Page 459 - 1-4_2
P. 459

Amasya Tarihi 1-4. Cilt                                                             Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR
               Amasya Tarihi Cilt: 3


                      Amasya  ümerâsından  Yazarlıoğlu  Ya'kûb  Paşa  Ankara,  Kutluşâhoğlu  Kutlu  Paşa
               Tokat, Torumtayoğlu Kaya Paşa Çorumlu beylerbeyi oldular. Her biri ma'iyyetleriyle çıkıp
               gitdiler.
                      Ancak  Osmâncık  emîri  Koca  Mahmûd  Bey  Tokat'a  kaldırılıp  yerine  birâderzâdesi
               Hasan Bey bin Abdullah Çelebi ta'yîn edildi. Sivas'ı müdâfa'a eden Kürtoğlu Mezîd Bey arz-ı
               itâ'at etmekle yerinde kaldı. Sivas a'yânından Kadı Burhân'ın dayızâdesi Yıldızlıoğlu Mehmed
               Bey'in hizmeti sebk etmişdi.
                      Lâkin  Samsun  emîri  Kubâdoğlu  Alâ'eddîn  Alî  Bey,  neseb  ve  şecâ'atine,  Timur'un
               himâyesine mağrûr olarak Çelebi Sultân'ı küçük gördü. Amasya beylerinin kendisine uyacağını
               umuyordu. Bu sebebden kendi başına emâret etmeye kalkışdı.
                      Kezâlik Çonkar Aşîreti'ne ve Timur'un himâyesine güvenen İnaloğlu Tâceddîn İbrâhim
               Bey, Tokat havâlîsine müstevlî olup kendi başına hareket, ovalarda bayağı hükûmet ediyordu.
               Fakat Tokat a'yânı şehre yanaşdırmıyordu.
                      Canik beyi olan Alp Arslan Bey, Kubâdoğlu hilâfına Çelebi Sultân'a mutî'âne hareket
               ederek Alî Bey'e adâvet ediyordu. Taşan [175] Oğulları Alî, Ahmed Beyler Köprü, Havza,
               Zeytûn kazâlarını kabza-i idârelerine almışlardı. Çelebi Sultân'a itâatleri vardı.
                      Kubâdoğlu'nun serkeşâne hareketi İbrâhim Bey'e nisbetle şâyân-ı ehemmiyetdi. Çünkü
               Alp Arslan'ı mağlûb ederek Niksâr'ı muhâsara etmişdi. Amasya'dan giden bir kuvve-i kâfiye,
               Kubâdoğlunu  perîşân ederek Taşanoğlu'na ilticâ  etmişdi. Taşanzâde  Ahmed Bey'e Samsun
               emâreti verildi. Ali Bey'in hayâtı da hitâma erdi.
                      Tokat emâretine ta'yîn edilen Kutlu Paşa ma'iyyetine oldukça mühim bir kuvvet terfîk
               edilmişdi.  Kutlu  Paşa  ibtidâ  Tokat  kalesini  zabt  edib  sonra  İnaloğlu'na  Amasya  emâreti
               hudûdundan çıkıp gitmesini teklîf etdi.
                      İbrâhim  Bey  bu  teklîfe  müstehziyâne  cevâb-ı  red  verdiğinden  Kutlu  Paşa  ta'kîbâta
               koyuldu. İbrâhim Bey'in başında yirmi bin kadar süvârî vardı. Amasya'dan gönderilen kuvvetle
               Kutlu Paşa kuvveti birlikde hareket ederek İbrâhim Bey'in kuvveti fenâ hâlde kırıldı. Tokat
               havâlîsi şerrinden kurtuldu.
                      Yine  bu  esnâda  Karahisâr-ı  Şarkî  havâlîsine  musallat  olan  Gözleroğlu'nun
               tecâvüzâtından Melik Ahmed Beyzâde Hasan Bey şikâyet ve istimdâd etmişdi. İnaloğlu'nun
               vak'asından  sonra  Gözleroğlu  da  perîşân  edilerek  Amasya  havâlîsi  eşkıyâdan  oldukça
               temizlenmişdi.
                      Şu tasfiye vekâyi'i 806 senesinde olup Amasya emâreti her tarafa kendisini tanıtmış,
               Çelebi Sultân'a ve müdebbirân-ı hükûmeti olan erkâna [176] halkın ve beylerin emniyet ve
               i'timâdı artmışdı.
                      Fakat Çelebi Sultân'ın en büyük emeli birâderi Îsâ Bey'in hükûmet etdiği Bursa'yı ele
               geçirip Anadolu'da te'mîn-i vahdet etmekdi. Bu da kuvve-i mâliyyenin müsâ'adesine ve esliha-
               i cedîde tedârikine bağlı idi.
                      Amasya hükûmetinin en büyük derdi para idi. Aksak Timur herkesin elindeki nukûdunu
               vesîleler îcâd ederek ahz ve gasb etmişdi. Altun ve gümüş tedâriki müşkilâta uğramışdı.
                      Defterdâr Hâce Celâl Çelebi gâyet muhâsib ve muktesid bir zât idi. Bir tarafdan Hacı
               Şâdgeldi  Paşa'nın  darbhânesi  Mağribî  İlyâsoğlu  Bedreddîn  Mahmûd  Çelebi  tarafından
               işletilmekde  olup  gümüş  akçeler  kesiliyordu.  Mahmûd  Çelebi  bu  sebebden  "Darbhâneci"
               demekle meşhûr olmuşdu.
                      Diğer  tarafdan  "çav,  çavik"  nâmıyla  kağıd  para  yapılıp  altın  ve  gümüş akçe  yerine
               sürülmekde idi. Buhâralı olan Hâce Şemseddîn Mehmed Çelebi "çavik" yapılmasına me'mûr
               olmuş, buna da Amasya'da "Çavikçi, Çevikçi" denmişdi. Buna "Kırtâsî" de denirdi.
                      Amasya  hey'et-i  ilmiyyesi  gâyet  müdrik  zevâtdan  mürekkebdi.  Milletin  vahdetini
               parçalayan Timur felâketi pek mühim zararlar îkâ' etmiş idi. Birincisi, ahlâk-ı umûmiyye fenâ
               hâlde sarsılmışdı. İkincisi, duygusuz derebeyiler, îmânsız eşkıyâ her tarafı kasıp kavuruyordu.
               Üçüncüsü, şahsî menfa'atler herkesi birbirine düşürüyordu.

                                                           756
                                                           458
   454   455   456   457   458   459   460   461   462   463   464