Page 411 - 1-4_2
P. 411

Amasya Tarihi 1-4. Cilt                                                             Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR
               Amasya Tarihi Cilt: 3


               üzerine Mısır hükümdârı Melik Sâlih, atabeyi Emîr Seyfeddîn Argun el-Kâmilî ile Mısır'dan
               kalkıp Şâm üzerine gelmişdi.
                      Argun  el-Kâmilî,  Beyboğarus'u  harben  Şâm'dan  çıkarıp  Haleb'e  doğru  kaçan
               Beyboğa'yı ta'kîb etdi. Melik Sâlih tarafından Haleb vâlîsi olup sür'atle Haleb'e geldi. Âsîleri
               ahz ve istîsâle çalışdı. Ahmed es-Sâkî, Beklemiş, Altınboğa Beyler'i tutup cezâlarını verdi.
               Beyboğarus, Elbistân'a firâr edib Karaca Bey'e ilticâ etmişdi.
                      Argun  el-Kâmilî,  Beyboga  Rus'u  Karaca  Bey'den  şiddetle  taleb  etdi.  Karaca Bey,
               kendisinin afv edileceğini ümîd ederek Beyboga'yı birinci talebde bağlayıp adamlarına terfîkan
               Haleb'e gönderdi. Karaca Bey'in bu hareketi [46] Mısrîler'i fenâ kızdırdı. Çünkü iktidâr ve
               şecâ'atiyle tanınmış olan Beyboğarus'un Haleb'de başı kesilip Mısır'a gönderilmişdi.
                      Melik Sâlih, Karaca Bey'i bi-eyyi-hâl ahz ederek Mısır'a irsâlini Argun'a emr etmiş,
               ma'iyyetine bir fırka-i askeriyye ile ümerâdan Şeyhu, Tâz, Toktay Beyler'i me'mûr eylemişdi.
               Argun el-Kâmilî, bu beylerle beraber Haleb'den kalkıp Elbistân üzerine yürüdü. Sivas vâlîsi
               olan Hacı Kutlu Şâh'a da kendisine askeriyle mu'âvenet etmesini yazdı.
                      Hacı Kutlu Şâh, Sivas'dan kalkıp askeriyle Elbistân'a hareket etdi. Argun el-Kâmilî,
               asâkir-i  Mısriyye  ile  Elbistân'ı  sardı.  Karaca  Bey  her  iki  tarafdan  sarıldığını  görünce
               Elbistân'dan kaçıp Kayseriyye yolunu tutdu. Muhammed Bey'e ilticâ ve dehâlet etmek istedi.
                      Salâheddîn Safedî, "A'yânu'l-Asr"ında Argun el-Kâmilî tercemesinde diyor ki: "Emîr
               Seyfeddîn  Argun  el-Kâmilî,  ma'iyyetinde  Emîr  İzzeddîn  Toktay  ed-Devâdâr  olduğu  hâlde
               Haleb asâkiriyle İbni Dulkadir tarafına teveccüh edib Elbistân'a vardı. Şehri ve köyleri yakıp
               harâb etdi. İbni Dulgadir kaçıp Kayseriyye'ye girdi. Muhammed Bey bin Eretna'ya dehâlet etdi.
               Bunun üzerine Argun el-Kâmilî dönüp 754 senesi recebinin beşinci salı günü Haleb şehrine
               girdi. Pek çok sıkıntı çekdi. Ba'zı yerlerde yaya yürüdüğü oldu".
                      Emîr İzzeddîn Toktay tercemesinde bu vak'ayı şöyle yazıyor: "Emîr İzzeddîn Toktay,
               Şâm'dan dönüp Haleb'e  geldi. Argun el-Kâmilî ma'iyyetinde askerle beraber bilâd-ı  Rûm'a
               teveccüh  etdi.  Kayseriyye'ye  vardılar.  [47]  Nihâyet  İbni  Dulkadir'ı  tutdu.  İbni  Dulkadir,
               Nâsıreddîn  Muhammed  Bey  bin  Eretna'nın  yanında  idi.  Asker,  pek  çok  sıkıntılara  ma'rûz
               olduğu hâlde avdet edib Emîr İzzeddîn 754 senesi recebinin beşinci günü Dımışk'a geldi. Bu
               haberi getirdi".
                      Emîr  Zeyneddîn  Karaca  bin  Dulkadir'in  tercemesinde  de  yine  bu  hâdiseyi  şöyle
               anlatıyor: "İbni Dulkadir, asâkir-i Mısriyye'den kaçıp giderken Eblestin ve kurâsını yakıp harâb
               etdi. Emîr Toktay, asâkiriyle ta'kîb edib Kayseriyye kurbunda bu tarafdan asâkir-i Mısriyye, o
               tarafdan da İbni Eretna asâkiri İbni Dulkadir'i ihâta etdi. Rûm'da Moğol ümerâsından Kutlu
               Şâh, Dulkadir Oğlu'nu tutup İbni Eretna'ya gönderdi.
                      Haleb  vâlîsi  Argun  el-Kâmilî,  Dulkadiroğlu'nu  İbni  Eretna'dan  istedi.  İbni  Eretna
               birtakım ta'vîkât ile göndermemek istiyordu. Nihâyet Argun'un taleb ve tehdîdine dayanamadı.
               Dulkadiroğlu'nu bağlayıp göndermeye mecbûr oldu. İbni Dulkadir, 754 senesi şa'bânının on
               ikinci günü Haleb'e geldi.
                      Emîr Argun el-Kâmilî, Dulkadiroğlu'nun bağlarını, zencirlerini çözmeyip artırdı. Haleb
               kalesinde habs etdi. İbtidâ kılıncını kölesi Emîr Alâ'aeddîn Altanboga ile gönderip tutulduğunu
               haber verdi. Mu'ahharan Dulkadiroğlu'nu bir bölük askere terfîk ederek Mısır'a gönderdi. İbni
               Dulkadir bir müddet Mısır'da mahbûs kalıp sonunda ortasından ikiye biçildi. Gövdesi iki parça
               olarak Bâb-ı Züveyle üzerine 754 senesi zilka'desinde asıldı".[48]
                      Görülüyor ki Kürt oğlu  Kutlu Şâh, Eretna Hân oğlu Nâsıreddîn Muhammed Bey'in
               askerine serdâr ve kumandân idi. Pederi ve kendisi Moğol devletinde emâret almış olduğundan
               "Moğol ümerâsından" denmişdir. Zâten Arab müverrihleri Eretna'yı da Moğol ümerâsından
               göstermekdedirler.  Burada  "Rûm"  ta'bîri  Sivas  demekdir.  Öteden  beri  Rûm  Eyâleti,  Sivas
               vilâyeti demekdi.
                      Rûs Beyboğa, Mısır'a sultân olacağım hırsıyla kendisinin ve arkadaşlarının başlarını
               yemekle kalmadı, Eretna ve Dulkadiroğulları arasına onulmaz bir intikâm yarası açdı. Bu iki

                                                           708
                                                           410
   406   407   408   409   410   411   412   413   414   415   416