Page 605 - 1-4_2
P. 605

Amasya Tarihi 1-4. Cilt                                                             Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR
               Amasya Tarihi Cilt: 4


                     Sultân Bâyezîd Vâizi Abdurrahman Efendi Kurban Bayramı’nda zaleme-i sâdâtı zem ü
               takbîh ederek seyyidleri dîlgîr etdiğinden derhal azledilip yerine Müfessir Hızır Efendizâde
               İbrâhim Efendi, Sultân Bâyezîd Câmii kürsü şeyhi oldu.
                     Rumeli’ne giden Yeğen Osmân Paşa’nın maiyetinde bulunan cemiyet oldukça mühim bir
               kuvvetdi. Sadr-ı a’zam Süleyman Paşa bu kuvveti zihninde büyültüp Kara İbrâhim Paşa’yı
               sadârete iâde ve kendisini makâmından tenzîl edecek kadar mühim gördüğünden bîçâre Kara
               İbrâhim Paşa’nın Rodos’ta i’dâmını telhîs ve arz etmişdi.
                     Şa’bânın yirmi beşinci günü bâ-fermân-ı âlî Kara İbrâhim Paşa Rodos’ta i’dâm edildi.
               Velînimeti olan Kara Mustafa Paşa gibi yüksek bir kumandana kıydığının cezâsını gördü. Fakat
               bu cinayet, Süleyman Paşa’nın da kellesini uçurdu.
                     Yeğen Osmân Paşa,  amcası  Kara  İbrâhim Paşa’nın  i’dâmından pek  ziyade müteessir
               oldu.  İntikam  sâikasıyla  fenâ  maksatlar  tâkibine  başladı.  Orduda  bulunan  Sadr-ı  a’zam
               Süleyman Paşa ile Defterdâr es-Seyyid Mustafa Paşa’ya ve Reîsü’l-küttâb Yeğen Mehmed
               Bey’e beyhûde yere husûmet etdi. [186] Bunları amcasının i’dâmına sebeb görüyordu.
                     Hâlbuki defterdâr ile reîsü’l-küttâbın hiçbir şeyden haberleri yoktu. Husûsuyla her ikisi
               de sadr-ı maktûle intisâb ve karâbetle merbût idi. Serdâr-ı ekrem Süleyman Paşa’nın kethüdâsı
               Çorumlu Dursun Mehmed Ağa idi.
                     Serdârın huşûnet-ı tab‘ı ve askerin sevk ve idâresindeki büyük hataları yüzünden ordu
               itaatten çıkmış, Yeğen Osmân Paşa, orduda başkumandan şeklini almışdı. Bunu anlayan Yeğen
               Paşa, Süleyman Paşa’nın sadâret ve serdârlıktan azline kıyâm etdi.
                     Süleyman Paşa başına gelecek felâketi anladığından can korkusuna düşdü. Yanındaki
               vüzerâ ve ricâl-i devletle kaçıp Belgrat’a can attı. Ordunun zimâm-ı idâresi zâbıtânın ellerine
               ve hâssaten Yeğen Osmân Paşa eline geçti.
                     Ertesi günü Yeğen Paşa ile zâbıtân ordu da boş kalan serdârın otağında akd-i cemiyet
               ederek Amasya kethüdâyeri silahdârân zümresinden meşhûr Hatîbzâde Küçük Mehmed Ağa
               gayet cesur, nâtıkası düzgün olduğundan söz sahibi oldu.
                     Küçük  Mehmed  Ağa,  bütün  hüzzâra  tevcîh-i  hitâb  ederek  serdârın  yeniçeri  ağasıyla
               defterdârın kaçtıklarını ve orduda bir başkumandanın lüzûmunu anlattı.
                     Bütün ocak ağalarının re’yini alıp Köprülü Mehmed Paşa’nın [187] damâdı Halep Vâlisi
               Köprülü Siyavuş Paşa’nın sadârete nasbını ve Süleyman Paşa’nın azlini kabûl etdirdi. Orada
               yapılan bir mahzar-ı umûmî padişâha gönderildi.
                     Zilka’de evâilinde ordunun talebi vech ile Süleyman Paşa azl ve i’dâm edilip Köprülü
               Siyavuş Paşa sadrâzam ve serdâr-ı ekrem, Köprülüzâde Fâzıl Mustafa Paşa kâ’im-makâm-ı
               sadr-ı âlî ve diğer Köprülü Şa’bân Ağa da kethüdâ-yı sadr-ı âlî oldu.
                     Bu esnada Amasya Mütesellimi  es-Seyyid  Ebûbekir Ağa ile Mîr-livâ Seyyid  Ahmed
               Bey’in birâderi etrafında toplanan sâdât ve ekrâd nâmına bir takım haşerât hâtır ve hayâle
               gelmeyen sebeplerle a‘yân ve halkı tecrîm ederek irtikâb-ı mezâlim ve ahz-ı cerâyimde pek
               ileri gitmişler, a‘yân ve halkı sâdâttan şikâyet etmişlerdi.
                     Fakat Seyyid Ahmed Bey, Köprülüzâde Fâzıl Mustafa Paşa’ya istinâd ediyordu. Bunun
               için şikâyetlerden kendi nâmına bir teessür hissetmedi.
                     Ancak Amasya sancağının idâresi uhdesinde oldukça şikâyetlerin devamı da muvâfık
               görülemediğinden  Seyyid  Ahmed  Bey,  beylerbeyi  pâyesiyle  sene  sonunda  Bolu  sancağına
               tahvîl ve Amasya sancağı da Bolu Mutasarrıfı Mirza Mehmed Paşa’ya tevcîh edildi. [188]

                     Mirza Mehmed Paşa
                     İranlıdır.  Yirmi  yıl  kadar  evvel  Devlet-i  Osmâniye’ye  iltica  eylediğinden  uhdesine
               beylerbeyilik verilmişdi. 1099 senesi gurre-i muharreminde Amasya sancağı mutasarrıfı olup
               kethüdâsı Mehmed Ağa’yı mütesellim gönderdi. Kendisi de bir müddet sonra geldi.
                     Sadr-ı  a’zam  Siyavuş  Paşa,  orduyu  Belgrat’tan  kaldırıp  Edirne’ye  gelmiş,  İstanbul’a
               müteveccihen Edirne haricine çıkmışdı. Sulak Çeşmesi mevkiinde ictima eden ordunun erkân

                                                           902
                                                           604
   600   601   602   603   604   605   606   607   608   609   610