Page 456 - 1-4_2
P. 456

Amasya Tarihi 1-4. Cilt                                                             Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR
                                                                             Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR


                      Gelen  hey'et-i  âliye,  Amasya'nın  a'yânını  ve  ulemâsını  bir  yere  topladı.  Fermân-ı
               hâkânîye  karşı  koyduklarının  esbâbını  sordu.  Ulemâya  da  müşkilât-ı  ulûm-ı  akliyye  ve
               nakliyyeden on su'âl îrâd etdi.
                      Amasya  hey'et-i  ilmiyyesi,  o  zamân  pek  yüksek  zevâtdan  mürekkebdi.  Cümleden
               müftî-i  memleket  Gümüşlüzâde  Pîr  Şücâ'eddîn  İlyâs  Çelebi  gâyet  fâzıl,  natûk,  cesâret-i
               medeniyyesi yüksek bir zât idi. Sorulan müdhiş su'âllere bilâ-tela'süm gâyet mukni' cevâblar
               verdi. Gelen hey'et-i âliyeyi dûçâr-ı hayret ederek Amasya'yı ve halkını büyük bir felâketden
               kurtardı.
                      Kâtib  Çelebi,  "Süllemü'l-Vusûl  ilâ  Terâcimi'l-Fuhûl"  adlı  eser-i nâ-tamâmında 544
               Gümüşlüzâde Hazret-i Pîr İlyâs'ın terceme-i hâlinde diyor ki:
                      "Timur'un âdeti, gitdiği yerin ulemâsını imtihân ederek mu'allimi tarafından sorulan
               su'âllere cevâb verdikleri takdîrde o beldeyi tahrîb ve yağmâdan afv eder. Cevâb vermedikleri
               sûretde şehri tahrîb ve yağmâ, ahâlîsini katliâm eyler.  545  [167]
                      Amasya  şehri  ve  ulemâsı  bu  imtihâna  da'vet  edildi.  Meşâhîr-i  fuzalâdan  Pîr  İlyâs,
               Abdülcebbâr'ın en müşkil gördüğü on su'âle bilâ-tela'süm cevâb vermekle Amasya'yı tahrîb ve
               yağmâ felâketinden kurtardı".
                      Fakat Saru Şeyh ile Şeker Çelebi de büyük hizmetler ve himmetler etmişlerdi. Uzûbet-i
               beyânından dolayı "Şeker Çelebi" denmiş olan Şemseddîn Ahmed Çelebi, gâyet nâtıka-perdâz,
               elsine-i selâse ile mütekellimdi.
                      Bu  fuzalânın  beyânâtı  Kara  Mehmed  Sultân'ı,  Amasya  emâretine  Devâtdâr  Ahmed
               Paşazâde Şâdgeldi Bey'i ta'yîn etmeye ve Kara Devletşâh'dan vazgeçirmeye iknâ' edebildi.
               Şâdgeldi Bey, Amasya emâretine ta'yîn edildi.



                      Şemseddîn Şâdgeldi Bey
                      Amasya emîr-i kebîri Hacı Kutlu Şâh evlâdından Birinci Şâdgeldizâde Devâtdâr Ahmed
               Paşa'nın mahdûmu ve Bâyezîd Paşa'nın dâmâdıdır.     546  Timur Hân'ın şehzâdesi Kara Mehmed
               Sultân'ın emriyle 805 senesi rebî'ulevvelinin evâhirinde Amasya emîr-i kebîri oldu.
                      Lâkin  Kara  Mehmed  Sultân'ın  etvâr  ve  harekâtından  şer  istişmâm  edenlerden  Saru
               Şeyh, Şeker Çelebi ve birkaç bey gece Amasya'dan firâr ve Lâdikli İsrâfil Çelebi gibi ba'zıları
               ihtifâ edib Saru Şeyh, Haleb vâlîsi Emîr Şeyh el-Mü'eyyidî nezdine ve Şeker Çelebi Kudüs'e
               gitdi.
                      Amasya'nın medâr-ı iftihârı olan kıdvetü'l-muhakkikîn Hazret-i Pîr İlyâs, pek metîn bir
               zât idi. Bir tarafa savuşmadı. Gelen hey'et ve askerin [168] masârif-i seferiyye nâmına ağır
               tazmînâta mahkûm olan Amasya'nın a'yân ve efrâdı bu tazmînâtı derhâl tesviye etdi.
                      Ancak  Timur  Hân'dan  gelen  fermânda  Mevlânâ  Pîr  Şücâ'eddîn  İlyâs'ın  ve  yeğeni
               Mevlânâ Şemseddîn Ahmed'in Şirvân'a i'zâmı emr edildiğinden Kara Mehmed Sultân Hazret-i
               Pîr'i yeğeniyle Şirvân'a yolcu etdi. Kendisi de ma'iyyetiyle beraber Amasya'dan kalkıp gitdi.
                      Pîr  İlyâs'ın  Şirvân'a  i'zâmından  sonra  münhal  olan  makâmına  diğer  yeğeni
               Gümüşlüzâde Celâleddîn Abdurrahmân Çelebi gelip Amasya müftüsü ve şeyhu'l-islâmı oldu.
               Ya'kûb  Paşa  vakfiyesinde  bu  zâta  "müfti's-sekaleyn,  şeyhu'l-islâm  ve'l-müslimîn"  unvânı
               verilmişdir.
                      Kara  Devletşâh,  Şâdgeldi  Bey'in  emârete  ta'yînini  görüp  işitdiği  hâlde  ne  dâ'iye-i
               emâretden vazgeçiyor ne Hakala'dan kalkıp bir tarafa gidiyor, ne de mezâlim ve gâretini terk
               ediyordu. Kara Devletşâh'ı oradan def' edecek kuvvet de yokdu.


               544   Müşârün-ileyhin bu eseri Şehzâde civârında Şehîd Alî Paşa Kütübhânesi'nde mevcûd ve yegânedir.
               545   Timur'un bu âdetini İbni Şıhne de "Ravzu'l-Menâzır"ında yazıyor ve kendisi de bu imtihâna da'vet edilip
                  kazandığını tafsîl ediyor.
               546   Hatîce Hâtun binti Bâyezîd Paşa'nın vakfiyesinde bu cihet musarrahdır.
                                                           753
                                                           455
   451   452   453   454   455   456   457   458   459   460   461