  Çelebi
               mahdûmudur. Mevlânâ Şemseddîn Ahmed Kırımî ve Mevlânâ Cemâleddîn Yûsuf Tokatî’den
               ikmâl-i tahsîl edib müderris ve Şehzâde Sultân Ahmed’e muallim oldu. 902 muharreminde
               vefât etdi. Yörgüç Paşa imâreti şarkında kâin mezârlıkda medfûndur. Seng-i mezârında şöyle
               yazılıdır:
                نينثا هنسو مارحلا مرحملا ىف هداز مامإ فسوي نب نم  حرلا دبع ىلاعت الله ةمحر ىلإ جاتحملا ديعسلا موحرملا لحترإ
                                                                                                  154  ةأمعستو

                     Abdurrahman Çelebi-Tokâdîzâde
                     Amasya müderrislerinden ve kibâr-ı ulemâdan Mevlânâ Cemâleddîn Yûsuf bin Abdullah
               Tokâdî mahdûmudur. Bu da pederinden ve Ahmed Kırımî’den tederrrüs ederek mücâz ve ders-
               i âm oldu. Amasya’da yıllarca tedrîs-i ulûm edib müderris ve Tokat kadısı oldu. 896’da Amasya
               kadısı  görülen  Abdurrahman  bin  Yûsuf  bu  zât  ve  yahud  yukarıki  Abdurrahman  bin  Yûsuf
               olduğu pek kestirilmedi. Bu zât olduğu zannı gâlib olup ba’de’l-azl 905’de vefât etdi. Meşâhîr-
               i ulemâdan [461] idi. Mahdûmu Muhyiddîn Mehmed Efendi’dir.

                     Abdurrahman Çelebi-Muslihîzâde
                     Esbak Anadolu kazaskeri Şemseddîn Mehmed Çelebi bin Abdurrahman Çelebi bin Şâh
               Mehmed  Çelebi  mahdûmudur.  Ulemâdan  ikmâl-i  tahsîl  edib  ders-i  âm,  Atabeg  müderrisi,
               ba’dehû Merzifon’da Rahmaniyye müderrisi oldu. 891 hudûdunda Amasya kadısı olup geldi.
                     896  vak’asında  azledilip  Ankara  kazâsıyla  Amasya’dan  çıktı.  Sonra  Sivas  ve  905
               hudûdunda sânîyen Amasya kadısı olup geldi. Ancak Amasya vâlisi Şehzâde Sultân Ahmed’in
               Acemlere karşı iltifâtını pek fazla görüyordu.
                     911’de  Acemlerin  siâyesiyle  şâir  Figânî  Bey’in  yok  yere  salben  i’dâmı  pek  ziyâde
               merâkına dokundu. Halkın acı sözlerine ve Acemlerin tazyîkâtına tahammül edemediğinden
               912 zilhiccesinde vefât etdi. Ceddînin yanında medfûndur. Âlim, kâmil, edîb, müstakîm bir zât
               idi.  Oğulları  Mehmed,  Mahmûd,  Seydî  Ahmed  Paşalara  “Kadızâde”  dendi.  Kadı  hamamı
               vakfına bunlar mütevvellî olmuşlardı. [462]

                     Abdurrahman Efendi-Ibrîzâde
                     Amasya ulemâsından Muhyiddîn Mehmed Efendi’nin mahdûmu olduğu ve adı 901’de
               yazdığı bir kitâbda kendi imzâsıyla görüldü. “Şakâyık”da; “Âlim, âmil, fâzıl, kâmil, Mevlânâ
               Ibrîzâde -rahmetullahi teâla-” diye yazılıdır. Adının ne olduğu belli değildir.
                     “Şakâyık”da yazıldığı üzere;
                     “Ol karnın ulemâsından teallüm edib Mevlânâ Hatibzâde Muhyiddîn Mehmed Çelebi’nin
               hizmetinde tekmil-i kemâlât eyledi. Sünnet-i kadîme-i kavîme üzere ba’zı medârise müderris
               olup  mahmiye-i Amasya’da  Hüseyniyye  Medresesi’nde  müderris  iken  vefât  eyledi.  Âdat-ı
               müstedîmesi, medrese-i mezkûrenin hücurâtından bir hücrede sâkin olup leylen ve nehâren,
               sırran ve cehren meşâğil-i ilme iştigâlden hâli olmamak idi.
                     Bu şîme-i  hasene üzere  erbâb-ı  talebe ifâde edib te’lîf ve tasnîfe meşgûl  oldu.  Lakin
               müsevvidât-ı mûsânnefâtı müsveddede kalıp ihtirâm-ı meniyye sebebiyle ihtirâm-ı ümniyye-i
               itmâm ve tebyîzden mahrûm oldu.”

               154 “Allah  Teâlâ’nın  rahmetine  muhtâç,  merhûm  İmamzâde  Abdurrahman  bin  Yûsuf  902  senesi  Muharrem-i
               harâm’ında irtihâl eyledi.”(Haz.)

                                                           495
                                                           499
   495   496   497   498   499   500   501   502   503   504   505