Page 415 - 1-4_2
P. 415

Amasya Tarihi 1-4. Cilt                                                             Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR
               Amasya Tarihi Cilt: 3


                      Muhammed Bey'in bu hezîmetini haber alan birâderi İzzeddîn Ca'fer Bey de Samgarlu
               Hızır ve Tâc Kızıloğlu Hayreddîn Beyler'le birleşip Kayseriyye'yi zabt etdi. Dulkadiroğlu Halîl
               Bey bin Karaca Bey de Ca'fer Bey'e mu'în olduğundan zâten intizâmı ve kuvve-i ma'neviyyesi
               bozulmuş olan Muhammed Bey'in askeri ilk müsâdemede târumâr oldu. Muhammed Bey de
               dervîş kıyâfetine girip Sivas'a kaçdı. Bir tekke bucağına sindi.
                      Karamânoğlu Süleyman ve Alî Beyler, kazandıkları bu muvaffakiyetle tecdîd-i kuvvet
               ederek Konya'yı kurtarmağa gitdiler. Hacı Kutlu Şâh ile muhârebeler etdiler. Sonunda galebe
               edib Konya'yı harben aldılar.
                      Hacı Kutlu Şâh, ikinci def'a Konya'dan ric'at edib Sivas'a geldi. Kayseriyye'de ikinci
               def'a  emîr  olan  İzzeddîn  Ca'fer  Bey  tarafından  [57]  vâlî  olarak  kemâ-fi's-sâbık  Sivas'da
               hükûmet umûrunu tedvîre başladı. Eski nüfûzunu tedrîcen i'âde etdi.
                      Müneccimbaşı el-Hâc Ahmed Efendi "Câmiu'd-Düvel"inde yine Âl-i Eretna faslında
               diyor ki: "Eretnazâde Muhammed Bey, Karamânîler harbinden münhezimen firâr edib dervîş
               kıyâfetinde Sivas'a geldi. Bir zâviyeye gizlendi. Birâderi Ca'fer Bey'in Sivas'da vâlîsi olan İbni
               Kürt olup Muhammed Bey'in uşşâkından biri idi.
                      Vâlînin  ba'zı  havâssı,  Muhammed  Bey'in  kalender  kıyâfetinde  Sivas'a  gelip  falan
               tekkede gizlendiğini vâlî Hacı Kutlu Şâh'a haber verdi. Vâlî tebdîl-i kıyâfetle mütenekkiren o
               tekkeye gitdi. Muhammed Bey'i gördüğü anda tanıdı. Muhammed Bey'e kendisini bildirdi. Onu
               alıp ikrâm ve izzetle dâ'ire-i hükûmete getirdi. Kendisini taht-ı emârete iclâs ederek Hâce Ali
               Şâh'ı da celb ve istimâlet ve ona vezâretini i'âde etdi." 490
                      Emîr Nâsıreddîn Muhammed Bey, üçüncü def'a serîr-i ikbâle cülûs ederek Hacı Kutlu
               Şâh emîrü'l-ümerâ makâmında durdu. Hâce Alî Şâh eski makâmını buldu. Fakat bütün umûr-ı
               hükûmet Hacı Kutlu Şâh'ın re'y ve tedbîrine müfevvaz oldu.
                      Sultân  Tâceddîn  Altunbaş,  üçüncü  def'a  hal'ından  pek  ziyâde  müte'essir  olmuşdu.
               Çiftliğine avdetinde kemâl-i te'essüründen hastalandı, yetmiş [58] yaşını mütecâviz bir pîr-i
               fânî olduğu hâlde birkaç ay sonra vefât etdi. Çiftliği olan Şeyh Savcı Karyesi'nde şimdiye kadar
               "Gâzi Çelebi Mezârı" diye meşhûr olan yerde defn edildi (758).
                      Sultân  Altunbaş'ın  dört  şehzâdesi  pek  meşhûr  idi:  Mes'ûd,  Alp  Arslan,  Keykubâd,
               Keyhusrev.  Bunların  her  biri  Amasya  havâlîsinde  kendilerine  tahsîs  edilen  çiftliklerde
               oturdular. Şehzâde Mes'ûd oğlu Kılıç Arslan Bey'in Sivas emîri olduğu karîben görülecekdir.
                      Bu esnâda Amasya kadılığına kibâr-ı ulemâdan Mevlânâ Pîr Nizâmeddîn Mahmûd bin
               Muhammed el-Cürcânî nasb edildi. Çünkü İmâd Çelebi tarafından mahdûmu diğer Nizâmeddîn
               Mahmûd  Çelebi  Amasya  nâibi  idi.  Mevlânâ  İmâd'ın  vefâtıyla  Amasya  kadılığı  münhal
               olmuşdu. 491
                      Hacı  Kutlu  Şâh,  hemşehrîsi  olan  Hâce  Alî  Şâh  ile  birleşdi.  Bunların  tedbîr  ve
               mu'âvenetiyle Muhammed Bey, birâderi Ca'fer Bey'i ber-taraf edib Kayseriyye vilâyetini aldı.
               Amasya beyleri iki gruba ayrılmışlardı. Bir bölüğü Amasya emîri olan Halifetzâde Şücâ'eddîn
               Süleyman  Bey  tarafdârânı  idi.  Pervâne  ve  Gül  Beyoğulları  bu  tarafı  iltizâm  ediyorlardı.
               Yağmuroğlu Sârımeddîn İbrâhim Bey de Süleyman Bey'e muvâfakat ederdi.
                      İkinci grub Hacı Kutlu Şâh tarafdârânı idi. Bunların başında Torumtayoğlu Mu'îneddîn
               Süleyman Çelebi meşhûr idi. [59] Mahdûmu Muhammed Çelebi ile Sunkur ve Biçaroğulları
               da bu tarafı iltizâm ediyordu.
                      Kezâlik Tokat beyleri de iki fırka olmuşlardı. Bir fırkası Tokat emîri Tuli Beyzâde
               Tâceddîn İbrâhim Bey tarafını, diğer fırkası da Hacı Kutlu Şâh'ı iltizâm ediyorlardı. Hacı Kutlu
               Şâh'ı sevenlerin başında Kavulluoğlu Celâleddîn Muhammed Bey vardı. Bunun aşîreti, avenesi
               çokdu. Aşîretine "Kavullu" denirdi. Kâbilîzâde demekle meşhûr idi.


               490   Burada Müneccimbaşı, "fe-bitedbîrihimâ zafera Muhammed Beg bi-ahîhi Ca'fer ve katelehû" diyor. Ca'fer
                  Bey'in  bu  târîhde  i'dâm  edildiğini  iddi'â  ediyor.  Hâlbuki  788  senesinde  Ca'fer  Bey'in  ber-hayât  olduğu
                  vakfiyesiyle sâbitdir.
               491   Bunların imzâları bu sûretle bulunmuşdur.
                                                           712
                                                           414
   410   411   412   413   414   415   416   417   418   419   420