Page 524 - 1-4_2
P. 524
Amasya Tarihi 1-4. Cilt Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR
Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR
Bey, sipâhî kethüdâyeri Aydınoğlu Kanlı Alî Ağa, yeniçeri zâbiti (serdârı) Çakaloğlu Hüseyin
Ağa idi.
Dergâh-ı âlî çavuşlarından Helkisli Mustafa Ağa, kapıcılarından Elmacı Mehmed Ağa,
zu'amâdan Kesdek Mehmed, Seydî Beyzâde Mustafa, Kalender Beyzâde Bâkî, Hacı Beyzâde
İlyâs, Muzaffer Paşazâde Sefer Beyler de meşhûr idiler. Amasya'yı müdâfa'a edenlerin
başlarında bunlar vardı.
Deli Zülfikâr Ağa, süvârî ve piyâde sekiz binden ziyâde ma'iyyetiyle beraber Amasya
üzerine yürümüş, Kaynar mevki'ine gelip çadırını kurmuşdu. [353] Amasya müdâfi'leriyle
hayli muhâbereler etdi. Söyleşdi. Üç ay kadar uğraşıp durdu. Müdâfi'leri bir türlü inandıramadı.
Çünkü başındaki haşerâtı şer adamlardı. 1011 senesi recebinin gurresinde Deli Zülfikâr Ağa,
kethüdâsı Sarhoş Mehmd Ağa'nın ve ma'iyyetinin icbârıyla Amasya'ya cebren girmeğe azm
ederek Kaynar mevki'inden ordusunu kaldırıp Amasya'yı her tarafdan sardı.
Amasya'nın a'yân ve halkı, kadın ve çocuklarını kal’a-i bâlâya kaldırdılar. Mallarını,
nakidlerini yerlere gömüp, mağaralara gizleyip Amasya'yı fedâkârâne müdâfa'a etmeğe
koyuldular. Hayli uğraşdılar. Fakat kendilerinden fazla olan eşkıyâya karşı âciz kaldılar.
1011 senesi recebinin beşinci günü eşkıyâ, Deli Zülfikâr Ağa'nın sâkin olduğu Ziyâre
tarafından Amasya'ya cebren girdiler. Şenlikler yapar gibi Amasya'nın Aşağıpazar tarafını
kâmilen yakdılar. Önlerine gelen bîçâreleri kesdiler. 604 Amasya'nın ikinci devre-i târîhine
nihâyet verdiler.
Amasya ikinci devre-i târîhiyyesinde kıymet-i mülkiyyesinden biraz gâyib etmiş, büyük
bir vilâyet merkezi iken sancak olmuş denebilir. Ancak vilâyet hâlinde hâvî olduğu kazâlar
i'tibârıyla eski şân ve şerefini muhâfaza etmişdi. [354]
Amasya vilâyet iken şu kazâları şâmildi: Taşâbâd, Lâdik, Havza, Gümüş, Merzifon,
Gelgirâs, Mecidözü, Tanun (Zünnûnâbâd), Varay, Turhal, Geldiklan. Şu nâhiyeler de
Amasya'nın müştemilâtından idi: Akdağ, Yenice, Hakala, Arguma, İnepazar, Öz, Olus.
Amasya olduğu bir günden beri şu kazâlar ve nâhiyeler kendisinin bir uzvu, kendisinin infikâkı
mümkün olmayan bir cüz'-i hâsı idi. Bu kazâlarla Amasya'nın imtiyâzı, bu kazâların da Amasya
ile şeref ve i'tibârı vardı. Havza ve Köprü, Amasya'nın birer mahallesi kadar yakın, iki gözü
kadar lâzım birer uzv-ı kıymetdârıydı. Yüzlerce yıllardan beri bu kazâlar Amasya ile iftihâr
ederdi.
İkinci devre-i târîhiyyesinde Amasya'nın irfânı eski parlaklığını hâ'izdi. Belki biraz
daha yükselmişdi. Mü'eyyedzâde Abdurrahmân, Tâcîzâde Ca'fer ve Sa'dî, Cemâlîzâde Alî,
Kemâl Paşazâde Ahmed, Muhaşşî Sinan, Seydî Alizâde Abdurrahmân, Mü'eyyedzâde
Abdulkâdir Şeyhî Efendiler gibi Türklerden emsâli nâdir yetişir sudûr-ı ulemâ ve meşâyih-i
İslâm, Amasya'nın ahvâlini pek parlak gösteren ricâlidir.
Türk vüzerâ-yı izâmının hâtimesi sayılan a'lem-i ulemâ, ser-defter-i fuzalâ Pîrî Mehmed
Paşa gibi bir sadr-ı a'zam, Bâlî Beyzâde Mehmed Paşa, Ümmet Çavuşzâde Mehmed Paşa,
Ramazânzâde Mehmed Bey gibi pek değerli nişâncılar, Yenicelizâde İskender, Sarı Kadızâde
Mahmûd Çelebiler gibi yüksek defterdârlar, Amasya'nın yetişdirdiği ezkiyâ-yı milletdir.
Hele Amasya'nın şân ve şerefini, fazl ve kemâlini terennüm eden şâirleri [355] birinci
devre-i kemâline fâ'ik denecek kadar çokdur. Bunlardan Çeşmî, Mihrî, Kâmî, Celîlî, Mu'îdî,
Fikrî, Hızrî, Remzî, Ânî, Hayâtî, Siyâbî, Âhî pek ma'rûf idiler.
İkinci devresinde Amasya'nın umrânı, irfânıyla beraberdi. Kaya Paşa'nın câmi' ve
mektebi, Seydî Alizâde Osmân Efendi'nin dâru'l-hadîsi, Abdullah Efendi'nin dâru't-tevhîdi gibi
mü'essesât-ı dîniyye ve ilmiyyenin ilâveleri de vardı. Hayfâ ki ihtilâl erbâbının hücûm ve isyânı
hayli mü'essesâtı harâb u yebâb etdi.
604 İkinci devrenin târîhi, bâb-ı âlî ve evkâf idâresi ve mülgâ meşîhat evrâk mahzenlerinde mütâla'a edilen ahkâm,
mukâta'a ve muhâsebe defâtiriyle mehâkim sicillâtından ve Türkiye târîhleriyle Şakâyık Zeylleri'nden toplanan
ma'lûmâtın bir hulâsasıdır.
821
523