Page 457 - 1-4_2
P. 457

Amasya Tarihi 1-4. Cilt                                                             Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR
               Amasya Tarihi Cilt: 3


                      Bundan dolayı Amasya'nın gerek halkı ve gerek a'yânı fevkalâde sıkılmışlardı. Amasya
               a'yânından Yazarlızâde Ya'kûb, Atabeyzâde Yörgüç, Sunkurzâde Enişte Asâyiş, Melik İsmâ'il,
               Osmân Paşazâde Hacı Alî, Torumtayzâde Ebûbekir Beyler'le Amasya hey'et-i ilmiyyesi uzun
               müzâkerâta daldı.
                      Hey'et-i ilmiyyeden müftü Abdurrahmân, Tokâdî Kara Sinan, Muslihzâde Abdulhay ve
               Mehmed Şâh, Halifetzâde Hasan Çelebiler pek değerli zevât idiler. Amasya emîri Şâdgeldi
               Bey, ammizâdesi Mustafa Beyzâde [169] Îsâ Bey bu meclise riyâset ediyorlardı.
                      Bu meclisde nihâyet şehzâde Çelebi Sultân Mehmed'in Bolu'dan Amasya'ya da'veti
               tekarrür  etdi.  Çünkü  şehzâdenin  ma'iyyetinde  oldukça  asker  ve  kuvvet  vardı.  Bu  askerin
               kumanda hey'eti de Amasya'nın mümtâz ricâli idi.
                      Lâkin  şehzâdenin  me'lûf  olduğu  ayş  u  nûşdan  tevbekâr  olması,  kölelerini  de  halk
               üzerine  musallat  etmemesi  cümle-i  mukarrerâtdan  idi.  Bu  sûretle  her  tarafda  türemiş  olan
               derebeyilerin şürûr ve mezâlimi def' edilebilirdi.
                      Çünkü Tokat'a İnaloğlu İbrâhim, Çorum'a Köpekoğlu Süli, Lâdik kazâsına Gözleroğlu
               Alî,  Turhal  kazâsına  Köpekoğlu  Hasan,  Artukâbâd'a  Köpekoğlu  Hüseyin  gibi  türediler
               müstevlî olmuşlardı.
                      Yûsuf Âsâyiş Bey, Bâyezîd Paşa'nın pederi Yahşî Bey'in hem yeğeni hem de dâmâdı
               idi. "Enişte Âsâyiş Bey" demekle meşhûr idi. Şehzâdeyi Amasya'ya da'vet edecek hey'ete re'îs
               oldu. Amasya'dan kalkıp rüfekâsıyla beraber Bolu'ya gitdi.
                      Fakat Kastamonu hükümdârı İsfendiyâr Bey, kendi hemşîrezâdesi olan Amasya emîri
               Şâdgeldi Bey'i ve dolayısıyla Amasya a'yânını kendisine mutâba'at etdirmek için muttasıl iz'âc
               ve Kara Devletşâh'ı def' edeceğini ta'ahhüd ediyordu.
                      Fakat  Amasya  a'yânı  bu  teklîfe  aslâ  muvâfakat  etmediler.  Şehzâde  Çelebi  Sultân'a
               intizâr ederek halkı hüsn-i idâre etmeye bezl-i makdûr etmişlerdi. Taşanzâde Alî Bey, diğer
               kazâ beylerine nisbetle biraz [170] serkeşâne hareket ediyor, Amasya'yı pek de tanımıyordu.
               Hele Osmâncık beyi Mahmûd Bey derhâl İsfendiyâr Bey'e yamanmışdı.
                      Şehzâde Mehmed Çelebi, Amasya'dan bu da'vete her hâlde intizâr ediyordu. Çünkü
               Amasyalılar'ı Konya, Kütahya, Aydın halkı gibi eski beylerine arz-ı bey'at edecekler sanıyordu.
               Enişte Âsâyiş Bey'in da'veti Çelebi Sultân'ı pek ziyâde sevindirdi. Ma'iyyetiyle beraber derhâl
               Amasya'ya müteveccihen hareket etdi.
                      Amasyalılar, Türklük ve sa'âdet-i milliye nâmına bu da'vete muztarr idiler. Çünkü eski
               vahdet-i milliyeyi, eski Türk satvetini bulabilmek için büyük bir nüfûz ve iktidâra mâlikiyyetin
               şart olduğunu Amasyalılar düşünmüşler, bu nüfûz ve iktidârı o zamânlarda ancak Osmanlı
               hânedânında görmüşlerdi.
                      Öteden  beri  mücerrebdir  ki  Türkler'in  sa'âdet  ve  ikbâli,  Türklüğün  i'tilâ-yı  şânı,
               başlarında bulunacak müdebbir, nâfizü'l-kelim bir kumandânın akıl ve dehâsına bağlıdır.
                      Bütün Türkistân'ı Çin esâretinden bir Çaganbay ve Îrân esâretinden bir Singir Hân,
               bütün Avrupa esâretinden de bir Gâzi Mustafa Kemâl gibi Türk kahramânları kurtarmışdı.
                      Şehzâde Çelebi Sultân'ın Amasya'ya doğru gitdiğini haber alan İsfendiyâr Bey, diğer
               hemşîrezâdesi  olan  Kutaroğlu  Yahyâ  Bey'e  bir  kuvve-i  askeriyye  terfîk  ederek  Osmâncık
               civârında ta'biye etdi. Şehzâdeyi yolda iken ifnâ etdirecekdi.
                      Şehzâdenin yanında beş yüz kadar süvârî ile Gömlüoğlu Alî Paşa, [171] Kutlu Şâhoğlu
               Yâkût Paşa, Sunkuroğlu Bâyezîd Paşa vardı. Bunlar önlerine çıkan Kara Yahyâ Bey'in bin
               süvârîden mürekkeb kuvvetini kırdılar, Osmâncık’a kadar geldiler.
                      Bu esnâda Merzifon ve Gümüş kazâlarının emîri Hakalalı Âbâdoğlu Hacı Mehmed Bey
               ve Gümüş kadısı Osmâncıklı İmâm Tâyisoğlu Hacı Halîl Efendi idi. Hacı Bey'in nüfûzu, Hacı
               Halîl Efendi'nin akıl ve dehâsı, fazl ve zekâsı pek meşhûr idi.
                      İsfendiyâr Bey, gerek Osmâncık emîri Koca Mahmûd Bey'i ve gerek Hakala'da oturan
               Kara Devletşâh'ı kendisine imâle ederek şehzâdeyi Amasya'ya yanaşdırmamak için her türlü
               tedâbîre mürâca'at etmişdi. Fakat Hacı Bey'le Hacı Halîl Efendi bu tedâbîre vâkıfdı.

                                                           754
                                                           456
   452   453   454   455   456   457   458   459   460   461   462