Page 399 - 1-4_2
P. 399

Amasya Tarihi 1-4. Cilt                                                             Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR
               Amasya Tarihi Cilt: 3


               Gıyâseddîn  Muhammed  bin  Hâce  Reşîdeddîn  Hemedânî  yardımıyla  serîr-i  İlhânî'ye  cülûs
               etmişdir.
                      Bu tebeddül-i saltanat, Anadolu ve hâssaten Sivas eyâleti Türkleri'ni [14] ve beylerini
               pek ziyâde sevindirmişdi. Çünkü Âzerîler'le Îrânîler'in istinâd etdikleri Moğol beyleri arasında
               nifâk ve adâvet, hırs-ı câh u devlet birden parlamış, Âzerîler'in ve Îrânîler'in mevki'leri fenâ
               sarsılmış, Türk beyleri daha ziyâde kuvvet bulmuşlardı.
                      Arpa Hân, pek  zâlim  ve cebbâr adamdı. Hülâgu neslinden olmadığı cihetle Hülâgu
               hânedânı tarafdârlarını kahr ederek tahtını muhâfaza etmeye çalışıyordu. Bunun için Ebû Sa'îd
               Bahâdır Hân'ın dayısı ve Diyârbekir vâlîsi olan emîr Alâ'eddîn Alî Pâdişâh bin Sülemiş bin
               Tengir-i Gürgân 460  kıyâm ederek bütün kuvvetiyle Tebrîz üzerine yürüdü.
                      Arpa Hân, Ali Pâdişâh'ı karşıladı. Aralarında açılan kanlı muhârebede maktûl oldu.
               Emîr Alî'nin mültezimi olan Mûsâ Hân bin Alî bin Bâyed ve Hân bin Turagay    461  bin Hülâgu
               Hân  736  senesi  ramazânının  on  yedisinde,  Câmiu'd-Düvel'de  şevvâlin  gurresinde  serîr-i
               İlhânî'ye oturdu. Bütün nüfûz-ı hükûmet Alî Pâdişâh'ın eline geçdi.
                      Emîr  Alî  Pâdişâh,  Moğol  ırkından  ve  Oyrat  (Hoyrat)  ilinden  vechen  çirkin,  tab'an
               müstebid  ve  hodkâm  adamdı.  Bunun  zulüm  ve  istibdâdı  Arpa  Hân'ın  ceberûtunu  basdırdı.
               Anadolu  beylerini  Irâk  ve  Rûm  eyâletleri  vâlîsi  Emîr  Şeyh  Hasan-ı  Kebîr  ile  Diyârbekir
               eyâletini [15] istîlâ eden Hacı Togay 462  (Togacar) etrâfında birleşdirdi.
                      Şu iki emîr-i kebîr-i Anadolu, Diyârbekir ve Irâk'dan cem'  edebildikleri kuvvetlerle
               müttahiden kıyâm edib Ali Pâdişâh ile harbe girişdiler. Aladağ civârında edilen muhârebede
               Emîr Ali maktûl ve Mûsâ Hân da firâra mecbûr oldu. Emîr Hasan-ı Kebîr'in mültezimi olan
               Muhammed Hân bin Yüzi bin Kutlug bin et-Temûr bin İbarcı     463  bin Mengü Temrin Hülâgu
               Hân 736 zilhiccesinin onuncu günü taht-ı İlhânî'ye çıkdı. Bu yüzden Anadolu beyleri biraz daha
               kuvvet buldu.
                      Bu kargaşalık esnâsında Türkler'e karşı hayr-hâhâne bir meslek tutan Emîr Çoban ve
               mahdûmu Timurtaş oğulları, 727 senesinden beri ihtifâ etdikleri yerlerden hurûc ve kıyâm
               ederek Türk beylerini elde etmeye çalışıyorlar, Timurtaş'ın tarafdârı olan Türkler ve beyler de
               bunlara iltihâk ediyorlardı.
                      Çünkü Emîr Timurtaş bin Emîr Çoban "A'yânu'l-Asr ve A'vânu'n-Nasr"da yazıldığı
               üzere 728 senesinde Mısır'da zebh ve katl edilmişdi. Evlâdı şunlardı: Şeyh Hasan, Mısır Melik,
               Cemdoğan, Pîr Hasan, Şeydûn, Melik Eşref, Eşter. Bunların hepsi Anadolu'nun birer köşesinde
               ihtifâ etmiş idi.
                      [16] Şeyh Hasan, Timurtaş oğullarının ekberi di. Buna "Küçük Hasan, Şeyh Hasan-ı
               Sagîr" denirdi. Gâyet dessâs, zekî, siyâsî bir adamdı. İbtidâ pederine pek ziyâde benzeyen bir
               şahs-ı mechûlü 464  pederi Timurtaş olmak üzere i'lân ederek pederinin asdikâsını kendisine celb
               etdi.  Küçük  Hasan  Bey'in  nüfûz  ve  da'vâsına  Hamza  ve  Ya'kûb  Beyler  büyük  yardımlar
               etmişlerdi.  Hattâ  Şeyh  Hasan-ı  Kebîr'in  nezdinde  olan  Emîr  Hamza-i  Rûmî  tasdîk  ederek
               Hasan-ı Kebîr'i büyük telâşa düşürmüşdü.
                      Bundan  dolayı  Amasya  vâlîsi  Şâdî  Bey'in  ve  Moğol  meftûnu  Âzerîler'in  mevki'leri
               sarpa sarmışdı. Şâdî Bey, Irâk ve Anadolu vâlîsi Emîr Şeyh Hasan-ı Kebîr'e mâlen ve bedenen
               mu'âvenet  etmeye  mevki'en  mecbûr  idi.  Çünkü  emîr-i  müşârün-ileyhin  Amasya'da  nâibi,
               kâ'im-makâmı bulunuyordu.

               460   "Tengîr", Dîvân-ı Lügât'da "tanir, âlim, ârif" ma'nâsınadır. Sîga-i mübâlağası "Tengri, Tanrı"dır. "A'lem, a'ref,
                  allâm" ma'nâsına olur. "Egir-egri, ağır-ağrı" gibi "Gürgân", Moğol dilinde "güyegi, dâmâd" ma'nâsınadır.
               461   "A'yânu'l-Asr"da "Togancık bin Hülâgu" yazılıdır.
               462   Hacı Togay, "Ed-Dürerü'l-Kâmine" ve "Kitâbü's-Sülûk"da yazıldığı üzere yirmi yıl kadar Diyârbekir vâlîsi
                  olan Emîr Sutay'ın mahdûmu ve 732'de fevtinde yerine vâlî olan Barambay'ın birâderidir. Barambay'ın 735
                  senesinde vefâtıyla Diyârbekir'i istîlâ eden Emîr Alî Pâdişâh'ın hasm-ı bî-emânı olmuş idi.
               463   Buna "Anbârcı", "Anberci" de denmişdir.
               464   "A'yânu'l-Asr"da bu şahsın adı "Ebûbekir" gösterilmekdedir. Buna "Ebû Bekr ed-Dâ'î" diyor ve tercemesini
                  yazıyor.
                                                           696
                                                           398
   394   395   396   397   398   399   400   401   402   403   404