Page 121 - 1-4_2
P. 121

Amasya Tarihi 1-4. Cilt                                                             Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR
               Amasya Tarihi Cilt: 1


                      24- "Receb Mahallesi": Sultân Mes'ûd-ı Selçûkî Türbesi’nin şarkında ve Simre belde-i
               kadîmesi yerinde olup şarkan Üçler ve garben Şâmîce ve cenûben Şeyh Kırık ve şimâlen şose
               yolu ile mahdûddur. 899'da irtihâl eden mu'allim-i sultânî "Sadreddîn Receb Çelebi" burada
               ikâmet ve mescid-i şerîf binâ etdiği münâsebetle bu nâmı almışdır.
                      Bu câmi-i şerîf 1011 harîkında yandığı cihetle mu'allim-i müşârün-ileyhin ahfâdından
               esbak Rûmeli kazaskeri Amasya'lı "Hasan Efendi" 1029'da müceddeden binâ ve yanında bir
               mekteb ve çeşme [140] inşâ ederek evkâfını tevsî' etmişdir. 1143 harîkında tekrâr yanıp imâmı
               ve mütevellîsi "Sâatçizâde el-Hâc Mehmed Efendi" tecdîden i'mâr etmiş ve ba'dehû mükerreren
               ta'mîr  olunmuşdur.  Bu  mahallede  mîrmîrân  "Hızır  Paşa"  bir  zâviye  binâ  eylediği  kayden
               ma'lûm ise de el-yevm yeri bulunamamışdır.
                      25- "Ziyâre Mahallesi": Amasya'nın müntehâ-yı şark-ı şimâlîsinde "Akdağ"dan ayrılıp
               Yeşilırmağa doğru inen ufak bir dağın eteğindedir. Önünde bulunan derenin kenâr-ı şarkîsinde
               vâki'dir.  Etrâfı  kadîmen  duvâr  ile  muhât  olduğu  bâğlarının  kenâr  yerinde  ve  dağ  eteğinde
               görülen temel taşlarından, duvâr harâbelerinden istidlâl olunmakdadır.
                      Bu "Ziyâre", kadîmen bir kal’a-i hasîne ve belde-i latîfenin ismi olup daha kadîm olan
               ismi "Zemendû" yâhud "Semendû"dur. El-yevm elsine-i âmmede "hıyere" vezninde "Ziyere"
               denir. "Ikdü’l-Cümân"da "Bedreddîn Mahmûd el-Aynî" diyor ki: "Zemendû, zâ ve mîm'in fethi
               ve  nûn'un  ve  âhirinde  vâv'ın  sükûnu  ve  dâl-i  mühmele'nin  zammı  ile  bir  belde-i  latîfe  ve
               hasînedir  ki  zâ'nın  kesriyle  "Ziyâre"  denir."  "Târîh-i Âl-i  Selçûk"da  "İbni  Bibi"  diyor  ki:
               "Emîr-i Sîvâs Kır Hân-ı Harezmî" "Zemendû" kalesine nefy edilmişdir." 155  [141]
                      "Kâmûs"da "Mecdeddîn Fîrûzâbâdî" diyor ki: "Semendû, dâl'ın zam ve işbâ'ıyla Rûm
               ülkesinde bir kale adıdır." 156  "Târîh-i Düveli'l-İslâm"da "İmâm Zehebî" diyor ki: "94 sene-i
               hicriyyesinde  "Mesleme  bin  Abdülmelik"  Rûm  toprağından  "Semendû"  şehrini  feth
               etmişdir." 157  Şâ'ir-i  meşhûr  "Ebu't-Tayyib el-Mütenebbî"  de  "Seyfü'd-Devle-i Hamdânî" ile
               Amasya'ya gelip "Semendû"yu ziyâret ve şu beyti inşâd etmişdir:

                                                   جيشولاو بضاوقلا مكح امب /ضار ريغ قتسمدلاو انيضر
                                                     158   جيلخلا اندعومف مجحي نإو /ودنمس انرز دقف مدقي نإف

                      Amasya'da  bulunan  vesâ'ik-i  atîkada  umûmen  bu  mahallenin  nâmı  "Ziyâre"  olmak
               üzere mukayyed ve meşhûr olup el-yevm "Ziyere" denmesi "Ziyâre"den muhaffef olduğunu
               göstermekdedir. Bu mahalleden [142] zuhûr eden "Hoca Muhibbeddîn Mevdûdü'z-Ziyârî" 690
               târîhinde meşhûr müstevfî-i Rûm olup hafîdi "Sa'deddîn Mevhûb bin Ez-Ziyârî" 787'de vefât
               ederek Şâdgeldi Paşa Türbesi önünde medfûn ve şöhreti kabir taşında mahkûkdur.
                      Burası  kadîmen  pek  meşhûr  olup  suyu  gâyet  soğuk,  havası  gâyet  sağlamdır.  Fakat
               kal’a-i kadîmesi şehrin şimâlinde olup körfez bir mevki'de olduğundan oranın havası ağırdır.

               155  Harezm ümerâsından Berke Hân Amasya vâlîsi iken akrabâsından bulunan bu Kır Hân’ın Zemendû kalesine
               nefy olunarak az müddet zarfında burada vefât etmesi Berke Hân’a te'sîr ve isyânını intâc etmişdir.
               156  Bu ibârenin şerhinde şârih-i Kâmûs "es-Seyyid Murtazâ Efendi"nin ibâresini "Âsım Efendi" tercüme ederek
               diyor ki: "Hâlâ Belgrad dedikleridir. Lâkin Belgrad kurbunda Semendre dedikleri olmak gâlibdir." Fakat dikkat
               buyurulursa şârih ve mütercim efendilerin isâbet etmedikleri muhakkakdır. Çünkü Mesleme, Seyfü'd-Devle ve
               Kır  Hân  ne  Rûmeli  kıt'asında  bulunan  Belgrad'a  ne  de  civârında  bulunan  Semendre’ye  gitmedikleri  târîhen
               muhakkakdır.
               157  "Târîhu'l-Ümem Ve'l-Mülûk"da "İmâm Taberî" diyor ki: "93  senesinde "Mesleme bin Abdü'l-Melik" Rûm
               ülkesine gazâ edip Malatya nevâhîsinden "Mâsa" (Amasya) ve Hısnü'l-Hadîd ve Gazâle (Zile) ve Berceme"yi feth
               etmişdir ve 94'de Gazâle'ye (Zile) kadar gazâ etmişdir. "Ikdü'l-Cümân"da 94 vukû'âtında "Mesleme"nin Amasya
               ve  Semendû'ya  geldigi  zikr  edilmekdedir.  Binâ'en-aleyh  "Semendû"  şehri  Amasya  kurbunda olduğuna  şübhe
               edilemez.
               158     Biz razı olduk fakat Domestik kabullenmedi
                      Kılıçların ve mızrakların hükmünü
                      Eğer üstümüze gelirse (bilsin ki) biz Semendo’yu ziyaret ettik
                      Eğer kaçarsa da Haliç bizim buluşma yerimizdir (Ed.)
                                                           108
                                                           120
   116   117   118   119   120   121   122   123   124   125   126