Page 475 - 1-4_2
P. 475

Amasya Tarihi 1-4. Cilt                                                             Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR
               Amasya Tarihi Cilt: 3


                      Nihâyet erkân-ı devletin uzlaşmasıyla ya'nî Halîl Paşa'nın himmetiyle Sultân Murâd
               yoldan çevrilerek üçüncü def'a cülûsunda dâ'im olabildi. Bu yüzden Candârlızâde Halîl Paşa
               Sultân Mehmed'in ve gayr-i Türkler'in husûmet-i şedîdesini kazanmış oldu.   568
                      848  senesi  evâ'ilinde  Amasya  kazâsından  ma'zûl  bulunan  Muslihzâde  Nizâmeddîn
               Abdurrahmân  Çelebi  Amasya  kadılığına  i'âde  ve  birâderi  [218]  olan  Amasya  kadısı
               Abdulgaffâr Çelebi Sivas'a nakl edildi.
                      Fakat  Amasya  beylerbeyi  Şâhin  Paşazâde  Mehmed  Paşa,  Hızır  ve  Kızıl  Beyler'in
               tecâvüzâtına meydân verdiğinden dolayı medhûl olmuşdu. Bunu idrâk eden Mehmed Paşa,
               Bolu  dâhilinde  yapdırdığı  zâviye  ve  mescidi  mesâlihine  emlâk  ve  akârâtını  Amasya
               mahkemesinde vakf etdi. Hâkim-i müseccil Abdurrahmân el-Muslihî idi.
                      Mehmed Paşa'nın ihtiyârlığı, büyük bir ma'zeretdi. Bu ma'zerete binâ'en tekâ'üd edildi.
               Sultân Murâd'ın cülûsunda hizmeti sebk eden yeniçeri ağası sekbânbaşı Hasan Ağazâde Hızır
               Ağa Amasya beylerbeyi oldu. Debbâğlar şeyhi Pîr Sun'ullâh el-Halvetî bu esnâda vefât edib
               Sarac-hâne Câmii şark tarafındaki hazîreye defn edildi. Yerine Zekeriyyâ-yı Halvetî geçdi.

                      Hayreddîn Hızır Paşa
                      Amasya'da  sekbânbaşı  olan  Hasan  Ağa'nın  oğludur.  Amasya'da  Sultân  Murâd'ın
               sarâyına gidip tefeyyüz ederek yeniçeri ağası 569  olmuşdu. 848 senesinde Amasya beylerbeyi
               olup  Edirne'den  geldi.  Vusûlüne  kadar  Hacı  Halîl  Paşazâde  Memi  Bey  vâlî  kâ'im-makâmı
               olmuşdu.  849  senesinde  vak'a-i  ma'lûmeden  dolayı  Tokat  kalesine  habs  edilen  Türklerin
               meşâhîr-i ümerâsından Yiğit Paşazâde Turhân Bey afv ve ıtlâk edilerek [219] Amasya'ya geldi.
               Tokat beylerbeyi Balabân Paşa ile beraber Mora harbine me'mûren Rûmeli'ne gitdi.
                      850 cemâziyelâhiresinin üçüncü gününde Amasya ümerâsından olup Rûmeli harbine
               me'mûr olan Aydın Beyzâde Alî Bey, Amasya dâhilinde Tayboğa Alanı ve Emîr Hasan Alanı
               çiftliklerini evlâdına vakf edib gitdi. 570
                      Bu vakfiyenin şâhidlerinden olan Kemâl bin el-Hâc İbrâhim ile Mehmed bin Alî el-
               Karahisârî  şâyân-ı  dikkat  sîmâlardandır.  Birincisi  şehzâdeliğinde  Sultân  Bâyezîd-i  Sânî'ye
               vezîr olan Kemâl Paşa'dır. İkincisi sudûr-ı ulemâdandır.
                      Amasya beylerbeyi Ağa Hızır Paşa, Dulkadiroğlu'nun şehzâde Sultân Mehmed'e tezvîc
               edilen kerîmesini Manîsâ'ya kadar îsâline halîlesiyle beraber me'mûr olup gitdi. Yerine Koca
               Mehmed Paşazâde Süleyman Bey beylerbeyi kâ'im-makâmı oldu. İki ay kadar devâm etdi.
                      851 senesi evâhirinde Yâkût Paşa Zâviyesi şeyhi olan kibâr-ı a'yândan Divriklizâde
               Şemseddîn Mü'eyyed Çelebi vefât etdi. Mahdûmları Abdulvâsi', Abdullah, Alî Çelebilere de
               "Mü'eyyedzâde" dendi.
                      852  cumadelâhiresinin  onuncu  günü  Merzifon'da  kutbu'l-ulemâ  olan  Sultâniyye
               müderrisi Mevlânâ Şücâ'eddîn İlyâs bin Yahyâ el-Merzifônî vefât edib yerine Mevlânâ Kemâl
               el-Kırîmî tilmîzi Şemseddîn [220] Ahmed el-Kırîmî Sultâniyye müderrisi oldu.
                      853  senesinde  Amasya  kadısı  Abdurrahmân  Çelebi,  zuhûr  eden  bir  hâdise-i
               hukûkiyyeden dolayı ulemânın ısrârıyla azl edilip Tokâdî Cemâleddîn Yûsuf Efendi Amasya
               kadısı oldu. Fakat Abdurrahmân Efendi'nin hükmü kazaskerin tasvîbine iktırân eylediğinden
               854 senesi muharreminde Abdurrahmân Efendi yine kadılığa intihâb edildi.


               568   Sultân Murâd-ı  Sânî'nin  def'alarla  hal'  ve  iclâsına  sebebiyyet  veren  vak'a-i  mühimme,  işte  bu  asabiyyet-i
                  milliyedir. Bu asabiyyet  gayr-i  Türkler'e  829  senesinden  i'tibâren  yeniçeri  ağalığı,  beylerbeyilik,  vezâret
                  verilmesinden hâsıl olmuşdu. Türkiye Târîhi'nde bu kadar mühim vak'alara ufak bir işâret bile yokdur. Bunu
                  âcizleri taharriyât esnâsında elde etdiğim vesâ'ik ve evrâk-ı atîkadan anlayabildim.
               569   Yeniçeri ağası unvânı, yeniçeri ocağının ihdâsından i'tibâren mevcûd olduğu kuyûd ile müsbetdir. Sekbânbaşı
                  ağa da başkadır.
               570   Bu vakfiyede vakf eylediği köylerin hâsılâtı evlâdına "Ve ba'de'l-inkırâzi fe-alâ huffâzi'l-câmi'il-mensûbi ilâ
                  Pervâne Beg el-mebniyyi zâhira medîneti Amasya bi-kurbi türbeti Câmûdâr" diye mestûr olan ibâresinde
                  "Câmûdâr Türbesi" şâyân-ı dikkatdir.
                                                           772
                                                           474
   470   471   472   473   474   475   476   477   478   479   480