Page 57 - 6-8
P. 57
Amasya Tarihi Cilt: 9
Amasya Tarihi 9-12. Cilt Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR Amasya Tarihi 9-12. Cilt Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR
1273’de Harbiye Mektebi’ne dâhil oldu. 1276’da Erkân-ı hârb birinci yüzbaşılığıyla mektebden
neş’et edib Bâb-ı ser-askerîde erkân-ı harbiyye-i umûmiyye dairesine [161] memûr oldu. Sene- Hüseyin Efendi-Gürcüzâde
i mezbûre şevvâlinde Karadağ isyânında Çerkez İsmail Paşa’nın nezdine me’mûren İşkodrâ’ya “Karslı” demekle meşhûrdur. Kars Sancağı mülhakâtından Şavşat Kasabası’ndan Hasan
gidip 1277 senesi rebîülâhirinde i’lân-ı harb edildiğinden mîr-livâ Yahya Paşa’ya yâver-i harb bin Osmân bin Ebûbekir bin Mehmed’in oğludur. 1256’da doğdu. İstanbul’a gidip Fâtih Ders-
olarak harbe girdi. i âmlarından Berkofçalı Abdürrahim Efendi’nin halka-i tedrîsinde tahsîl-i ulûm ederek mücâz
Ba’de’l-muhârebe muvaffakıyetle avdet edib 1279’da kolağası olarak İstanbul’a geldi. olup Amasya’da ikâmet ve tedrîse mülâzemet etdi. Ders-i âm olduğu halde 1319’da vefât etdi.
1280’de Cebel-i Lübnân isyânında Ferik Hasan Paşa’nın nezdine me’mûren Trablusşâm’a Ulemâdan halîm, kâni, vâiz idi.
bâ’dehû Cebel-i Lübnan’a gidip isyân teskin edildiğinden yine İstanbul’a geldiğini müteâkib
1282’de serdâr-ı ekrem Ömer Paşa’nın yaveri olarak Şumnu’ya gitdi. Oraya vusûlünde binbaşı Hüseyin Efendi-Şa’bânzâde el-Hâc
oldu. Köprülüdür. Köprü’nün Mahmûdlu-Mahmadlı Karyesinin imâmı Şa’bân Efendi bin
1283’de serdâr-ı müşârün-ileyhin ma’iyyetinde Girid’e gidip orada Rumların yaygarasını Hüseyin mahdûmudur. 1264’de mezkûr köyde doğdu. Köprü’de neş’et edib mukaddimât-ı
bastırdı. 1284’de Yemen isyânında erkân-ı harbiye reisi olarak oraya gidip vusûlünü müteâkib ulûmu İğnecizâde Mehmed Raşid Efendi’den gördü. Bâ’dehû Çorum’a gidip Türkmen Mustafa
kâ’im-makâm oldu. Orada müşîr olan Ahmed Muhtar Paşa ile isyânı teskîn etdi. Efendi’den bir müddet okudu. 1291’de Amasya’ya gelip fuzalâdan Şirvânî el-Hâc Mustafa
1285’de sânîyen Cebel-i Lübnan’a me’mûr olup orada hidemât-ı askerîyesi takdîr Efendi’den ikmâl-i tahsîle çalıştı.
edilerek 1286’da mîr-livâ olup yine İstanbul’a geldi. 1288 senesi rebîülevvelinde [162] mîr-livâ 1298’de müşârün-ileyhin irtihâline binâen Şirvânî Hacı İsa Efendi’den ikmâl-i tahsîl
olarak Isparta’ya nefy edilen Ser-asker Hüseyin Avni Paşa’nın zamanında vâkî ihtilâsât-ı ederek 1300’de mücâz olup Köprü’ye geldi. [166] Orada tedrîs-i ulûma mübâşeret ederek
tahkîka me’mûr komisyonun reisi oldu. yıllarca ders-i âm olup iki defa icâzet verdi. Fakat hiyel-i şer’iyyeye pek ziyâde i’tinâsı
1288 zilka’desinde dördüncü ve 1289 senesi ramazânında beşinci ordulara erkân-ı harb olduğundan 1323’de habs ü tevkîf ile muâheze gördü. Bâ’dehû istihsâl-i berâet edib 1331’de
reisi oldu. Fakat hareketinden mukaddem Hüseyin Avni Paşa ma’fûven avdet ederek ser-asker vefât etdi. Âlim, fakîh, sabûr bir zât idi. Mahdûmu Sadeddîn Efendi ve birâderi el-Hâc Yûsuf
oldukda 1290 senesi cumâdelûlâsında ferîk olarak mekâtib-i askerîye nâzırı oldu. Efendi’dir. Bunun mahdûmu Abdurrahman Nâfiz Efendi baş-muallimdir.
Çünkü ihtilâsât-ı askerîyeyi tahkîk esnâsında ba’zı harekât ve akvâli Hüseyin Avni
Paşa’nın lehinde olduğunu işrâb etmişdi. Fakat muahharan tahkîkât-ı hesâbiye ta’mîk edildiği Hisar Bey-Sungur Beyzâde
esnâda Hüseyin Avni Paşa’nın mes’ûlîyetini dâî ifâdâtâ tesâdüf edildiğinden 1290 senesi Amasyalıdır. Ümerâdan Yahşi Bey bin İsa Bey’in mahdûmu ve sadr-ı esbak Bâyezîd Paşa
zilka’desinde altıncı ordû-yu hümâyûn erkân-ı harb reîsi olarak Bağdad’a gönderildi. ile İsa Bey’in birâderidir.
1293 senesi zilhiccesinin on beşinci günü Sultân Abdülhamîd Hân-ı Sânî tarafından Amasya emîr-i kebîri Şâdgeldi Paşazâde Devatdâr Ahmed Paşa’nın zamanında züamâdan
altıncı ordû-yu hümâyûn müşîri olarak Rusya harbinde İran’ın harekâtını tarassuda me’mûr oldu.
[163] edildi. Harb devam etdiği müddetde İrânîler’i harbe iştirâkden menetmekde tedbîr ve Bâ’dehû Yıldırım Sultân Bâyezîd’e intisâb ederek bevvâb-ı sultânî iken Timur harbinde
maharet gösterdiğinden 1295’de İstanbul’a celb edilib mazhâr-ı takdîr-i âlî olarak 1296’da fedakârane sa’y ü gayreti Çelebi Sultân Mehmed Hân tarafından takdîr edilerek ümerâdan oldu.
yâver-i ekrem-i şehriyârî oldu. Bâ’dehû Gözleroğlunu harben bozub Tokat Sancağı’nı istilâdan kurtardığı cihetle Tokat
1297 senesi şa’bânında görülen lüzûm üzerine beşinci ordû-yu hümâyûn müşîrî olarak Sancağı beyi oldu.
âcilen Şam’a gönderildi. Orada vâlî Ahmed Mithad Paşa’nın hilâf-ı me’mûl ahvâl ü harekâtına Orada yıllarca emâret edib 814’de âlî bir medrese [167] yapdırdı. Orada edindiği emlâkını
ra’ye’l-ayn muttali’ olduğunu arz ederek ibrâz-ı sadâkat etdi. bu medresenin mesâlihine vakf edib 816 sâlinden sonra vefât etdi. Şecî, sâhib-i hayr ve hasenât
Sekiz yıl Şam’da kalıb Dürzilerin şekâvet ve isyânını teskîn ve istîsâle muvaffak oldu. bir emîr-i nâm-dâr idi.
Şam’da oldukça Dürzi harekât-ı isyâniyesi durdu. 1305 senesi şa’bânında üçüncü ordû-yu
hümâyûn müşîri ve Kosova ve havâlisi umûm kumândânı olarak Selanik’e gelip oturdu. Hisar Çelebi-Kâtib
On yıldan ziyâde bu havâlîde sükûn u emniyeti temin ederek Selanik’de kaldı. 1315 Amasyalıdır. Hacı Kızıl Çelebi mahdûmu olup ulemâdan tahsîl-i ulûm ederek ders-i âm
senesi zilka’desinde İstanbul’a celb edilib taht-ı riyâset-i padişahîde olan teftîş-i askerî ve tûl-i müddet Amasya mahkemesi kâtibi, 873’de Amasya vilâyeti nâibi görüldü. Bâ’dehû
komisyon-ı âlîsi reis-i sânîsi oldu. [164] Ancak Rûmeli’nin kesb eylediği ehemmiyet ve vefât etdi. Meşâhîr-i ulemâ’dan hattı güzel usûl-i şer‘e vâkıf bir zât idi. Mahdûmu Mahmûd
nezâketine binâen 1316 senesi rebîülâhirinde sânîyen üçüncü ordu müşîri olarak Selanik’e Çelebi’dir.
avdet etdi. Yunan muhârebesinde Sırp ve Bulgar harekât-ı askeriyesine dikkat edib 1317 senesi
şevvâlinin yirmi birinci günü fec’eten vefât etdi. Huzûrî Mehmed Efendi- Türbedârzâde
Gâyet müdebbir, metîn, fünûn-ı hârbiyede mâhir, âli cenâb, Arabî ve Fransız lisanlarıyla Amasya’da Kemal Paşa türbedârı İsmail Efendi’nin mahdûmu olup Iydîzâde el-Hâc Akif
mütekellim, afîf, sâdık, müeddeb, dindâr bir askerdi. Selanik’de Hortâç Câmi-i şerîfi harîminde Mustafa Efendi’den ulûm-ı fünûnu ahz ü tederrrüs etdikden sonra Ya’kûb Paşa Mahallesi’nde
medfûndur. Evlâdı olmadığından birâderi Halîl Ağa’nın oğulları Osmân Şakir, Ömer Fevzi ikâmet ve Kemâl Paşa Türbesinde tedrîs-i mülâzemet etdi.
Beyleri hüsn-i terbiye ederek mektebden zâbit çıkarmışdır. Pederinden intikâl eden türbedârlık vazîfesiyle kanâat ederek yıllarca ulûm-ı şer’iyye
Kendisini mektebe vermekde hizmetleri sebk eden dayısı Hâfız Mehmed Efendi’ye tedrîs etdi. En ziyâde müntesibi olduğu fünûn-ı edebiyyât tedrîsiyle be-nâm olup 1191 [168]
ölünceye kadar ve Amasya fuzalâsından İnepazarlı Hacı İsmail Efendi’nin hafîdi Hasan Tahsin hudûdunda vefât etdi. Âlim, fünûn-ı edebiyyede kâmil, şâir, müteşerri’ bir zât idi.
Efendi’ye İstanbul’da tahsîlde bulundukça maâşlar verdi. Kendisini 1316 senesi şevvâlinde Mustafa Vâzıh Efendi Belâbilü’r-Rasîye’sinde der ki: “Kemal Paşa Türbesinde iki
Selanik’de ziyâret ve mufassal terceme-i hâlini kendi lisânından âhz ü tahrîr etmişdim. Hayfâ sanduka var idi. Ders takrîrine mâni oluyor diye bu sândukaları Huzûrî Efendi kaldırdı.” Bu zât
ki yandı. Vefâtında altmış bin altun metrûkâtı haremine kaldığı mervîdir. [165] civârında bulunan Çevikçe Tekkesi’ne çokça gider tekke şeyhi olan Mevlâna Hasan Sinan
46 47
56