Page 113 - 1-4_2
P. 113
Amasya Tarihi 1-4. Cilt Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR
Amasya Tarihi Cilt: 1
Bu câmi-i şerîfin zamân-ı binâsında câmi' olmak üzere yapıldığı vakfiyesinden
müstebân iken Sultân Bâyezîd Hân-ı Sânî hazretlerinin câmii hitâm buldukda cemâ'at-i
müslimînin bir câmide ictimâ'ı maksadıyla Yukarı Pazar kısmında olan bi'l-cümle cevâmi'den
minber kaldırıldığı esnâda bu câmiden dahi kaldırılmış idi. Mu'ahharan câmi-i sultânîde
cemâ'atin izdihâmı diğer cevâmi'de minberin vaz'ını îcâb eylediğinden 1146'da bu câmi-i
şerîfde dahi minber vaz' ve "Hâfız Hüseyin Efendi" hatîb nasb olunmuşdur.
1147'de kibâr-ı muhaddisînden "Hıfzîzâde el-Hâc Osmân Fâ'ik Efendi" câmi-i şerîfin
önünde bulunan türbenin üzerinde mevcûd odayı kütübhâne ittihâz ve bi'l-cümle kitâblarını
oraya vaz' ve vakf etmişdir. Mu'ahharan hâfız-ı kütüblerin vazîfelerini bilmedikleri cihetle
bütün kitâblar emânete verilmiş ve ba'dehû verildiği yerden istirdâd edilmemiş olması ziyâ'ına
sebeb olmuşdur. Şimdi kütübhâne var, kitâblar yokdur. Türbeye dâ'ir îzâhât-ı târîhiyye karîben
zikr edilecekdir.
Bu câmi-i şerîfin garb tarafında yol önünde bulunan dört göz abdesthâneyi a'yândan
esbak kâ'im-makâm-ı nakîbü'l-eşrâf Mumcuzâde [118] es-Seyyid Mustafa Ağa 1098'de
yapdırmış ve her birine su akıtmışdır. Ve ba'dehû ta'mîr ve ihtiyâcına sarf olunmak üzere
Bakkâllar İçi’nde dört dükkânını vakf eylediği vakfiyesinden müstebân ise de dükkânlar mülk
ve abdesthâneler de harâb olmuşdur.
Bu mahallede kâ'in "Sungurlu Medresesi" ve "Darbhâneci Tekkesi" karîben îzâh olunur.
"Çarşıbaşı"nda görülen mescidi 1100'de a'yândan "Eli Güzel el-Hâc Mehmed Ağa" binâ edib
mikdâr-ı kâfî akâr vakf ve önünde bir çeşme inşâ etmişdir. Bu mescid mükerreren yanıp ahfâdı
yapdırmış ve ba'dehû harâb olduğundan 1310'da "Sandık Emînizâde Mustafa Reşîd Efendi"
müceddeden ihyâ ederek bânî-i sânî olmuşdur.
Bu mahallede "Peçelizâde Hasan Paşa"nın ve mevâlîden "Hıfzî Abdurrahmân
Efendi"nin ve a'yândan "Acem Ali Ağa"nın birer çeşmeleri vardır. Acem Ali Ağa’nın çeşmesi
ma'lûm ve mu'ayyen ise de birkaç daha çeşme olduğundan diğerleri ta'yîn olunamadı. Yalnız
Darbhâhe Tekkesi’nin önünde bulunan çeşme Hasan Paşa’nın zann olunur.
9- "Tatar Mahallesi": "Şamlar Mezârlığı" şimâlinde "Gülüs" nâmıyla meşhûr olan
mevki'de olup şarkan şose yolu, garben Ahmak Bâğları, cenûben mezârlık ve şimâlen "Gülüs"
ile mahdûddur. 1295 târîhinden beri orada iskân edilen Tatarlar’ın vürûduyla teşekkül [119]
etmişdir. Defâtir-i mîriyyede "İhsâniye Mahallesi" nâmıyla tesmiye ve kayd edilmiş ise de
elsine-i âmmede "Tatar Mahallesi" nâmı galebe etmişdir.
Bu mahallede sâkin olan Tatarlar gâyet çalışkan, mütedeyyin oldukları münâsebetle
ortasında bir mescid-i şerîf binâ etmişlerdir. 1316'da Amasya a'yânından "Zileli Hacı Velizâde
el-Hâc Hasan Efendi" bu mescid-i şerîfin yanında bir mekteb-i latîf inşâ ederek mahallenin
şerefini tezyîd ve intişâr-ı ma'ârife himmet etmişdir.
Bu mahallenin kısm-ı şimâlîsini işgâl ederek diğer kısımları çayırlık olan mevki'-i latîf
öteden beri "Gülüs" nâmıyla meşhûr ve müte'ârifdir. Bu nâm yukarıya doğru ne kadar
araşdırılırsa meselâ 727 ve 635 ve 573 târîhlerine kadar taharrî edilirse aynen mevcûd olduğu
görülür. Şu hâlde bu isim Amasya fethinden mukaddem olduğu anlaşılır. Bu "Gülüs"ün şimâl-i
şarkîsinde kâ'in bâğlara "Taraput Bâğları" dendiği de Amasya fethinden mukaddem olduğu
anlaşılır.
Bu isimlerin zâhiri "Pont Hükûmeti" devrinden beri burada alem olarak kaldığını iş'âr
eder. Çünkü "Gülüs" nâmı, ya "Arkilüs" yâhud "Lüküllüs" isimlerinden muhaffef olarak kalma
bir şey'e benzer. Târîhen mazbût olduğu üzere "Arkilüs" yâhud "Arkilaus" Pont kralı yedinci
[120] "Mihridad"ın meşhûr bir kumandanı ismidir ki burada ikâmet eylediği münâsebetle
tesmiye edildiği zann olunur.
"Lüküllüs" dahi Roma kumandanlarından meşhûr bir generalin ismidir ki "Mihridad"
ile muhârebe ederek gâlibâne Amasya'ya girdiği târîhen ma'lûm olup burada bir müddet
hayme-nişîn-i ikâmet olduğu münâsebetle tesmiye edildiği de maznûndur. Fakat, "Taraput"
100
112