Page 602 - 6-8
P. 602
Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR
Amasya Tarihi 9-12. Cilt Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR
Osmân Ağa-Bağdâdlıoğlu el-Hâc
Amasya’da tevattun eden Bağdâdlı Mahmûd Ağa’nın oğludur. Birâderi olup nişâncı iken
1065’de maktûlen vefât eden Mehmed Efendi’nin sâye-i ikbâlinde Amasya’da teayyün edib
mükerreren beytü’l-mâl emîni, şehir kethüdâsı oldu.
Bir müddet İstanbul’a gidip kardeşinin kethüdâsı olmuştu. Onun kîlinde avdet edib yine
şehir kethüdâsı oldu. 1071 hudûdunda vefât etdi. Erbâb-ı cerbezeden idi. Oğulları Mahmûd,
Mehmed Ağalardır. Mahmûd Ağazâde Mehmed Paşa beylerbeyilerdendir.
Osmân Efendi-Kadızâde
Amasya kudâtından Yahyâ Efendi’nin oğludur. Ba’de’t-tahsîl müderris ve kadı olup 1075
sâlinden sonra vefât etdi. Ulemâ-yı kudâttan idi. [150]
Osmân Bey-Dervîş Beyzâde
Amasya Beyi Pîr Hüseyin Beyzâde Dervîş Bey’in oğludur. Sipâhî meşâhîrinden olup
mükerreren Amasya kethüdâ-yeri 1066’da iki ay kadar Amasya mütesellimi ve ba’dehû
muhârebelerde yararlığı görüldüğünden Fâzıl Ahmed Paşa’nın himmetiyle mîrlivâ olup
1081’de Girit Harbi’nde vefât etdi. Mahdûmu Dervîş Mehmed Paşa’dır.
Osmân Paşa-Hacı Pîrlioğlu
Merzifonludur. “Pîrî Baba Tekkesi şeyhi Hacı Pîrli” demekle meşhûr Abdî Dervîş Osmân
Dede’nin oğludur. “Hacı Pîrlioğlu” demekle meşhûr bir pehlivân olup şecâ’atine binâ’en
Köprülü Mehmed Paşa bunu dâ’iresine almış ve mîrahûru yapmıştı.
1066 zilka’desinde müşârun ileyh sadr-ı a’zam oldukda bunu sarây-ı hümâyûn hâs
ahûruna yerleştirmiş ve ba’dehû salâhûr serahûr, ahûr kethüdâsı olarak temâyüz etmişdi. 1077
recebinde Seyyid Yûsuf Paşa’nın yerine Van Beylerbeyi oldu.
1078’de Alî Paşa’nın yerine Musul ve ba’dehû Rûmeli’ne geçip Çirmen Beylerbeyi ve
konakçı olarak [151] Ordû-yı hümâyûnla beraber İsâkçı’ya gitdi. Ancak Sultân Mehmed-i
Râbi’in bulunduğu bu orduda beceriksizliği görüldüğünden konakçılıktan çıkarılıp 1083’de
Niğbolu muhâfızı olarak geri gönderildi. Ba’dehû vefât etdi.
Osmân Efendi-Müftüzâde
Amasyalıdır. Amasya müftüsü Yeğenzâde Hacı Mehmed Efendi’nin mahdûmudur.
Amasya’da tahsîl-i ulûm edib İstanbul’a gitdi. Sıtkı Mustafa Paşa’nın himmetiyle Galatasarây
gılmânına mu’allim olmuştu. Ancak 1065 recebinde Sadr-ı a’zam İbşir Paşa’nın azl ü katlinde
sarâydan çıkıp Kürdistan’a gitdi.
Orada Molla Gürânî, Mardin müftüsü Alî, Ahmed Haydarânî, Mahmûd Mevsılî, Kara
Kâsım, Molla Nûreddîn Efendiler’in halka-i tedrîsinde yedi yıl ikmâl-i tahsîle çalışıp
icâzetnâme alarak 1072’de avdet ve 1073 muharreminde müderris ve Sadr-ı a’zam Köprülüzâde
Fâzıl Ahmed Paşa’ya mu’allim ve musâhib olarak temâyüz etdi.
On yıl tedrîs-i ulûm-i aliyye ederek ikmâl-i devre-i medâris eylediğinden 1083
muharreminde Dârü’l-hadîs-i Süleymaniye müderrisliğinden Şâm mollası oldu. 1085
muharreminde [152] ikmâl-i müddet ederek avdetinden bir yıl sonra 1086 rebîülevvelinde
Edirne kadısı oldu.
1088 rebîülevvelinde ma’zûlen avdet etdi. Fâzıl Ahmed Paşa’nın vefâtından müte’essir
olup 1089 senesi zilka’desinde dâr-ı na’îme irtihâl etdi. Zincirlikuyu’da medfûndur. Meşâhîr-i
fuzalâdan olup usûl ü fürû’da mâhir, ulûm-i akliyyede muhakkik, tefsîr ve hadîsde yegâne-i
rüzgâr idi. Kitâblarını vakf edib Sultân Selîm Câmiinde yaptırdığı dolaba vaz’etmişdi. Fâtîh
civârında mektebi ve fünûn-i muhtelifeye ait ta’lîkâtı vardır.
599
601