Page 400 - 1-4_2
P. 400

Amasya Tarihi 1-4. Cilt                                                             Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR
                                                                             Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR


                      Hâlbuki  Anadolu  beyleri  Timurtaş  oğlu  Şeyh  Hasan-ı  Sagîr'e  büyük  yardımlar
               ediyorlar, kuvvetler veriyorlardı. Bunların başında Amasya'nın aynu'l-a'yânı Torumtay oğlu
               Şerefeddîn Ya'kûb Şâh bulunuyordu. Hasan-ı Kebîr'in mağlûb olduğu gün, Şâdî Bey'in sükûtu
               muhakkakdı.
                      Şerefeddîn Ya'kûb Şâh, Emir Timurtaş'ın havâss-ı asdikâsından ma'dûd idi. Bunun için
               Timurtaş oğlu Küçük Şeyh Hasan Bey'e bezl-i mu'âvenet ederek onu takviye etmiş, sipehsâlârı
               ve müdebbir-i umûru olmuşdu. Emîr Şeyh Hasan-ı Sagîr, tertîb eylediği bir hud'a-i harbiyye
               sâyesinde Emîr Şeyh Hasan-ı Kebîr'e galebe çaldı. Bu galebeyi müte'âkib Şâdî Bey dünyâdan
               gitdi. [17]

                      Şerefeddîn Ya'kûb Şâh
                      Amasya beylerbeyi Seyfeddîn Torumtay evlâdından Nâsıreddîn Muhammed Bey bin
               Mübârizeddîn  Mûsâ  Bey'in  oğlu  olup  Amasyalıdır.  Irâk  hâkimi  Büyük  Şeyh  Hasan'ın
               inhizâmına  binâ'en  kazandığı  şöhret  sâyesinde  737  senesi  evâ'ilinde  Amasya  emîri  oldu.
               Âzerîler'in nüfûz ve ikbâli hitâma erdi. Küçük Şeyh Hasan Bey, Anadolu'da Büyük Şeyh Hasan
               Bey'in yerini tutdu.
                      Amasya  defterdârı  Büyük  Şemseddîn  Muhammed  Nahcıvânî  ihtifâ  edib  yerine
               Gümüşlüzâde Emîr Celâleddîn Abdullah Çelebi müstevfî oldu. Ya‘kûb Şâh oğlu Mu'îneddîn
               Süleyman Bey cândâr, Musliheddîn Kutlu Bey muhtesib oldu. Kadı ve nâibi yerlerinde kaldı.
               Mevlânâ Rükneddîn Ahmed Sinôbî sadru'l-ulemâ ve müftî-i belde oldu.
                      Bu  esnâda  sahne-i  siyâsetde  üç  sîmânın  yıldızı  parlakdı:  Ya'kûb  Şâh,  Eretna,  Ulu
               Beyler. Bunun için Muhammed bin Alî el-Acemî, "Mecma'u'l-Ensâb" adlı eserinde "Ahvâl-i
               Emîr Eretne ve evlâd-ı Emîr Torumtay ve Sebüktây" diyerek bir fasıl açmış, Eretna Bey'le
               Torumtay ve Sebüktay oğullarının münâsebetini ve ahvâlini beyân etmişdi.
                      Mü'ellifin "Emîr Eretne" dediği, Sivas emîr-i kebîri meşhûr Reşîdeddîn Eretna Bey'dir.
               "Evlâd-ı Emîr Torumtay" dediği Emîr Şeyh Hasan-ı Sagîr'in serdârı ve Amasya vâlîsi olan
               Torumtay oğlu Ya'kûb Şâh ve evlâdıdır. [18]
                      "Evlâd-ı  Sebüktây"  dediği  de  Tokat  emîri  ve  Şeyh  Hasan-ı  Sagîr'in  gözdesi  olan
               Sebüktay oğlu Mühezzebeddîn Ulu Bey ve evlâdıdır.
                      Ancak  Eretna  Bey  pek  zekî  ve  siyâsî  bir  zât  idi.  Amasya  ümerâsından  Baba  İlyâs
               Horasânî oğulları Kutlu, İlyâs, Mes'ûd Beyler'i ve Türkmen beylerinden Kürt ve Taşan Beyler'i
               birer sûretle elde ederek Ya'kûb Şâh nüfûzunu kırmak istiyordu.
                      Nûreddîn  Kutlu  Bey,  vezîr-i  meşhûr  Şemseddîn  Mahmûd  Tuğrâ'î  bin  Baba  İlyâs'ın
               mahdûmu  Emîr  Celâleddîn  Fîrûz  Bey'in  oğludur.  Birâderleri  İlyâs  ve  Mes'ûd  Beyler'dir.
               Mahdûmları Alâ'eddîn Ali Şâh ile Hayreddîn Halîl Bey'i Eretna Bey'in nezdine göndermişdi.
                      Eretna Bey'in bunlara telkîn etdiği fikrin gâyesi, zâhirde Sultân Mes'ûd'un şehzâdesi
               Sultân Altunbaş'ın ecdâdından mevrûs olan Amasya tahtına iclâsı idi. Hakîkat-i hâlde Ya'kûb
               Şâh'ı ber-taraf edib Amasya vilâyetini elde etmekdi. Ya'kûb Şâh pek şecî' ve müdebbir bir zât
               idi. Eretna Bey, bunun nüfûzundan pek ziyâde çekiniyordu.
                      Emîr Bahâ'eddîn Kürt Bey   465  Sultân Altunbaş'ın dâmâdı ve hâmî-i yegânesi idi. 719
               senesinde Selçûk şehzâdeleri katliâm edildiği esnâda Sultân Altunbaş'ı çiftliğinde ihfâ ederek
               katlden kurtaran Kürt Bey'di. Emîr Timurtaş'ın Sivas'dan Mısır'a firârında  [19] Sultân Ebû
               Sa'îd'in afvına mazhar olan Sultân Altunbaş, Taşan Bey'in idâresinde bulunan Simre çiftliğinde
               münzeviyâne yaşıyordu.






               465   "Kürt", Dîvân-ı  Lugât'de  Arabca  "neb'"  denilen  ağacın  Türkçesidir.  Gâyet  sert,  metîn  olup  "kayın  ağacı"
                  demekle  meşhûrdur.  Gâyet  sert  ve  metîn  olanlara  "Kürt"  denmekdedir.  Hâlis  Türkçedir.  Mısır  Türk
                  beylerinden birkaç zâtın adı da "Kürt"dür.
                                                           697
                                                           399
   395   396   397   398   399   400   401   402   403   404   405