Page 140 - 6-8
P. 140
Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR
Amasya Tarihi 6-8. Cilt Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR
925’de erbâb-ı hased ü nifakın bir takım tezvîrâtı üzerine azl ü teftîş edilip yerine
39
Fenârîzâde Muhyiddîn Mehmet Şâh Efendi Anadolu Kazaskeri olmakla beraber müşârün-
ileyhin teftîşine me’mûr oldu. Teftîşi aylarca sürdü. Hitâmında berâ’eti zuhûr etdi.
926 senesi evâilinde Sultân Selîm Hân, müşârün-ileyhi kendi talebi üzerine yevmî yüz
akçe vazîfe-i tekâ’üdle Edirne’de Dâru’l-hadîs Medresesi müderrisi nasb etdiğinden oraya gidip
ihtiyar-ı uzlet ederek tedrîs ve te’lîfâta koyuldu.
927’de merhûm Sultân Süleyman’ın sır-kâtibi olup Edirne’de [436] Sultân Bâyezîd-i
Sânî evkâfına mütevellî ta’yîn edilen Amasyalı Refîkî Çelebi Edirne’ye geldikte Kemâl
Paşazâde ile şîr ü şeker, hem-bezm-i şi’r ü edeb olup iki hemşehrî birbiriyle dem-güzâr oldu.
(Tezkire-i Hasan Çelebi)
928’de Sultân Süleyman Hân Kânûnî müşârün-ileyhe Edirne’de Sultân Bâyezîd-i Sânî
müderrisliğini ihsân edib 930’da İstanbul’a celb ile Sultân Fatih medreselerinden birini verdi.
932’de Şeyhülislâm Amasyalı Zenbilli Ali Efendi’nin irtihâline binâen Şeyhülislâm ve müşkil-
şâ-yı enâm oldu.
Sekiz yıl makâm-ı celîl-i fetvâda neşr-i füyûzât edib ins ü cin tarafından arz edilen
mesâ’il ve müşkilâtı nusûs-ı şer’iyye ile hal ve iftâ ederek “Müfti’s-sekaleyn” unvânını aldı. Bu
unvân, meşâyih-i İslâmiyye arasında yalnız kendisine hâs olarak verildi.
Kemal Paşazâde meşâyıh-ı sûfiyyenin ulemâsına pek ziyâde ri’âyet ederdi. Hâssaten
40
Nakşibendiyye Şeyhi ve Emîr Buhârî dâmâdı Amasyalı eş-Şeyh Mahmûd Çelebi ile
Halvetiyye Şeyhi [437] ve Ebu’s-suûd Efendi’nin eniştesi olan Amasyalı Mü’eyyedzâde
Abdurrahîm Efendi’nin meclislerine sık sık giderdi.
İftâ ve te’lîf ile gece gündüz fevkalâde iştiğâl ederek 940 senesi şevvâlinin ikinci günü
zevâl vaktinde kemâlî zevâle münkalib olarak şems-i vücûdı üfûl ve dâr-ı kudse kufûl etdi.
Edirne kapısı hâricinde müşârün-ileyh Amasyalı eş-Şeyh Mahmûd Çelebi zâviyesi ittisâlinde
41
kâin hazîrede Mahmûd Çelebi yanında medfûndur.
Şu’arâdan biri târîh-i vefâtını şöyle yazmışdır.
Şems-i burc-ı kemâl ü çarh-ı ulûm
Gitdi ukbâya rahmet ide Gafûr
Cennet-i Adn ola makâmı ânın
Abdi gılmân ola kenizini hûr
Geldi ilhâm-ı hak ile târîh
Kabr-i Ahmed müdâm ola pür-nûr
(302+53+85+42+202+256=940)
Diğer
Göçüben gitdi rükn-i a’zam-ı fazl
Gör sebâtını bî-bekâ kasrın
Fevt-i mollaya dediler târîh
Vây gitdi Kemâli bu asrın
(17+434+101+8+380= 940)
Diğer
Ol bârgâha vardı İbn Kemâl Paşa
(37+234+221+53+91+304=940)
Diğer
39 “Terceme-i Şakâyık” (s.387) da müşârün ileyhin azl ve teftişi 925 olarak tespit edilmişdir. Halefi Mehmed Şâh
tercemesinde mezkûrdur.
40 Eş-Şeyh Mahmûd Çelebi. “el-Ikdü’l-manzûm fî ulemâi’r-Rûm” adlı eser-i matbûda Amasyalı olduğu
musarrahdır.
41 Kemal Paşazâde ile Şeyh Mahmûd Çelebi, adeta tev’em denecek kadar birbirini pek sever iki hem-şehrî; ikisi
de Amasyalı oldukları kabir arkadaşlığından da anlaşılabilir. Böyle olmasaydı, Ebû Eyyüb Ensârî civârında
medfûn olan velî-nimeti Mü’eyyedzâde Abdrrahman Efendi’nin yanına defn edilirdi. O da hem-şehrîsi idi.
135
139