Page 403 - 1-4_2
P. 403

Amasya Tarihi 1-4. Cilt                                                             Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR
               Amasya Tarihi Cilt: 3


                      Binâ'en-aleyh Amasya vilâyetinde nüfûz-ı emâret Taşan ve Kürt Beyler'e intikâl ederek
               Amasya  vilâyeti  bu  târîhden  i'tibâren  Sivas  emîri  Eretna  Bey'in  nüfûzu  altına  girdi,  Emîr
               Timurtaş oğlu Küçük Şeyh Hasan Bey'in nüfûzundan ve Hacı Ya'kûb Şâh elinden çıkdı.
                      Emîr Kemâleddîn İsmâ'il Sunkurî, Sultân Altunbaş'ın saltanatını ümerâ-yı etrâfa teblîğe
               me'mûr  edilerek  Türk  beylerini  müşârün-ileyhin  kuvvetden  ârî  olan  kuru  unvânına  bey'at
               etdirmeye çalışıyordu. Bunların muzâhiri ve müdebbiri Eretna Bey idi. Tokat Emîri Ulu Bey
               de Eretna Bey'in mürevvic-i efkârıydı.
                      Sultân Altunbaş, fırsat elde iken kendisine mukaddemen taraf-ı sultânîden tahsîs ve
               temlîk  edilen  arâzî  ve  emlâkini  740  senesinde  Amasya'da  vakf  ve  hâsılât-ı  vakfiyesini
               neslen-ba'de-neslin evlâd-ı zükûruna tahsîs [25] ederek kendisinden sonra evlâdını ihtiyâcdan
               tahlîse  himmet  etdi.  Mükemmel  bir  vakfiye  tanzîm  etdirdi.  Vakfiyeyi  tescîl  eden  Amasya
               kâdı'l-kudâtı Mevlânâ İmâdeddîn Ömer ve şâhidleri de yukarıda isimleri yazılan zevât idi. 469
                      Bu  vakfiyenin  unvânında  "Seyyidü'l-Mülûk  ve's-selâtîn  es-sadru'l-a'lâ el-
               kudvetü'l-mu'allâ e'azzü'd-devleti ve'd-dîn" evsâfıyla "Tâceddîn Altunbaş bin es-Sultân Mes'ûd
               bin  Keykâvus  es-Selçûkî"  tavsîf,  ba'dehû  vakf  etdiği  Simre  Çiftliği  müştemilâtı  olan  kurâ,
               mezâri', arâzî zikr ve ta'dâd edilmişdir.
                      Şu evsâf-ı âliye kemâl-i sarâhatle ifâde ediyor ki, Tâceddîn Altunbaş Amasya'da 740
               senesinde resmen sultân idi. Müşârün-ileyh  eğer sultân olmasaydı  yalnız "Sülâletü'l-mülûk
               ve's-selâtîn"  denirdi.  "Seyyidü'l-mülûk  ve's-selâtîn,  es-sadru'l-a'lâ,  el-kudvetü'l-mu'allâ"
               denemezdi. Bu sıfatlar anlatıyor ki Sultân Altunbaş, serîr-i a'lâda câlis bir metbû'-ı mu'allâ idi.
                      Fakat  müşârün-ileyhin  saltanatı,  Eretna  Bey'in  bir  hud'a-i  siyâsiyyesinden  ibâretdi.
               Eretna  Bey,  bu  hud'a  sâyesinde  Amasya  vilâyetinden  Şeyh  Hasan  ve  Hacı  Ya'kûb  Şâh'ın
               nüfûzunu kaldırdı. Tokat, Kayseriyye ve Samsun emîrlerini kendisine rabt ederek mevki'ini
               tahkîm etdi. Mısır hükümdârına karşı ta'ahhüd eylediği hutbe ve sikke mes'elesini bile unutdu.
                      Bundan dolayı Mısır hükümdârı Melik Nâsır Muhammed bin Kalavun, Eretna Bey'den
               dil-gîr oldu. Verdiği emir üzerine Eretna Bey'in zîr-i [26] idâresinde olan Tarende (Derende)
               şehrini Dulkadir oğlu Karaca Bey'e işgâl etdirdi.
                      Makrîzî, "Kitâbü's-Sülûk"unda diyor ki: "740 senesinde Derende kalesinin muhâfızı
               Eretna tarafından hâdim Mercân idi. Mercân bir maslahat-ı mühimme için Eretna'nın nezdine
               gitmişdi. Bunu haber alan Eblestîn emîri Zeyneddîn Karaca bin Dulkadir, Türkmen beylerinden
               Gergerli oğlu Alî, Gündlük (Gündük) oğlu İbrâhim, Bugadaş oğlu Halîl Beyler'i kırk nefer
               bahâdırla Derende üzerine gönderdi.
                      Bu beyler, Derende kalesi içinde bir adamı elde etdiler. Bu adam kırk neferi ve beyleri
               kale bedeninden iplerle çekip içeriye aldı. Bunlar Eretna Bey'in adamlarını katl edib kaleyi
               Mısır sultânı nâmına zabt ederek Dulkadir oğlu Karaca'ya teslîm etdiler.
                      Melik Nâsır Muhammed bin Kalavun, bununla kanâ'at etmedi. Haleb vâlîsine verdiği
               emir üzerine Sivas havâlîsini gâret ve yağmâ etdirdi. Eretna Bey'in mükerrer mürâca'atlarına
               cevâben  hutbe  ve  sikke mes'elesi  ihtâr  edilerek  Eretna  Bey  hükûmet-i  Mısriyye  tarafından
               tazyîk edilmekde idi.
                      Diğer tarafdan Emîr Timurtaş oğlu Şeyh Hasan Bey'le Ya'kûb Şâh, Amasya vilâyetinde
               nüfûzlarının zayâ'ından dolayı pek müte'essir olmuşlardı. Fakat Irâk emîri Büyük Şeyh Hasan
               Bey'le pek meşgûl oldukları münâsebetle Erzincân ve Karahisâr-ı Şarkî beylerini ve hâssaten
               Amasya'nın yanı başında olan Niksâr emîri Tâceddîn Togan Şâh'ı tahrîk ederek bir tarafdan
               Eretna Bey'i, diğer tarafdan Amasya beylerbeyi Kürt Bey'i tehdîd ediyorlardı.
                      [27] Bununla beraber Sultân Altunbaş'ın ümerâsı arasına giren nifâk ve hased belâsıyla
               Amasya  beyleri  de  birbirine  girmişlerdi.  Halifet  Gâzi  ve  Gül  Bey  oğulları,  Kürt  ve  Taşan




               469   Müşârün-ileyhin  bu  Arabî  vakfiyesi  tarafımdan  Türk  Târîh  Encümeni  Mecmû'ası'nda  tercüme  ve  neşr  ve
                  şâhidleri ve münderecâtı hakkında ba'zı mülâhazât serd edilmişdir.
                                                           700
                                                           402
   398   399   400   401   402   403   404   405   406   407   408