Page 518 - 1-4_2
P. 518

Amasya Tarihi 1-4. Cilt                                                             Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR
                                                                             Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR


                      998  şa'bânında  Amasya  sancağı  beyi  Hasan  Bey  görülmüş  ise  de  târîh-i  nasbı  ve
               hüviyyeti anlaşılamadı. Ancak 999 muharreminde Erzurum [336] kalesi muhâfızı olan Hüseyin
               Bey Amasya beyi olup Zülfikâr Ağa mütesellim geldi.

                      Hüseyin Bey
                      Amasyalı  Budak  Beyzâde'dir.  999  senesi  muharreminde  Amasya  mîrlivâsı  olup
               Erzurum muhâfazasında kaldığından Zülfikâr Ağa Amasya mütesellimi olup geldi. Şevvâlinde
               Sivas vâlîliğine Mehmed Paşa ta'yîn olunup zilka'desinde 602  Amasya ve mülhakâtında müdhiş
               bir zelzele oldu. On gün kadar devâm etdi. Bütün ahâlî meydânlara çıkıp çadırlar altında iki ay
               kadar kaldı.
                      Zelzelenin devâmı halk arasında mev'ûd kıyâmetin bin târîhinde kopacağı şâyi'asının
               zuhûruna bâ'is oldu. Herkese umûmî bir korku çökdü. Fakat gözü açıklar bundan istifâde te'mîn
               etdi. Sâde-dilleri iğfâl ederek servetler edindi.
                      Bu şâyi'a şâirleri bile harekete getirmiş, latîf mazmûnlarla güzellerden zekât istemeğe
               yol vermişdir. Tezkire-i Abdî'de muharrer olan Kelâmî'nin şu beyti ne güzeldir:

                                     Zekât-ı hüsnünü lutf et bugün bana cânâ
                                     Yarın kıyâmet olursa sana da kalmayacak

                      Amasya'da darb edilen altın ve gümüş fiyâtı yükselmiş, [337] alım satım husûsâtında
               ihtikâr çoğalmışdı. Bunun için 999 zilhiccesinde bir fermân gelip "altın yüz yirmi ve gümüş
               yetmiş akçe" olduğu ve bundan fazla alıp verenlerin cezâ göreceği i'lân edildi.
                      Çünkü altın Amasya'da yüz yirmi dört akçeye, gümüş de yetmiş sekiz akçeye kadar
               tereffu' etmişdi. Halk bundan çok ziyân görüyordu. Fermânın vürûdu, ihtikârın önünü aldıkça
               almış, halkı ziyândan kurtarmışdı.
                      1000 senesi muharreminde Halvetiyye meşâyihi büyüklerinden kutbu'l-ârifîn sayılan
               eş-Şeyh Abdullah Efendi vefât edib Pîr İlyâs Türbesi civârında yapdırdığı zâviye bahçesine
               defn edildi. Bundan sonra fuzalâdan Kara Yahyâ Efendi de vefât etdi. Şa'bânında Koçi Bey
               Amasya emâretine ta'yîn edildi.

                      Koçi Bey
                      Kürd beylerinden Bilan Bey'in oğludur. Muhârebelerde gösterdiği yararlıklara binâ'en
               1000 senesi şa'bânında Amasya beyi olup Deli Zülfikâr Ağa sipâhî kethüdâyeri ve meşhûr
               Durak Ağa da Köprü voyvodası idi.
                      1000  senesi  recebinde  sarây-ı  hümâyûnda  harem  kethüdâsı  Uzun  Cânfedâ  Kadın'ın
               birâderi olan Deli İbrâhim Paşa Sivas beylerbeyi olarak Amasya'ya şa'bânda gelip Sivas'a gitdi.
               [338]
                      Deli  İbrâhim  Paşa,  Malatya  Ermeni  dönmelerinden  bir  nâdân  idi.  Her  vardığı
               vilâyetlerde pek zâlimâne ve sefîhâne harekâtıyla mutlaka koğulurdu. Muhibbî, "Hulâsatu'l-
               Eser" adlı eserinde bunun ahvâl-i garîbe ve zâlimânesini yazar. Diyârbekir halkının hücûmuyla
               maktûl olduğunu kayd eder.
                      Türkler'i en ziyâde yoldan çıkaran, hükûmete karşı isyâna sevk eden bu Deli İbrâhim
               Paşa olmuşdur. Çünkü dâ'iresinde Malatya Ermenîleri'nden hayli adamlar vardı. Bunlar Sivas
               ve  mülhakâtında  İslâm  adlarıyla  işler  görüyorlar,  düşen  tımâr  ve  ze'âmetleri  paylaşıyorlar,
               Türkler'i tahkîr ediyorlardı.
                      1001 senesi muharreminde Koçi Bey Rûmeli harbine me'mûr olup Amasya askeriyle
               beraber gitmiş, sipâhî  kethüdâyeri Deli Zülfikâr Ağa da mütesellim olmuşdu.  Sonra sene-i
               mezbûre şa'bânında bu da harbe gidip meşhûr Kanlı Alî Ağa Amasya'ya mütesellim oldu.


               602   Ba'zı târîhler zelzelenin sene-i mezbûre muharreminde vukû'unu kayd ederler.
                                                           815
                                                           517
   513   514   515   516   517   518   519   520   521   522   523