Page 476 - 1-4_2
P. 476
Amasya Tarihi 1-4. Cilt Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR
Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR
855 senesi muharreminin üçüncü günü Sultân Murâd Hân-ı Sânî Edirne'de vefât edib
şehzâdeleri Sultân Mehmed Hân-ı Sânî Manîsâ'dan Edirne'ye gitdi. İkinci def'a Osmanlı tahtına
cülûs etdi. Amasya'da arslan resimli mankırların darbına emr verildi. Yeniçeri ağalığından azl
edilen Kazancı Doğan Bey, menfiyyen Amasya'ya geldi.
856 senesinde Amasya müftüsü olan Tokâdî Paşmakçızâde ibni Meddâs Hüsâmeddîn
Hüseyin Efendi fetvâdan hacr olunup yerine meşâhîr-i ulemâdan Hatîbzâde Mevlânâ
Zeyneddîn Halîl Çelebi Amasya müftüsü ve fetvâya me'zûn oldu.
857 senesi muharreminde Amasya Beylerbeyi Ağa Hızır Paşa ve Yörgüç Paşa birâderi
Hızır Paşa ve sâ'ir Amasya beyleri İstanbul fethine me'mûr olduklarına binâ'en Amasya
beylerbeyiliğine Tokat sancağı beyi Eretnazâde Alî Bey ta'yîn edildi.
Alâ'eddîn Alî Paşa
Amasya zu'amâsından Küçük Eretna Beyzâde Abdullah Bey'in mahdûmudur. [221]
Varna harbinde görülen yararlığı üzerine Tokat beyi olmuşdu. 857 senesi muharreminde
Amasya vilâyeti beylerbeyi olarak geldi.
857 senesi cumadelâhiresinin yirmi yedinci salı günü Risâlet-penâh Efendimiz'in
Türkler'e işâret buyurduğu "Kostantiniyye - İstanbul" feth edildiğinden bütün Türkiye'de
olduğu gibi Amasya'da da büyük şenlikler yapıldı. Her taraf donandı. Şenlikler günlerce devâm
etdi.
Ancak vezîr-i a'zam Candârlızâde Halîl Paşa hakkında gayr-i Türklerin birtakım
ihbârât-ı kâzibesi, cülûs vak'asından dolayı zâten kızgın olan Fâtih Sultân Mehmed'i fenâ hâlde
kızdırmışdı.
Bu kızgınlıklara binâ'en Halîl Paşa ansızın Yedi Kule'ye muhakkarâne sürüklendi.
Orada başı kesildi. Birâderi Süleyman Çelebi kazaskerlikden, oğlu İbrâhim Çelebi Edirne
kadılığından azl olundu. Cümlesinin emvâl ve emlâki müsâdere edilerek gayr-i Türkler'in
hınçları alınmışdı.
Sultân Mehmed'in bu hareketi Türkler'e, hâssaten ulemâ ve meşâyihe fevkalâde te'sîr
etmişdi. Bunu takdîr eden Sultân Mehmed, vezîr-i sânî olan Bergosî Halîl Paşa bin Ahmed'i 571
vezîr-i a'zam ve İstanbul muhâfızı ta'yîn edib nişâncılıkdan vezîr olan İbrâhim Paşa ile
Edirne'ye gitdi. İbrâhim Paşa vezîr-i sânî olmuşdu.
858 senesi zilhiccesinde "Kubalıoğlu" demekle meşhûr olan [222] kibâr-ı sulehâdan
kadı-i meşhûr es-Seyyid Hüsâmeddîn Hüseyin Çelebi Amasya'da Kuba denilen mevki'de binâ
etdiği mescid ve medrese ve türbesi mesâlihine emlâk-ı mevcûdesini vakf etdi. Bu medrese,
"Hüsâmiyye Medresesi" demekle meşhûr idi.
İbrâhim Paşa 572 devşirmelerden dindâr, fâzıl bir zât idi. Fakat Halîl Paşa'nın i'dâmında
medhûl olmuşdu, bu yüzden Sultân Fâtih 858 senesi şa'bânında bunu tekâ'üde sevk edib
herkesin memdûhu olan Bosnalı Mahmûd Paşa'yı vezîr-i a'zam yapdı. Büyük şehzâdesi Sultân
Mustafa'ya Manîsâ, küçük şehzâdesi Sultân Bâyezîd'e Amasya vâlîliklerini verdi.
Sultân Bâyezîd Hân-ı Sânî
Fâtih Sultân Mehmed Hân'ın ikinci şehzâdesidir. Vâlidesi Gülbahâr Hâtun olduğu
vakfiyesiyle sâbitdir. 851 senesi zilka'desinde doğdu. Yedi yaşında iken Amasya vâlîsi oldu.
Amasya beylerbeyi Alî Paşa da lalası olarak Amasya muhâfazasında kaldı.
Amasyalı Kemâl Paşazâde Şemseddîn Ahmed Efendi, Târîh-i Âl-i Osmân'ın defter-i
sâbi'inde 858 senesi vekâyi'inde diyor ki:
571 Bu Halîl Paşa'nın 858 senesi muharreminde tanzîm edilen Turhan bin Paşa Yiğit'in vakfiyesinde imzâsı vardır.
İstanbul'da Zindân Kapısı civârında mahallesi olduğu Fâtih'in vakfiyesinde, orada hapishânesi olduğu Pîrî
Mehmed Paşa'nın vakfiyesinde mestûr ve mahallesinde mescidi olduğu da kuyûden müsbetdir.
572 İbrâhîm Paşa bin Abdullah'ın Edirne'de câmi' ve imâreti, evkâfı, vakfiyesi vardır. Vezîr olduğu vakfiyesinde
mezkûrdur. Türkiye Târîhi'nde ne bunun vezâreti, ne de Bergosî Halîl Paşa'nın sadâreti yazılmamışdır.
773
475