Page 495 - 6-8
P. 495

Amasya Tarihi Cilt: 11
               Amasya Tarihi 9-12. Cilt                                                           Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR            Amasya Tarihi 9-12. Cilt                                                           Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR
                     Abdülhamîd Efendi-Şirvânîzâde                                                                                    müderris oldu.
                     Amasya’da medfûn Şirvânî Şeyh İsmail Sirâceddîn Efendi bin Mehmed bin Abdülhamîd                                       Amasya’da tedrîs-i  ulûm  etmekde  iken  918’de  İstanbul’a  kaldırılıp  Mustafa  Paşa
               bin  Ahmed  mahdûmudur.  1232’de  Şamahı’da  doğdu.  1242  zilhiccesinde  pederiyle  beraber                           medresesi müderrisi oldu. 923’de Diyarbekir’in ve havâlîsinin fethinde Kürdistan Kazaskeri
               Amasya’ya geldi. Burada pederinden tahsîl-i ulûm edib ders-i âm oldu.                                                  unvânıyla Diyarbekir Kadısı ve o havâlîye sevk edilen ordunun kadısı oldu.
                     1256’da  teehhül  edib  tedrîsâtına  devâm  etdi.  Karantina  zuhûrunda  sıhhıye  kâtibi  olarak                       928’de Diyarbekir fâtihi olan Mehmed Paşa’nın vefâtı üzerine istifa edib İstanbul’a avdet
               Kuşköprü  başında  yapılan  karantinahânede  ikâmet  etmişdi.  Muahharan  Doktor  Andon’un                             etdi. 931’de Amasya kadısı olup 937’de bundan da istifa edib İstanbul’a giderek amcası Şeyh
               tecâvüzâtı yüzünden bu da şikâyetlere uğradı.                                                                          Abdürrahîm Efendi’nin zâviyesinde inzivâ etdi.
                     Bu  esnâda  bir  takım  ulemâ  zâdegânının  ekmek  parası  olan  müderrislik,  muhaddislik,                            Kânûnî Sultân Süleyman, bu istifasına hiddet edib 840’da Diyarbekir kadısı nasb ederek
               vâizlik  gibi  -alâ  rivâyetin-  yirmi  kadar  cihât-ı  ilmîyeyi  uhdesine  tevcîh  etdirmek  üzere                    i’zâm etdi. [447]
               mazbatalarını alıp İstanbul’a hareket etmiş ve peşinden hayli bîçâregânın beddûâsı da beraber
               gitmişti.                                                                                                                           Uğradım bir kazâ-yı mübreme âh
                     Samsun’a varıp fırtınalı bir havada gemiye gitmek üzere kayığa binmiş, kayık giderken                                         Oldu Amid bana belâ-yı siyâh
               alabora olup devrilerek ters dönmüş olduğundan [445] 1262 senesi şa’bânında denize düşüp                                     diyerek gitdi.
               boğuldu.  Âlim,  fâzıl,  muhakkik,  harîs-i  şöhret  idi.  Merhûm  şikâyetlerden  kaçarken  belâya                           İkinci  defa  gönderdiği  ricanâmesi  Sultân  Süleyman’ı  rikkate  getirdiğinden  943’de
               uğradı.                                                                                                                kazâdan afv edilerek Amasya’ya geldi. 950’de vefât etdi. Fâzıl, hattât, sahî, hânedân, târih ve
                                                                                                                                      muhâzarâta vâkıf, gâyet nezîh idi. Sultân Süleyman’ın nazar-ı dikkatini celb eder korkusuyla
                     Abdülhay Çelebi-Mevlânâ Kemâleddîn                                                                               İstanbul’da yaşatmadılar. Mahdûmu Ahmed Efendi’dir.
                     Ahmed  Çelebi  mahdûmudur.  Amasya’da  Hacı  Şâdgeldi  Paşa  kazaskeri  Aksarayîzâde
               Mevlânâ  Cemâleddîn  Mehmed,  Mevlânâ  Fahreddîn  Osmân,  Mevlânâ  İzzeddîn  Mehmed                                          Abdülhay Efendi-Emîr Sadrîzâde
               Çelebilerden ikmâl-i tahsîl ederek müderris, Amasya nâibi oldu.                                                              Amasya’nın Yenice köyünde medfûn olan Emîr Sadreddîn Mehmed bin Hüseyin bin Ali
                     Çelebi  Sultân  Mehmed’in  Amasya’da  hükûmeti  esnâsında  Kazaskeri  olup  müşârün-                             Horasânîzâde Emîr Hüseyin Çelebi mahdûmudur. Amasya’da ikmâl-i tahsîl edib müderris ve
               ileyhin müsteşâr-ı saltanatı, umde-i erkân-ı devleti olmuşdu. 818 senesinden sonra vefat etdi.                         Amasya vâlisi Şehzâde Sultân’ın mukarreblerinden oldu.
               Meşâhîr-i fuzalâdan idi. Mahdûmu Seydî Ahmed Çelebi’dir.                                                                     Ba’zı bilâda kadı oldukdan sonra şehzâdenin arz ve inhâsıyla Kastamonu kadısı oldu.
                                                                                                                                      Ancak 918’de Sultân Selim’in cülûsuyla Sultân Ahmed’in i’dâmı vak’asında Sultân Ahmed
                     Abdülhannân Çelebi-Şâdîzâde                                                                                      tarafdârı olduğu zannıyla azl ve Bursa’ya i’zâm edilmişdi. [448]
                     Amasya’nın  Şeyh  Şâdî  köyünde  medfûn  olan  eş-Şeyh  Şehabeddîn  Şâdî  Çelebi  bin                                  Sultân  Selim’in  irtihâline  kadar  Bursa’da  kaldı.  926’da  Kânûnî  Sultân  Süleyman’ın
               Abdülhannân bin Ali bin Abdülmennân’ın mahdûmudur. Ulemâdan tahsîl-i irfân ve pederinden                               cülûsunda Bursa’dan celb edilip gılmân-ı hâssa muallimi olarak Enderûn sarayında yerleşdirildi ve
               ahz-ı feyz ederek pederinin intikâlinde zâviyesi şeyhi oldu.                                                           iç hazîneden vazîfe verildiği Enderûn defterinde görüldü. 936’da vefât etdi. Mevâlîden edîb, fâzıl,
                     826’da vefat etdi. Pederinin yanında medfûndur. Kibâr-ı meşâyihden sofrası küşâde, tekkesi                       müttakî bir şerîf idi.
               imâret, gâyet sahî, âlim, müteşerri’, halkın mu’tekadı bir zât idi. Evlâdı vardır.                                           Abdülhay Efendi-Müeyyedzâde
                                                                                                                                            Amasya  fuzalâsından  Pirî  Çelebizâde  Habib  Çelebi  mahdûmu  ve  Abdülvâsi  Çelebi
                     Abdülhay Çelebi-İbn-i Muslihî                                                                                    kardeşidir. Ulemâdan ikmâl-i tahsîl edib ders-i âm, müderris, kadı olup 1083 sâlinden sonra
                     Esbak  Amasya  müftüsü  sadrü’l-ulemâ  Mevlânâ  Musliheddîn  Mûsâ  es-Sivasîzâde                                 vefât etdi. Ulemâ-yı kudâtdan idi.
               Tâceddîn İbrâhim Çelebi mahdûmu ve kibâr-ı fuzalâdan Mevlânâ Abdülvehhâb ve Mevlânâ
               Alâeddîn  Ali  Çelebilerin  kardeşidir. Amasya’da  ikmâl-i  tahsîl edib  Atabeg Gâzi  müderrisi,                             Abdülhay Efendi-Vâsi’ Çelebizâde
               Amasya nâibi, Tokat kadısı [446] oldu. 835 hudûdunda vefat etdi. Meşâhîr-i ulemâ ve kudâtdan                                 Amasya eşrâfından Hacı Habib Çelebi bin Abdülvâsi’ Çelebi bin Habib Çelebi bin Pîrî
               idi.                                                                                                                   Ahmed Çelebi mahdûmudur. Bu da ulemâdan ikmâl-i tahsîl edib müderris ve Pervâne Bey
                                                                                                                                      evkâfına mütevellî oldu. 1141 sâlinden sonra vefât etdi. Ulemâdan idi.
                     Abdülhay Efendi-Âfitâbîzâde
                     Amasya  şuarâsından  907’de  vefat  eden  Âfitâbî  Abdurrahman  Efendi  mahdûmudur.                                    Abdülhâlik Efendi-Vâiz
               Ulemâdan ikmâl-i tahsîl ederek müderris ve kadı oldu. Şehzâde Sultân Ahmed mensûblarından                                    Amasyalı Mehmed Çelebi mahdûmudur. Ulemâdan tahsîl-i ulûm [449] edib ders-i âm
               olduğu münâsebetle 918 vak’asında kem-nâm olarak sonra vefat etdi. Ulemâ-yı kudâtdan idi.                              oldu.  Amasya’da  Torumtay  müderrisi  iken  1030’da  İstanbul’a  gidip,  muallim-i  sultânî
                                                                                                                                      Amasyalı Ömer Efendi’nin âsitânesi mülâzımı ve bu sâyede Ayasofya ders-i âmı oldu.
                     Abdülhay Efendi-Sadrzâde    153                                                                                        Bir müddet Ayasofya Câmiinde tedrîs-i ulûm edib sonra tarîk-i vaazı ihtiyâr eylediğinden
                                                                                                                                      Sultân Selim Câmiinde vâiz ve kürsi şeyhi olduğu halde 1062’de vefat etdiği vakf-ı mezkûrun
                     Abdülhay Efendi-Müeyyedzâde                                                                                      vazîfe-horân defterinde görüldü. Âlim, vâiz, müteşerri’ idi.
                     Amasyalıdır.  Müeyyedzâde  Abdülkerîm  Efendi  bin  Ali  Çelebi  bin  Müeyyed  Çelebi
               mahdûmudur.  Amasya’da  ulemâdan  ikmâl-i  tahsîl  ve  Hamdullah  Efendi’den  hutût-ı                                        Abdurraûf Efendi-Muharremzâde
               mütenevviayı ahz ve temeşşuk etdikden sonra amcası Abdurrahman Efendi’den mülâzım ve                                         Zilelidir. Kibâr-ı ulemâdan Muharrem Efendi bin eş-Şeyh Ebü’l-Berekât Mehmed Efendi
                                                                                                                                      bin Hasan bin Arif’in mahdûmudur. Pederinden mukaddimât-ı ulûmu görüp Amasya’da Zileli
               153  Müellif “Abdülhay Efendi-Sadrzâde” tercemesini boş bırakmıştır. (Ed.)

                                                           490                                                                                                                    491
                                                           494
   490   491   492   493   494   495   496   497   498   499   500