Page 143 - 6-8
P. 143

Amasya Tarihi Cilt: 6
               Amasya Tarihi 6-8. Cilt                                                                    Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR

                                                                       “      48 كهان ضماوغلل نيبم ىنعمو

                      Yine Mecdî Efendi bu sahîfede diyor ki: “Mevlânâ Kemâl Paşazâdenin telâmizesinden
               olan sikât-ı kudâtdan birinden mesmudur ki bir gün evlâd-ı Arabtan bir hıbr-ı fâhir meclis-i
               şerîflerine hâzır olup diyâr-ı Mısr’ın ulemâsından arz-ı hedâyâ-yı tehâyâ-yı bedîa eyledikten
               sonra celâil-i mesâil-i  fünûn-i  mütedâvileden  ve  bedâyi-ı  revâyi-ı  ulûm-ı  garîbeden  ba’zı
               mevâkı-ı  müşkileyi  iştikâl  edib  e’âlî  ahâlî-yi  Arab  cenâbınızdan  ol  muhal-i  müşkilenin  hal
               olunmasını iltimâs eylediler. Bu müşkilât-ı fünûn-ı mu’addalayı hâvî bir kitab ibrâz eyledi.
                      Fâzıl-ı mezbûr ol kitâba im’ân-ı nazar ile bir gece nazar eyleyip her mevzı-ı işkâl-âmiz
               ve mevzı-ı i’dâl-engizde kelimât [445] pür nikat ve ibârât ba-isti’arât ile mahalline münâsip
               mücmel  ve  mufassal  ve  muhtasar  ve  mutavvel  bi-tarîkı’l-hal cevâb-ı  bâ-savâb ifâda
               buyurduktan sonra ale’s-sabâh zikrolunan berîd-i nîk nüvîde kesret-i iştiğâl-i eşgâl-i fetvâ ile
               şekvâ suretinde itizâr-ı ol kitâb-ı hall-i intisâbı redd ü teslîm eyledi.”
                      Gülistân-ı  Sa’dî  ve  Bahâristân-ı  Câmiye  nazîre  olarak  te’lîf  eylediği  “Nigâristân”ın
                                                    49
               mukaddimesinde şu kıt’ayı yazmışdır.
                                                                          تسين ام  ناتسراكن   ناتسراهب
                                                                       تسين ام  ناتسراكن  نوچ  نكيل و
                                                                            باب ره  هنام  باتك  ناتسلك
                                                                        تسين اعم  نيكنر    ىاهلك  زا هب


                      Yûsuf  ve  Züleyhâ  kıssasını  hâvî  manzûmesi  binlerce  beyti  hâvî  ve  gâyet  metîndir.
               Yalnız bu manzûmesi başlıbaşına bir âlem-i edebiyyâtdır. Hele sekiz defteri hâvî “Târîh-i âl-i
               Osmân”ı, Türk Edebiyatında kendine hâs bir üslûb-ı latîfe mâliktir. Mevlânâ İdrîs’in “Heşt
               Behişt”i, “Târih-i âl-i Osmân”ın yanında târih değil, bir münşe’ât mecmûası şeklinde kalır.
                      Merhûmun eş’ârı pek çok ve gayet bedîdir. [446] Bedâyi-i eş’ârından bir kısmını da
               yazmak isterdim. Ancak terceme pek uzadı. Bu kısmı hazfe malesef mecbûr oldum. Şunu da
               arz edeyim ki merhûm, Acem diline etdikleri hizmetlerden bir kısmını Türk diline lutf etseydi,
               pek çok istifâde ederdik.

                      Ahmed Şemseddîn Çelebi-Cemâlîzâde
                      Amasyalıdır. Şeyhülislam Zenbilli Ali Efendi’nin biraderi kibâr-ı kudâtdan Muhyiddîn
               Mehmed Çelebi bin Kemaleddîn Ahmed Çelebi bin Mehmed Çelebi mahdûmudur. Amasya’da
               Koca Emîr İbrâhim Efendi’den ve İstanbul’da amcasından tahsîl-i ulûm edib ders-i âm oldu.
                      Amasya  medreselerinden  ba’zılarına  müderris  olduktan  sonra  Hâtuniyye-i  Tokat
               Müderrisi  iken  Tokat,  Sivas,  Erzurum  gibi  bilâda  kadı  oldu.  938’de  Ankara’dan  ma’zûlen
               Amasya’da görülüp 941’de vefât etdi. Meşâhîr-i kudât ve ulemâdan idi.

                      Ahmed Bey-Burak Beyzâde el-Hâc




               48     Tüm eserlerin içinde onun eserleri
                      Zifiri karanlıkta sanki sabah güneşi
                      Ölümünden sonra diriltsin diye ilmi
                      Oldukça sağlam dokudu hep bilgileri
                      Sağlam lafızlarla şerhetti hakikatleri
                      Açık manalarla beyân etti müşkilleri (Haz.)
               49  Nigâristân adlı eseri gayet güzel bir ta’lik ile yazılmış olarak Nur-ı Osmâniye Kütübhanesinde iki nüshası
               vardır. Müşârün ileyhin şu kıt’ası meşhurdur:  Telef kılma be-ğâyet sakla malı
                      Ki zîrâ malı gâyet saklamalı
                      Kemâl ü fazl olupdur şimdi makbul
                      Kemâlin dahi  mal oldı me’âli

                                                           138
                                                           142
   138   139   140   141   142   143   144   145   146   147   148