Page 521 - 1-4_2
P. 521

Amasya Tarihi 1-4. Cilt                                                             Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR
               Amasya Tarihi Cilt: 3


                      1006 senesi evâ'ilinde Deli İbrâhim Paşa'nın birâderi olan Ermenî Mahmûd Paşa Sivas
               beylerbeyi olup geldi. Buna da Deli Mahmûd Paşa denirdi. Deli Mahmûd Paşa'nın kethüdâsı
               Ermenî Mustafa Ağa, silahdârı da Gaybîoğlu Ahmed Ağa demekle meşhûr zâlimlerdi.
                      İnsânın diyeceği geliyor ki Osmanlı hükûmeti, Anadolu'da Türkler'i kıyâm ve ihtilâle
               mecbûr etmek için böyle delileri vilâyetlere kasden taslît ediyor, gayr-i Türkler'in tahakküm ve
               istibdâdına bir nihâyet vermek istiyordu. Fakat cereyân-ı ahvâle göre bu da denemezdi.
                      Anadolu müfettişi Hüseyin Paşa öz Türkler'dendi. Türkler'in derdini ve esbâb-ı ihtilâli
               pek  güzel  bilirdi.  Her  tarafdan  şekâvet  ve  ihtilâli  tezyîde  bâ'is  olan  gayr-i  Türk  sipâhî
               kumandanlarını, yeniçeri azmanlarını ve bunlara dayanıp halka zulm eden a'yânlarını te'dîbe
               koyuldu.
                      Erbâb-ı ihtilâlin başbuğlarını taltîf ve sancaklara mîrlivâ nasb ederek derneklerine giren
               efrâda  kodamanlardan  inhilâl  eden  dirlikleri  tevzî'  etdirmiş,  bunlardan  mâddeten  istifâde
               edecek çârelere tevessül ederek ihtilâlin ocağını söndürmeğe çalışdı.
                      Bu cümleden olarak aslen Köprülü olup Amasya'da ikâmet [345] ve sonradan isyân
               eden Yaramaz Ahmed Ağa'ya Karahisâr-ı Şarkî mîrlivâlığını ve Amasyalı Deli Mustafa Ağa'ya
               da  Erzincân  mîrlivâlığını  verdirmiş,  başlarındaki  neferâta  dirlikler  tevzî'  etdirmiş,  oldukça
               ihtilâli basdırmışdı.
                      1006 senesi zilhiccesinde Koca Tâceddîn Efendi de isti'fâya mecbûr oldu. Malgaralı
               Köse Ahmed Efendi ikinci def'a Amasya müftüsü ve Sultâniyye müderrisi olarak büyük bir
               ibrâm üzerine Amasya'ya geldi.
                      1007 senesinde Canik beyi Keyvân, Çorum beyi Murâd Beyler'di. Bunların ikisi de
               gayr-i Türk idi. Sivas beylerbeyi Ermenî Mahmûd Paşa'nın deliliği Sivas ve mülhakâtı halkını
               bîzâr  ediyordu.  Hüseyin  Paşa,  Mahmûd  Paşa'nın  azlini  ve  adamlarının  te'dîbini  arz  ederek
               parlamağa başlayan ihtilâli basdırmak istedi.
                      Lâkin  başda  Mahmûd  Paşa  olduğu  hâlde  sipâhî  ve  yeniçeri  kodamanları,  bunlara
               dayanan  bilâd  ve  kasabât  a'yânları  Hüseyin  Paşa  zulm  ediyor  diye  şikâyetler  yağdırdılar,
               yaygarayı basdırdılar. İşin içyüzüne vâkıf olamayan bâb-ı âlî bunlara inandı. 1007 şevvâlinde
               Hüseyin Paşa'yı teftîş ve tasarrufdan azl ederek Zülfikâr Ağa ile beraber Amasya kalesinde
               habs edildi. Yerine İbrâhim Bey Amasya beyi oldu. [346]

                      İbrâhim Bey
                      Sivas'ın  Yıldızeli'nden  ve  Yıldız  hânedânından  Mehmed  Bey'in  oğludur.  "Yıldızlı
               İbrâhim  Bey"  demekle  meşhûrdur.  Gayr-i  Türkler'den  canı  yanmış  Türkler'den  olup
               serbâzlıkdan Hüseyin Paşa'nın arzıyla mîrlivâ olmuşdu. 1007 senesi şevvâlinde Amasya beyi
               olup geldi.
                      Bunun zamânında Hacı Mehmed Efendi, Veliyyeddîn Efendi, Köprülü el-Hâc Mehmed
               Efendi, meşâhîr-i muhaddisînden Zileli Abdurrahmân Efendi, el-Hâc Mansûr Çelebi, el-Hâc
               Pîrî  Çelebi,  nakîbü'l-eşrâf  kâ'im-makâmı  es-Seyyid  Mustafa  Sâfî  Çelebi,  Çelebi  Mehmed
               Efendi, zu'amâdan Abdulbâkî Bey, Hacı Beyzâde İlyâs Bey gâyet nüfûzlu a'yândan idiler.
                      Sivas beylerbeyi Deli Mahmûd Paşa, Hüseyin Paşa'nın azl ve habsinden sonra daha
               ziyâde  azdırdı.  Fakat  isyân  ve  ihtilâl  her  tarafda  parlamış,  gayr-i  Türk  zaleme  her  tarafda
               ezilmeğe başlamışdı.
                      Tam bu sırada Amasya kalesinde mahbûs olan Hüseyin Paşa ile Deli Zülfikâr Ağa,
               Amasya  beyi  İbrâhim  Bey'in  ya  kasden  ihmâli  yâhud  verdiği  ta'lîmâtı  yüzünden  fürce
               bulmuşlar, kale dizdârı İbrâhim Ağa ve müstahfızları bağlayıp 1007 zilhiccesinde kaçmışlar ve
               erbâb-ı ihtilâle iltihâk etmişlerdi.
                      Erbâb-ı ihtilâlin başbuğları şunlardı: Urfalı Abdulhalîm, birâderi Deli Hasan, Amasyalı
               Deli  Zülfikâr,  Malatyalı  Karakaş  Ahmed,  Ankaralı  Kalenderoğlu  Mehmed,  Gavur  Murâd,
               Tekeli Mehmed, Tokatlı Ağacdan [347] Pîrî, Sivaslı Kara Sa'îd ve Hüseyinoğlu İshâk, Adanalı
               Sevündük, Bağdâdlı Uzun Halîl, Kalındudak Mahmûd, Köprülü Sarı Şa'bân.

                                                           818
                                                           520
   516   517   518   519   520   521   522   523   524   525   526