Page 155 - 6-8
P. 155
Amasya Tarihi Cilt: 6
Amasya Tarihi 6-8. Cilt Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR
Fakat fazl u ru’ûneti Diyârbekir vâlisi Kemankeş Ali Paşa’ya [484] girân geldiğinden
bî-çâre 1031 senesi rebîülevvelinde konağında gece boğdurdu. Kendisi de Hâce Ömer
Efendi’nin kahrından korkup firar ve ihtihfâ etdi.
Sene-i mezbûre receb hâ’ilesinde Ömer Efendi’nin nüfuzu zâ’il olduğundan İstanbul’a
gelip vezîr-i kubbe-nişîn ve 1032 zilka’desinde sadr-ı a’zam olmakla sâhib-i tercemenin demi
heder olduğu zannedilmişken, davacıları dîvân-ı hümâyunda vak’a-yı tafsîlâtıyla huzûr-ı
hümâyunda arz ve Ali Paşa da zâten makdûh bildirilmişdi. 1033’de Ali Paşa da maktûl oldu.
Ahmed Efendi, âlim, edîb, muhâsib biraz da fazlına mağrûr idi. Bu yüzden belâya
uğradı. Lakabı “Singil”dir. Bazen “Şingil” şeklinde yazılmıştır. Birinci suretde “Sîngîl”
demektir. “Sinirc” adam demek olur. İkinci suretde (Şûngûl) demektir. “Hırçın” demek olur.
Ahmed Efendi-Şeyhü’l-kurrâ
Amasyalıdır. Hıfz-ı Kur’ân etdikten sonra Şeyhu’l-Kurrâ Hâfız Abdüllatîf Efendi’den
vücûh-ı kırâ’atı ve sâir ulemâdan ulûm-ı sa’ireyi ahzedib ders-i âm oldu. Savt ve edâsı [485]
ilim ve ahlâkı pek güzel olduğundan 1021’de Şehzâde Hâtun Sultân Dâru’l-kurrâsı şeyhi ve
1023 zilka’desinde Sultân Bâyezîd Câmi-i şerîfi imâm-ı sânîsi oldu.
Tam on yıl imâmet edib 1032 senesi zilka’desinde dâr-ı bekâya rihlet etdi. Âlim, sâlih,
müteşerri’ bir şeyhu’l-kurrâ idi. Mahdûmu Abdüllatif Efendi yerine imâm-ı sânî olup 1065
zilhiccesinin yirmi ikisinde vefât etdi. Bunun mahdûmu Hâfız İbrâhim Efendi de câmi-i
mezkûra imâm oldu. Bunlara “Karazâde” dendi.
Ahmed Ağa-Kara
Köprülüdür. Zimmîlerden birinin oğludur. Devşirme usûlü üzere genç iken İstanbul’a
götürülüp “gılmân-ı acemiyân” ocağına yerleştirildi. Burada ta’lîm ve terbiye edilip otuz birinci
yeniçeri bölüğüne kaydedildiği 999 târihli Yeniçeri Defterinde görüldü.
Bu defterlerden anlaşıldığı üzere 1025’de bölükağası, 1028’de kethüdâyeri 1029’da
muhzırağası, ba’dehû zağarcıbaşı oldu. 1031 senesi hâ’ilesinde [486] ma’zûl ve 1033 sâlinden
sonra merhûm oldu. Yeniçeri defterinde “Ahmed Köprî” diye yazılan künyesi bâlâsında Kara
Ahmed Ağa şerhi verilmiş, cesur bir yeniçeri zâbıtı idi.
Diğer Yeniçeri zâbıtânından İkinci Ahmed Ağa bin Ali olup yirmi yıl kadar Amasya
serdârı, ba’dehû kır serdârı olarak hizmet etdi. 1033 senesi hilâlinde vefât etdi. Eşkıya harbinde
yararlıklar göstermiş bir zâbıt idi. Mahdûmu meşâhîr-i ulemâdan “İkincizâde” demekle meşhûr
es-seyyid Ali Efendi’dir.
Diğer Yeniçeri zâbıtânından Karabulutoğlu demekle meşhûr Ahmed Ağa bin Hasan
Ağa da mükerreren Amasya serdârı olup bu târîhlerde vefât etdi. Mahdûmu Mehmed Ağa ve
birâderi Üçüncü Hüseyin Ağa da yeniçeri zâbıtânından idi.
Ahmed Efendi-Çakalzâde
Amasyalıdır. “Çakal Kadı” demekle meşhûr Bedreddîn Mahmûd Efendi evlâdından
Vildân Efendi bin el-Hâc Mahmûd Çelebi bin el-Hâc Ali Çelebi bin el-Hâc Sinan Çelebi bin
Bedreddîn [487] Mahmûd Çelebi mahdûmudur. Ammizâdesi Çakalzâde el-Hâc Sinan Paşa’nın
Sofya defterdarlığı zamanında küçük iken pederi ile beraber Sofya şehrine hicret edib orada
büyüdü.
Pederinden ve İstanbul’a gidip sudûr-ı ulemâdan Ivaz Efendi’den tahsîl-i ulûm ederek
sadr-ı müşârün-ileyhden mülâzım ve bir müddet ders-i âm olup sonra kadı olarak devr-i bilâd
etdi. Üstâdının ikinci sadâretinde Filibe ve ba’dehû Belgrad Kadısı oldu.
1013’de sadr-ı a’zam olan Lala Mehmet Paşa ordu-yu hümâyûn ile Belgrad’a geldikte
fazl ve zînetini takdîr ederek kendisine tezkireci nasb edib müsteşârı ve ordu-yı hümâyûn kadısı
oldu. 1013 ramazânında sadr-ı müşârün-ileyh ile İstanbul’a gelip Mihrimâh Sultân Müderrisi
ve şevvâlinde Sofya mollası oldu.
150
154