Page 480 - 1-4_2
P. 480

Amasya Tarihi 1-4. Cilt                                                             Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR
                                                                             Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR


                      Bu esnâda Amasya erkânı şunlardı: Vezîr ve musâhib Hızır Paşazâde Mahmûd Paşa,
               birâderi  Mehmed  Paşa,  lala  Fenârîzâde  Ahmed  Bey,  şeyhü'l-meşâyih  Gümüşlüzâde  Pîr
               Hayreddîn Hızır Çelebi, mu'allim-i sultânî Salâheddîn Mûsâ, tabîb Hâce Nefîseddîn Mehmed
               Şirvânî.
                      Amasya muhâfızı Kemâl Paşazâde Süleyman Bey, nişâncı şu'arâdan Tâcî Bey, defterdâr
               Hacı Nevrûz Bey, mukarreb ve şâir Âfitâbî Abdurrahmân Çelebi, Kerîmî Mehmed Çelebi, kadı
               Muslihzâde  Mehmed  Çelebi,  müftü  Gerçekzâde  Şemseddîn  Ahmed  Çelebi,  Mü'eyyedzâde
               Abdurrahmân Efendi.
                      882 senesinde Sultân Fâtih tarafından gönderilen hey'et-i tahkîkiyye Amasya'ya geldi.
               Hâlbuki  Sultân  Bâyezîd,  Mahmûd  Paşa,  Fenârîzâde  Ahmed  Bey,  Mü'eyyed  [231]  zâde
               Abdurrahmân Efendi, Tâcî Bey Lâdik'e gitmişler, mükemmel bir cân sohbeti yapıyorlardı.
                      Hey'et-i tahkîkiyye re'îsi vüzerâdan Hamza Beyzâde Mustafa Paşa uzun bir tahkîkden
               sonra  Amasya'dan  kalkıp  gitdi.  Fakat  tahkîkât  esnâsında  hayli  vekâyi'  zuhûr  etdi.  Halkın
               şikâyeti birbirini bozuyor, erkânı birbirine düşürüyordu.
                      883  senesinde  gelen  fermân-ı  âlîde 575   Mahmûd  Paşa,  Tâcî  Bey,  Abdurrahmân
               Efendi'nin  i'dâmı,  diğerlerinin  azl  ve  tahvîli  emr  olunmuşdu.  Fermânın  münderecâtından
               mukaddem haberdâr olan Tâcî Bey Bağdâd'a, Abdurrahmân Efendi İran'a firâr etdi. Bîçâre
               Mahmûd Paşa i'dâm olundu.
                      Fenârîzâde Ahmed Bey lalalıkda kalıp mu'allim Salâheddîn Efendi yerine Horasânîzâde
               es-Seyyid Abdullah Efendi, Süleyman Bey yerine Yörgüç Paşazâde Süleyman Paşa, Tâcî Bey
               yerine el-Hâc Hamza Beyzâde Ahmed Bey mu'allim, muhâfız, nişâncı oldular.
                      Kadı Mehmed Çelebi azl olunup yerine kibâr-ı  kudâtdan İzzeddînzâde Hüsâmeddîn
               Hüseyin Çelebi, müftü yerine Halifet Medresesi müderrisi "Mevlânâ Abdî" demekle meşhûr
               Şeyhzâde Abdülkerîm Çelebi geldi. Âfitâbî Abdurrahmân [232] Çelebi Merzifon'a gönderildi.
               Kemâl Paşazâde Süleyman Bey Tokat sancağı beyi oldu.
                      Şehzâdeye pek ziyâde nüfûz eden Mü'eyyedzâde Alâ'eddîn Alî Çelebi hânesinde mukîm
               olup defterdâr Hacı Nevrûz Bey yerine de Amasyalı İshâk Paşazâde Pîrî Bey geldi. Şâ'irât-ı
               nisâdan Zeyneb Hâtun İstanbul'a gitdi. Hızır Paşazâde Mehmed Paşa da Rûmeli'nde Semendire
               beyi oldu.
                      Lâkin bu kadar herc ü mercin sebebi Sultân Bâyezîd'in kendisi idi. İhtimâl ki Mustafa
               Paşa'nın tahkîkâtı da garazkârâne olmakla beraber Bâyezîd'in ta'lîmâtı idi. Her hâlde Bâyezîd-
               i Sânî zâten şehzâdeliğinde ve evâ'il-i saltanatında ayş u nûşa mübtelâ, hevâ ve hevesine mağlûb
               idi. Biraz da sâde-dil olup her söze kanar, her söyleyeni dinlerdi.
                      Bu  tahkîkâtda  Fenârîzâde  Ahmed  Bey  de  medhûl  olduğundan  hakkında  yapılan
               şikâyetler  üzerine  en  sonra  o  da  azl  olunup  yerine  Hamza  Beyzâde  Mustafa  Paşa  lala  ve
               müdebbir-i umûr-ı memleket olarak 883 senesinde Amasya'ya tekrâr geldi.
                      884 senesinde mu'allim  ta'yîn edilen  es-Seyyid  Abdullah Efendi Bursa'da Sultâniye
               müderrisliğine  nakl  edilip  yerine  Amasyalı  Hatîb  Kâsım  Efendi  mu'allim-i  sultânî  oldu.
               Mu'arrifzâde Sinâneddîn Yûsuf Efendi de mu'allim olarak İstanbul'dan geldi.
                      Kezâlik şehzâdenin imâmı olan Çorumluoğlu Alâ'eddîn Alî Efendi de gürültüye karışdı.
               İmâmetden  azl  olunup  Gümüş'de  [233]  Hacı  Halîl  Paşa  Medresesi  müderrisi  olarak  oraya
               gönderildi. Akdağlı Şeyhzâde Bedreddîn Mahmûd Efendi imâm oldu.
                      885  senesi  muharreminde  Bursa'da  Murâdiye  müderrisi  olan  Amasyalı  Molla
               Beylikzâde "Vildân Efendi" demekle meşhûr Muhyiddîn Mehmed Efendi Anadolu kazaskeri
               olarak İstanbul'a geldi. Kezâlik Selânik vâlîsi Amasyalı İshâk Paşa İstanbul'a celb edildi.



               575   Bu fermânın târîhi Ferîdûn Bey Münşe'âtı'nda 881 ve ba'zen 883 gösterilmişdir. Hâlbuki 882 rebî'ul-evvelinde
                  Sultân Bâyezîd'in Mü'eyyed-zâde Abdurrahmân Efendi ile Lâdik'de bulunduğu ele geçen "Zîc-i Şemseddîn"
                  kitâbının birinci sahîfesi zahrında bu kitâbı Lâdik'de alan Mü'eyyed-zâde Abdurrahmân Efendi'nin hattıyla
                  mukayyed gördüm.
                                                           777
                                                           479
   475   476   477   478   479   480   481   482   483   484   485