Page 477 - 1-4_2
P. 477

Amasya Tarihi 1-4. Cilt                                                             Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR
               Amasya Tarihi Cilt: 3


                      "Sultân-ı cihân-güşây ve hâkân-ı fermân-fermây baht-ı sa'îd ve devlet-i [223] mezîdle
               ol sarây-ı cedîde girdi. Dâru'l-mülk-i Edirne'yi pâytâht-ı gerdûn edinip sâye-i hümâyûnuyla ol
               tarafa şeref verdi. Mağnîsâ'yı ki taht-gâh-ı kadîm idi, ferzend-i kerîmi Sultân Mustafa'ya erzânî
               gördü.
                      Pûr-ı dil-pesendi ve ferzend-i ercümendi ya'nî şâhzâde-i reşîd ve tâcdâr-ı sa'îd Sultân
               Bâyezîd'i Amasya'ya ki selâtîn-i azîmü'ş-şân-ı Âl-i Osmân'ın dâru'l-mülk-i kadîmidir, gönderip
               diyâr-ı Rûm'a şehriyâr etdi.
                      Mezkûr makâm mübârek ve müteyemmendir ki havâdis-i eyyâmdan enâma me'men
               olagelmişdir. Mukîm olmağa onu ihtiyâr etdi.
                      Amasya ki tevârîh-i kadîmede Harcene adıyla yâd olur. İçine gamgîn girerse dilşâd olur
               ve  bend-i  gamdan  cânı  âzâd  olur.  Nâdire-i  asr  ve  şöhre-i  dehr  olmuş  meşhûr  bir  şehirdir.
               Gayret-i Mısr kendisi ve reşk-i Nîl önündeki nehirdir.

                      Nazm-ı Fârisî

                                                                    لين و   تسارصم  مشچ مه  هك  ميوكن
                                                                      ليبسلس و رد  شدورو  تسا  تشهب
                                                                      راز   هتشك  فرط  رهزا  شدور بل
                                                                       رارقيب  كلق  نوچ  اهخرچ  و  رب
                                                                    نارك  ىب  فرط ره  شعر  زم و هد
                                                                       ناف زرم  وا   تشك  رب  زرم  نيمك


                      Nazm-ı Türkî

                                     Cûyunun suyu âb-ı kevserdir
                                     Hâk-i pâki abîr ü anberdir

                                     Gel Sevâdiyye'sini seyr eyle
                                     Kasr-ı asr içre gör ne manzardır
               [224]
                                     Merdüm-i ayn-ı âlem ü yâhud
                                     Hâl-i ruhsâr-ı heft-kişverdir 573

                      Sultân  Bâyezîd'in  Amasya'ya  vürûdunda  ilk  lalası  Alî  Paşa,  ilk  nişâncısı  Amasya
               ulemâsından  Hacı  İbrâhimzâde  Kemâleddîn  Ahmed  Çelebi,  ilk  defterdârı  Hacı  Mahmûd
               Çelebizâde Sa'deddîn Çelebi, ilk kâtib-i dîvânı Ahi Sâbıkeddîn evlâdından Sa'dî Çelebi oldu.
                      Kadı  Nizâmeddîn  Abdurrahmân  Çelebi,  müftü  Mevlânâ  Zeyneddîn  Halîl  Çelebi
               makâmlarını  muhâfaza  etdi.  Ahmed  Beyzâde  Hamza  Bey,  ma'iyyet-i  ümerâsından  olup
               Amasya'nın muhâfazasına me'mûr oldu.
                      858  senesinde  Kadı  Abdurrahmân  Çelebi  kerîmesi  olup  fâzılât-ı  nisâdan  bulunan
               Selâmet Hâtun, Kuşköprü civârında olan zâviye ve türbesini ikmâl edib mesâlihine emlâk ve
               akârâtını vakf etdi.
                      859 senesinde Amasya'dan hayli zevât İstanbul'a nakl-i hâne eylediği esnâda kibâr-ı
               ulemâdan İbni Meddâs demekle meşhûr sâbık Amasya müftüsü Hüsâmeddîn Hüseyin Efendi
               İstanbul'a gidip Unkapanı civârında İbni Meddâs diye şimdiye kadar meşhûr olan mahallesinde
               oturdu.

               573   Allâme-i  müşârün-ileyh  Kemâl  Paşa'zâde'nin  Amasyalı  olduğuna,  Amasya'nın  Sevâdiyye  Mahallesi'nde
                  doğduğuna, maskat-ı re'sine pek samîmî muhabbetlerle merbût bulunduğuna şu harâretli sitâyişleri, kıymetli
                  yazıları da birer delîl-i bâhirdir.
                                                           774
                                                           476
   472   473   474   475   476   477   478   479   480   481   482