Page 413 - 1-4_2
P. 413
Amasya Tarihi 1-4. Cilt Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR
Amasya Tarihi Cilt: 3
etmişlerdi. Hacı Kutlu Şâh gelip Konya'yı zabt etdi. Dâvud Bey de birçok meşakkatlerle kaçıp
Lârende'ye cân atdı".
Hulâsa Bedreddîn Dâvud Bey'le Hacı Kutlu Şâh arasında cereyân eden muhârebe,
Dâvud Bey'in inhizâmıyla hitâma erdi. Dâvud Bey kaçıp Konya'ya tahassün etdi. Hacı Kutlu
Şâh da ta'kîb ederek gelip Konya'yı sardı. Muhârebeden sonra Konya'ya cebren girdi.
Müneccimbaşı Ahmed Efendi diyor ki: "Hacı Kutlu Şâh, kendisiyle harbe kıyâm eden
dört bin kadar Karamânlı Türkler'i ve yirmi dört Karamânlı şehzâdeleri kılıçdan geçirdi. Çünkü
mülûk-i Karâmâniye'nin, şehzâdelerini ilim ve edeb tahsîli için Konya şehrine göndermek
âdetleri idi. Konya şehri bir müddet Kutlu Şâh elinde kaldı".
Hacı Kutlu Şâh, bu muvaffakiyet üzerine Konya, Sivas, Tokat, Amasya vilâyetlerine
vâlî-i umûmî oldu. Nüfûz ve şöhreti her tarafı tutdu. Bundan dolayı hem Konyalılar'ı kendisine
daha ziyâde celb ve takrîb, hem de Eretna Oğulları'na yüz çeviren ümerâyı kendisine mecbûr-ı
inkıyâd edecek çâreyi Sultân Altunbaş'ın iclâsında buldu.
Bunun üzerine Hacı Kutlu Şâh, Amasya vâlîsi olan mahdûmu Emîr Şihâbeddîn Ahmed
Şâh'a Sultân Altunbaş'ın Amasya'da taht-ı Selçûkî'ye iclâs etmesini emr etdi. Ahmed Şâh da
Altunbaş'ı tekrâr ikâmet etdiği Simre Çiftliği'nden celb ederek iclâs eyledi. [52]
Sultân Tâceddîn Altunbaş
Hacı Kutlu Şâh'ın dedesi olduğundan üçüncü def'a olarak ikâmet eylediği Simre-i
Havza'dan gelip 755 senesinde Amasya simresinde serîr-i Selçûk'a cülûs etdi. Bu def'asında
müşârün-ileyh daha yaşlı idi. Şihâbeddîn Ahmed Şâh, Sivas vilâyeti kâ'im-makâmı, Hacı Kutlu
Şâh'ın diğer mahdûmu Seyfeddîn Şâdgeldi Pâdişâh da beylerbeyi oldu.
Sultân Altunbaş'ın üçüncü cülûsunu isbât eden vesîka, müşârün-ileyhin ikinci
vakfiyesiyle pederine âid evkâfın vakfiyesidir. Müşârün-ileyhin ikinci vakfiyesi "Evâhir-i
şevvâl 756" târîhlidir. Bu vakfiyesinde de birinci vakfiyesinde mezkûr olan evsâf ve elkâb-ı
sultâniyye aynen mestûrdur. Fazla olarak pederine âid vakfiyesinde "Velemmâ veffekallâhu
sübhânehû ve ta'âlâ sâhibe's-sa'âdât es-sultâne'l-mezkûr" yazılıdır.
Gerek bâlâdaki evsâf-ı sultâniyye ve gerek şu ta'bîrât-ı şer'iyye delâlet ediyor ki Sultân
Altunbaş-ı Selçûkî 756 şevvâlinde Amasya'da Selçûkiyye sultânı idi. Altunbaş'ın her hâlde
cülûsu ve Konya'nın zabtı 755 senesinde vâki' olmuşdur. Bu vakfiyenin hâkimi de Mevlânâ
İmâdeddîn Ömer Çelebi'dir.
Seyfeddîn Şâdgeldi Pâdişâh, Hacı Kutlu Şâh'ın ikinci mahdûmudur. Amasya'da Sultân
Altunbaş'a âdât-ı Selçûkiyye üzere beylerbeyi olduğu münâsebetle müşârün-ileyhin bu unvânı
kendisine alem olmuşdur. Kerîmezâdesi [53] olan Bâyezîd Paşa'nın vakfiyesinde bu unvânı
mestûrdur.
Konyalılar, öteden beri Selçûkîler'e düşkünlerdi. Karamânlılar'ın mezâlim ve
seyyi'âtından bîzâr oldukları münâsebetle Sultân Altunbaş'ın cülûsu, Hacı Kutlu Şâh'ın da güzel
idâresi Konyalılar'ı meclûb etdi. Karaman ve Eretna oğullarını fevkalâde telâşa düşürdü. Çünkü
Hacı Kutlu Şâh, bütün Anadolu'yu istîlâ edecek bir yararlık gösteriyordu.
Sultân Altunbaş'ın cülûsunu îcâb eden sebeb, yalnız Konyalılar'ın celbi değildi. Belki
Eretna oğulları Muhammed ve Ca'fer Beyler'in ümerâsı ve tarafdârânı tarafından gösterilen
muhâlefetler de birer âmil olmuşdu. Bundan dolayı bir tarafdan Karamânîler, diğer tarafdan
Eretna oğullarının vezîri olan Hâce Ali Şâh ile Hacı Kutlu Şâh'ın muhâlifleri, Hacı Kutlu Şâh'ı
mağlûb edecek çâreler arıyorlardı.
Lârende emîri Karamanoğlu Şücâ'aeddîn Süleyman Bey Konya'yı gayb etdiğinden
dolayı pek ziyâde müte'essir olmuşdu. Konya'yı kurtarmak için bir tarafdan kuvvetlerini cem'
ve tedârikâtını ikmâle çalışıyor, diğer tarafdan Kozan ve Ramazân oğullarını, Hacı Kutlu Şâh'ın
muhâliflerini kendisine celb etmeye uğraşıyordu.
Hâce Alî Şâh'ın birâderi olan Hayreddîn Halîl Bey de Amasya'da bir fırka-i muhâlife
uyardı. Ulemâdan Musliheddîn Mûsâ Çelebi ve tarafdârânıyla Halifet Gâzi oğlu Şücâ'eddîn
710
412