Page 109 - 1-4_2
P. 109
Amasya Tarihi 1-4. Cilt Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR
Amasya Tarihi Cilt: 1
2- "Eski Kethüdâ Mahallesi": "Sultân Bâyezîd Hân Câmi-i Şerîfi"nin şark tarafında
vâki' olup şarkan "Köprübaşı" ve garben "Sultân Bâyezîd Tâbhâne Sırası" ve cenûben
"Bozahâne" ve şimâlen Yeşilırmak ile mahdûddur. 835 târîhine kadar Amasya vâlîsi "Yörgüç
Paşa"nın kethüdâsı olarak zâbıta-i belediyye ve adliyye vezâ'ifinde pek ziyâde adl ü şöhrete
mâlik olan "el-Hâc Mehmed Ağa"nın irtihâlinde yeni gelen kethüdâ dahi "Mehmed Ağa"
nâmında bir zât olduğundan evvelki "Mehmed Ağa"ya "Eski Kethüdâ" denmiş ve ikâmet
eylediği bu mahalle "Eski Kethüdâ" nâmıyla şöhret bulmuş olduğu tetebbu'ât-ı târîhiyyeden
anlaşılmışdır.
Bu mahallede mûmâ-ileyh eski kethüdâ "el-Hâc Mehmed Ağa" bir mescid-i şerîf binâ
ve bedestân içinde sekiz kadar dükkân vakf ederek "Kapısı Kıble Mescidi" nâmıyla meşhûr
olmuşdur. Hakîkaten kapısı kıble tarafına tesâdüf etmişdir. 1011 harîkında muhterik olarak
"Hacı Efendi" demekle meşhûr kudâtdan "Çavuşzâde el-Hâc Mehmed Efendi" 1018'de
müceddeden inşâ ve bedestân içinde üç dükkân vakf etmiş ve ba'dehû mahdûmu "Sarı Mehmed
Ağa" 1057'de yine bedestânda kâ'in iki dükkânını vakf ederek pederinin vakfını tevsî' etmişdir.
[107]
Dergâh-ı âlî kapıcıbaşılarından "Hacı Efendizâde el-Hâc Ahmed Ağa" bu mescid-i
şerîfin önünde ve hânesi ittisâlinde 1180'de ve a'yândan "Yeğenzâde Hüseyin Bey" 1218'de
hânesi önünde bir çeşme binâ etdikleri gibi "Kalaycızâde el-Hâc Ömer Ağa" dahi "Kâşifiyye
Medresesi" önünde 1179'da diğer bir çeşme inşâ eylemişdir. Bu mahalleden "Hacı Efendizâde
Ömer Paşa" ve "Yeğenzâde Ömer Paşa" gibi vüzerâ ve pek çok a'yân zuhûr etmişdir. Bu
mahalle kadîmen "A'yân Mahallesi" olarak şerefini muhâfaza etmekdedir.
3- "Üçler Mahallesi": "Sultân Bâyezîd Câmi-i Şerîfi"nin kıble tarafında "Alişîr
Mahallesi" yerinde vâki' olup şarkan "Devehâne" ve garben "Receb" mahalleleri ve cenûben
bir kısmı mezârlık ve bir kısmı da "Küpceğiz Mahallesi" ve şimâlen şose yolu ile mahdûd ve
"Simre" belde-i kadîmesinden ma'dûddur. "Çelebi Sultân Mehmed Hân" hazretlerinin devr-i
hümâyûnlarında fevkalâde nüfûz ve ikbâli hâ'iz olan mu'allim-i sultânî "Niğdelizâde Sofi
Bâyezîd" ve amcası "Feyzullâh" ve "Ya'kûb" Çelebiler'e elsine-i âmmede "Üçler" denip, bunlar
bu mahallede ikâmet ederek burada bir hâne derûnunda medfûn oldukları münâsebetle "Üçler
Mahallesi" denmişdir.
Bunların orada ikâmeti 815 târîhlerine kadar devâm edib tesâdüfât-ı garîbeden olmak
üzere 921 târîhine kadar bu mahallede ikâmet ve "Şehzâde Sultân Ahmed"e hulûl ederek
fevkalâde [108] hâ'iz-i nüfûz u i'tibâr olan "Kutbeddîn Ahmed", "Kutbeddîn Îsâ" ve "Kutbeddîn
Mahmûd" nâm üç müfsid-i Îrânî'ye de "Kutublar" ve "Üçler" denmiş olduğundan "Üçler" nâmı
iştihâr etmişdir. Birinci "Üçler", 850'de tanzîm edilen "Kadı Abdurrahmân Muslihî"
vakfiyesinde ve ikinci "Üçler", "Ferîdûn Bey Münşe'âtı"nda muharrerdir.
Bu mahallede Üçler’den Feyzullâh Çelebi’nin ahşâb olarak binâ eylediği câmi-i şerîfi
1011 harîkında yandığından 1018'de mevâlîden "Sa'dî Çelebi" etrâf-ı erba'ası kârgîr ve üzeri
ve minâresi ahşâb olarak müceddeden binâ ve yanında bir mekteb ve çeşme ve dershâne inşâ
ederek Üçler Mahallesi’nde iki hânesini ve İbâdullâh Çarşısı’nda beş ve Aşağı Pazar’da iki ve
Bakkâllar İçi’nde üç dükkânını ve Kurşunlu Mahallesi’nde üç hânesini bu câmi ve hayrâtının
ta'mîr ve mürtezikasına 1039'da vakf etmişdir.
Bu mahallede Üçler ve Yediler gibi ricâl medfûn olup ekserîsinin türbesi olduğu
münâsebetle âtîde türbeler bahsinde zikr edilecekdir. Hoca-i Sultânî "Ömer Efendi" ve
Diyârbekir Beylerbeyi "Ahmed Paşa" gibi pek çok ekâbir bu mahalleden zuhûr etmişdir. Bu
mahallenin müntehâ-yı şarkiyyesinde bulunan "Saka Sokağı", meşhûr yeniçeri serdârı
"Sakaoğlu İbrâhim Ağa" 1140 târîhine kadar burada ikâmet etdiği münâsebetle meşhûr
olmuşdur. Bu mahallede "Şa'bânzâde el-Hâc [109] Mehmed Ağa"nın ve "Kâtibzâde es-Seyyid
el-Hâc Osmân Ağa"nın birer çeşmesi vardır.
4- "Uzun Mustafa Mahallesi": Burma Minâre Câmi-i Şerîfi’nin şimâlinde ve Şehinşâh
Mülkü yerinde vâki' olup, şarkan dere ve garben Hoca Süleyman ve cenûben Kılıççı ve şimâlen
96
108