Page 420 - 1-4_2
P. 420

Amasya Tarihi 1-4. Cilt                                                             Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR
                                                                             Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR


               Hüsameddîn Hüseyin Çelebi ve Hankâh-ı Mes’ûdî şeyhi Şemseddîn Ahmed Çelebi bin eş-Şeyh
               Mûsâ Çelebi, emîr Hacı Şâdgeldi nüfûzuna hâdimlerdi. Ulemâya pek muhibb idi.
                      Hacı Şâdgeldi Paşa, Ahmed Bey bâdiresini suhûletle izâle etmek için Develü Karahisârı
               beyi Devecioğlu Şücâ'eddîn Hüseyin [71] ve birâderi Bedreddîn Osmân Beyler'i kendisine celb
               ve imâle ederek Ahmed Bey'in üzerine taslît etdi.
                      Çünkü Devecioğlu Timur Hân ile Osmâncık ve Çorumlu emîri Gâzi Osmân arasında
               öteden beri adâvet vardı. Bu adâvet, bunların evlâdına mîrâs olarak kalmışdı. Hacı Şâdgeldi
               Paşa, işte bu adâvetden istifâde ediyordu.
                      Hacı  Şâdgeldi  Paşa,  764  senesinde  Amasya  kalesini  ta'mîr  ve  darb-hânesini  tecdîd
               etdirdi.  Tarabut  denilen  mevki'de  cesîm  bir  kağıd  fabrikası  yapdırdı.  Burası  "Kağıd-hâne"
               demekle meşhûr oldu. Meşhûr kağıdcı Ahi Muhyiddîn Muhammed Çelebi'yi de kağıd-hâne
               emîni yapdı. 499
                      Geçen sene Amasya'dan Mısır'a firâr eden Gül Beyoğlu Alâ'eddîn Alî ve Yağmuroğlu
               Sârımeddîn  İbrâhim  Beyler'e  Mısır  hükûmeti  tarafından  764  senesinde  emâret  verildi.
               Taşanoğlu Haydar Bey de Mar'aş civârına gitdi.
                      Hacı Şâdgeldi Paşa, Devecioğlu Hüseyin Bey'le beraber Osmâncık kalesini muhâsara
               etmişdi. Kale beyi Ahmed Bey, Kastamonu emîri Âdil Bey'den istimdâd ederek dayanıyordu.
               Nihâyet gelen kuvve-i imdâdiyyeyi târumâr eden Hacı Şâdgeldi Paşa, kale içinden elde etdiği
               adamlar vâsıtasıyla kaleyi aldı, İskilib ve Çorumlu cihetlerini zabt etdi. [72]
                      Beyleroğlu  Ahmed  Bey,  bu  esnâda  maktûl  olduğundan  yerine  Hacı  Şâdgeldi  Paşa
               tarafından genç mahdûmu Muzaffereddîn Mahmûd Çelebi ve Çorumlu vilâyetine Şücâ'eddîn
               Hüseyin  Bey  emîr  oldu.  Osmân  Paşa  Develü  Karahisârı  emîri  olup  küçük  mahdûmu  Koç
               Hüseyin Bey Amasya'da Hacı Şâdgeldi Paşa nezdinde kaldı.
                      Kaynar Vak'ası'nda Amasya'dan firâr eden beylerden Gül Beyoğlu Alî Bey'in birâderi
               Receb  Bey'e  Melik  Eşref  Şa'bân  tarafından  765  senesinde  Aşere  beyliği  verildi.  Bunun
               mahdûmu Nâsıreddîn Muhammed Bey, Melik Zâhir Berkûk'a iki def'a vezîr olmuşdur.
                      Osmâncık muvaffakiyeti, Hacı Şâdgeldi Paşa'nın nüfûz ve ikbâlini parlatdı. Kendisini
               her  tarafa  tanıtdı.  Fakat  Amasya  emâretiyle  Kastamonu  emâreti  arasını  ciddî  bir  sûretde
               açmışdı. Kastamonu emâreti, Hacı Şâdgeldi Paşa'nın parlamasını kıskanıyordu.
                      Bundan  dolayı  iki  emâret  arasında  muhâbereler,  muhârebeler  olmuş,  Hacı  Şâdgeldi
               Paşa Samsun ve Bafra beylerinin yardımlarıyla Sinop'u da almış, dâ'ire-i nüfûz ve emâreti biraz
               daha büyümüşdür.
                      Meskûkât mütehassısı fâzıl Ahmed Tevfîk Beyefendi birâderimiz diyor ki: "Trabzon
               krallarının meskûkâtına dâ'ir yazılan bir eserde Trabzon kralı Üçüncü Yani Komnenus kendi
               hemşîresi  Te'odora'yı  766-1358  senesinde  Halipya  (Sinop)  ve  Amasya  emîri  Hacı  Mîrî'ye
               vermiş olduğu yazılıyor. Hacı Mîrî, Hacı Emîr Şâdgeldi Paşa'dır".[73]
                      Bundan  anlaşılıyor  ki  Hacı  Şâdgeldi  Paşa'nın  nüfûzu  Karadeniz  sevâhilinde  bir
               ehemmiyet-i  azîme  göstermiş,  Trabzon  kralı  Üçüncü  Yani'ye  havf  ve  dehşet  vermiş,  Hacı
               Şâdgeldi Paşa'ya kendi hemşîresini takdîm ederek emniyetini kazanmışdır.
                      766 senesinde Eretnazâde Muhammed Bey'in kendi vezîri Hâce Alî Şâh'ı öldürmesi, bir
               vak'a-i mühimme oldu. Te'sîrâtı her tarafı sarsdı. Bu vak'adan dolayı Hacı Şâdgeldi Paşa'nın
               nüfûz ve istiklâli daha ziyâde kuvvet bulmuşdu.
                      Eretnazâde Muhammed Bey, pek sefîh bir adamdı. Bunu halka karşı güzel idâre eden
               vezîr  Hâce  Alî  Şâh  ise  âlim,  halûk,  muhibb-i  adâlet  bir  zât  idi.  Fakat  Muhammed  Bey'in
               sefâheti, süfehâya olan meyl ve muhabbeti bunların aralarını fenâ bozmuşdu. Bundan dolayı
               her ikisi de birbirinden emîn değildi.
                      Hâlbuki Muhammed Bey'in emâretini idâme eden, nüfûz ve ikbâlini yaşatan Hâce Alî
               Şâh idi. Hâce Alî Şâh, Muhammed Bey'in bâ'is-i hayât ve ikbâli idi. Hâce Ali Şâh'ın yegâne


               499   Bâyezîd Paşa vakfiyesinde bu Kâğıd-hâne ve emîni hakkında ma'lûmât-ı kaydiyye vardır.
                                                           717
                                                           419
   415   416   417   418   419   420   421   422   423   424   425