Page 473 - 1-4_2
P. 473

Amasya Tarihi 1-4. Cilt                                                             Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR
               Amasya Tarihi Cilt: 3


               ma'iyyeti ümerâsından Yûnus Bey vefât etdi. Pederinin câmii önündeki türbe-i mahsûsaya defn
               edildi.
                      845 senesinde Yörgüç Paşa da vefât etdi. Bu da o türbeye defn edildi. Yerine meşâhîr-i
               ulemâdan Lala Şâhîn Paşazâde Mehmed Paşa şehzâdenin lalası, müdebbir-i umûru, Amasya
               muhâfızı olarak geldi.
                      846 senesinde Sultân Murâd-ı Sânî, Karamânoğlu'nun harbine gideceği sırada şehzâde
               Alâ'eddîn Bey de harbe me'mûr olmuşdu. Bütün tedârikât-ı seferiyyesini ikmâl eden Alâ'eddîn
               Bey,  Amasya'dan  ordusuyla  kalkıp  Konya  üzerine  pederiyle  beraber  gitdi.  Burâk  Bey  vâlî
               kâ'im-makâmı oldu.
                      Alâ'eddîn  Bey,  gösterdiği  yararlıklarla  pederinin  nazar-ı  dikkatini  celb  ediyordu.
               Avdetinde pederiyle beraber Bursa'ya kadar gitmişdi. Sultân Murâd'ın izniyle Bursa'dan dönüp
               Amasya'ya geldi. Fakat arkasından gönderilen Kara Hızır Paşa, Amasya'ya gece girdi. Bîçâreyi
               yatağında boğdu.
                      Bu  kadarla  kalmadı.  Bir  yaşında  ve  altı  aylık  şehzâdeleri  Gıyâseddîn,  Tâceddîn
               Çelelebiler  de  boğulup  Torumtay  Türbesi'ne  defn  edildiler.  Amasya  beylerbeyiliğine  bâ-
               fermân-ı âlî Amasya muhâfızı olan Lala Mehmed Paşa ta'yîn olundu.
                      Ba'zı müverrihler iddi'â ederler ki şehzâde Alâ'eddîn Bey ihnâk edileceğinden haberdâr
               olduğu anda derhâl ihtifâ ve Hindistân'a firâr edib [213] Kara Hızır Paşa, şehzâdeye benzer
               kölelerinden birini ihnâk etmişdir.
                      Gûyâ  Alâ'eddîn  Bey,  Amasya'dan  Hindistân'a  gidip  Dekken  hükümdârı  Sultân
               Alâ'eddîn  Behmenî  nezdine  gitmiş,  müşârün-ileyhe  mu'ahharan  dâmâd  ve  mukarreb  olup
               mahdûmu  İsmâ'îl  Âdil  Şâh  890  senesinde  Pencapur  pâdişâhı  olarak  Âdilşâhiyye  sülâlesini
               kurmuşdur. Buna İsmâ'îl Âdil Hân denirdi.
                      Âdil  Hân'ın  iki  mahdûmu  olup  biri  Yûsuf  Âdilşâh,  diğeri  İbrâhim  Âdilşâh,  bunun
               mahdûmu Alâ'eddîn Alî Âdilşâh sırasıyla Pencapur hükümdârı olmuşlardır. Müverrihlerden
               Hayrullâh Efendi, Millet Kütüphânesi sâhibi Alî Emîrî Efendi, meskûkât mütehassısı Alî Bey
               bu rivâyeti tervîce mâ'il idiler.

                      Mehmed Paşa
                      795  senesinde  vefât  eden  Türk  ümerâsından  Lala  Şâhin  Paşa  bin  İzzeddîn  Balabân
               Bey'in oğludur. İki def'a Anadolu beylerbeyi oldukdan sonra şehzâde Alâ'eddîn Bey'e lala ve
               ihnâkında 846 evâhirinde Amasya vilâyeti beylerbeyi oldu. 565
                      Fakat devşirmelerden Kara Hızır'ın bu cinâyeti Edirne'de şâyi' olduğu anda Türkleri
               fevkalâde  sinirlendirdi.  Her  tarafda  nümâyişler  tertîb  [214]  edildi.  Türklerle  devşirmeler
               birbirine girdi. Sultân Murâd'a tahtından inmesi açıkdan açığa söylendi.
                      Âkıbetin  vahâmetini  anlayan  Sultân  Murâd  847  senesi  evâ'ilinde  Türk  ricâlinin  ve
               Türklerin istediklerine karşı koyamadı. Bi'z-zarûre Manisâ'dan şehzâdesi Sultân Mehmed'i celb
               ederek tahta çıkardı. Kendisi de en ziyâde sevdiği İshâk Paşa'yı alıp Manîsâ'ya çekildi.
                      Şu'arâdan biri Sultân Murâd'a hitâben şu kıt'ayı söylemişdir:
                             Be kişi hey ne turfa iş etdin
                             İşin altun iken gümüş etdin
                             Getirip on iki yaşar danayı
                             Geçirip yerine kömüş etdin 566

                      Şehzâde Alâ'eddîn Bey'in ihnâkında kadı Muslihzâde Nizâmeddîn Abdurrahmân Çelebi
               ma'zûl olup yerine Kara Sinânzâde Muhyiddîn Mehmed Çelebi bin Yûsuf Amasya kadısı oldu.



               565   Mehmed Paşa'nın Amasya vâlîsi olduğu vakfiyesinde musarrahdır.
               566   Kömüş, Anadolu'da Arabî kâf ile koca erkec öküze, mandanın erkeğine ve mutlakâ mandaya denir. Bunun
                  mu'arrebi "câmûs"dur, kömüş demekdir. Buna "kâmûş" da denir. "Câmûs"un muharrefi değildir.
                                                           770
                                                           472
   468   469   470   471   472   473   474   475   476   477   478