Page 412 - 1-4_2
P. 412

Amasya Tarihi 1-4. Cilt                                                             Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR
                                                                             Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR


               hânedânın birbiriyle yıllarca çarpışmalarına sebeb oldu. Karaca Bey, kendi amelinin cezâsını
               gördüğü hâlde, evlâdı Eretnazâde Muhammed Bey'in yakasını bırakmadı.
                      Bu esnâda Amasya kâdı'l-kudâtı Mevlânâ Nûreddîn Osmân Çelebi bin Ziyârî vefât etdi.
               Kazasker İmâdeddîn Ömer Çelebi de Muhammed Bey'in cülûsuna muhâlif göründüğünden
               gözden  düşmüşdü.  Bu  sebebden  İmâdeddîn  Ömer  Çelebi,  kendi  talebiyle  kazaskerlikden
               çekildi.  Amasya  kâdı'l-kudâtı  olarak  yine  vatanına  kavuşdu.  Yerine  Mevlânâ  Bedreddîn
               Mahmûd Çelebi kazasker oldu.
                      Eretna Hân oğlu Nâsıreddîn Muhammed Bey, genç ve tecrübesizdi. Pederinin ulemâyı
               ve tecrübe-dîde ümerâyı topladığı meclise kendi gibi gençleri toplar, onlarla ayş u işret, zevk
               ve sefâhat ederek ne halkın şikâyetlerini dinler, ne de hükûmet işlerine bakardı. Vezîri Hâce
               Alî Şâh'a bile yüz vermezdi. Bütün umûr-ı hükûmet gençlerin elinde kalmışdı. [49]
                      Muhammed Bey'in bu hâli bir tarafdan ümerâyı kendisinden soğutdu, diğer tarafdan da
               halka ağır geldi. Hâce  Alî  Şâh, Muhammed Bey'i  hal'a azm  ederek tazyîk  etmeye başladı.
               Çünkü halkın nazarında kendisinin bu işlere bâ'is olduğu cihetle mevki' ve vezâreti sarsılmağa
               yüz tutmuşdu.
                      Müneccimbaşı  Ahmed  Efendi,  "Câmiu'd-Düvel"in  "Âl-i  Eretna"  faslında  diyor  ki:
               "Muhammed  Bey,  hadâset-i  sinni  belâsıyla  gençleri  başına  topladı.  Zevk  ve  sefâhatle
               dem-güzâr olarak umûr-ı hükûmete gençler karışdı. Halkı ve ümerâyı bîzâr etdi. Nihâyet vezîri
               Hâce Alî Şâh, Muhammed Bey'i habs edib kardaşı Ca'fer Bey'i taht-ı emârete geçirdi".
                      Emîr İzzeddîn Ca'fer Bey, üçüncü emîr olarak 754 senesi evâhirinde yâhud 755 senesi
               evâ'ilinde  Kayseriyye'de  pederinin  yerine  geçip  oturdu.  Muhammed  Bey'i  tutan  beylerden
               kayınbirâderi Tâceddîn İbrâhim Bey de azl olunup yerine Sadreddîn Süleyman Şâh Tokat emîri
               oldu. 488
                      Muhammed  Bey,  kendisini  sevenlerin  yardımlarıyla  mahbesden  kurtulup  Konya'ya
               kaçmış,  Karaman  oğlu  Emîr  Şücâ'eddîn  Süleyman  Bey  bin  Halîl  Bey'e  dehâlet  etmişdi.
               Karamânîler'le Eretna Hân arasında karâbet-i sıhriyye vardı. Bu münâsebetle Süleyman Bey,
               Muhammed Bey'i Kayseriyye emâretine cebren nasb ve i'âde etmeye kalkışdı. Birâderi Konya
               vâlîsi Bedreddîn Dâvud Bey'i bir kuvve-i askeriyye ile gönderdi.
                      Bedreddîn Dâvud Bey, pek zâlim ve sefîh bir adamdı. Zulüm ve sefâhatiyle Konya [50]
               a'yânını ve halkını  bîzâr etmişdi. Hâlbuki Dâvud Bey'e karşı gönderilen  kuvve-i  askeriyye
               kumandânı Sivas vâlîsi Kürt oğlu Hacı Kutlu Şâh âdil, dîndâr, merd bir zât olarak tanınmışdı.
               Sivas ve Amasya halkı emîr-i müşârün-ileyhin idâresinden pek memnûn idi.
                      Bundan  dolayı  Konya  a'yânı  Hacı  Kutlu  Şâh'a  feryâd-nâmeler,  adamlar  gönderip
               kendilerini  Dâvud  Bey'in  mezâliminden  kurtarmasını  ricâ  ederek  kendisine  her  türlü
               mu'âvenetler arz ve Konya kalesini teslîm edeceklerini ta'ahhüd ediyorlardı.
                      Ancak vezîr Hâce Alî Şâh'ın ibtidâ Ca'fer Bey'i, sonra Muhammed Bey'i habsinden,
               nüfûz ve istibdâdından dolayı Hacı Kutlu Şâh, Hâce Alî Şâh'dan dil-gîr olmakda idi. Kezâlik
               Eretna Hân oğullarının hiçbirinde emârete liyâkat ve ehliyet göremiyordu. Çünkü her ikisi de
               ten-perver, şehvet-perest adamlardı.
                      Hacı Kutlu Şâh Sivas, Tokat ve Amasya mülhakâtına birden vâlî-i umûmî idi. Tedbîr
               ve şecâ'ati, adl ve diyâneti i'tibâriyle Eretna Hân'a hayru'l-halef olacak fezâ'il-i askeriyye ve
               melekiyyeyi hâ'iz bir zât idi. Ulemâyı, ilim ve irfânı pek severdi.
                      Müneccimbaşı  el-Hâc  Ahmed  Efendi,  "Câmiu'd-Düvel"in  "Âl-i  Karaman"  faslında
               diyor ki: "Karaman emîri Süleyman Bey bin Halîl Bey, kendi tarafından birâderi Dâvud Bey'i
               Konya vâlîsi nasb etmişdi. Dâvud Bey, pek zâlim idi. Bunun mezâlim ve ta'addiyâtından bîzâr
               olan Konya a'yânı gizlice "Kürdî" yâhud "Moğolî" olan Hacı Kutlu Şâh'a haber gönderdi. [51]
                      Hacı Kutlu Şâh bilâd-ı Rûm'a vâlî idi. Konya a'yânı Dâvud Bey'in ta'addiyâtından bîzâr
               oldukları  için  Hacı  Kutlu  Şâhı  da'vet  ve  Konya'yı  kendisine  teslîm  edeceklerini  ta'ahhüd


               488   Biçâr oğlu Nûreddîn Hamza Bey'in mahdûmu zann olunur.
                                                           709
                                                           411
   407   408   409   410   411   412   413   414   415   416   417