Page 172 - 6-8
P. 172
Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR
Amasya Tarihi 6-8. Cilt Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR
kâ’im-makâmı oldu. Sene-i mezbûrenin ramazânında nekâbetden isti’fâ edib Ahî Darbhâneci
şeyhi olarak mütekâ’id oldu. On yıl tekkede zikr ü ibâdetle meşgûl olduğu halde 1082 senesi
zilhiccesinde âlem-i kudse irtihâl etdi.
Meşâhîr-i sulehâdan âlim, zâhid, gâyet halîm, sahî bir zât idi. Mahdûmları es-Seyyid
Mustafa, Ali Efendilerdir. Dâmâdı Amasya’nın ulemâ ve şu’arâsını cemeden tezkire müellifi
Müderris Abdî Efendi olup kerîmezâdesi [546] es-Seyyid eş-Şeyh Ali Efendi meşhûrdur.
Bunun sülâlesi Şeyh Alizâdeler şimdiye kadar yaşamaktadırlar.
Ahmed Ağa-Bâkîzâde el-Hâc
Amasyalıdır. Amasya’da mescid ve mahallesi olan el-Hâc Hamza Bey bin Ahmed Bey’in
evlâdından Abdulbaki Ağa bin Hamza Bey bin el-Hâc Kâsım Bey bin el-Hâc Hamza Bey’in
mahdûmu olup “Hamza Beyzâde” demekle meşhûrdur.
Yukarıda tercemesi geçen Defterdâr Ebûbekir Paşa’nın akrabâsından olup sipâhi,
Amasya kethüdâyeri, 1070 senesi evâ’ilinde Tokat voyvodası ve Amasya Beytü’l-mâl emini,
1075’de Merzifon, 1078’de Zile Voyvodası, 1082’de Sivas defterdârı olup 1083’de azl ve
tekâ’üd edilerek 1085’de vefât etdi. Mahdûmu el-Hâc Abdulbaki Efendi meşhûrdur.
Ahmed Ağa-Dâl
Amasyalıdır. Yeniçeri olup Amasya’da hayli müddet serdâr oldu. Rumeli muhârebâtında
yararlıklar gösterdiğinden Fâzıl Ahmed Paşa’nın gözüne girip yeniçeri ocağına kethüdâyeri,
ba’dehû muhzır ağası olarak katara girdi.
1077’de zağarcıbaşı ve müte’âkiben kul kethüdâsı olduğu halde Yeniçeri ağası Uzun
İbrâhim Ağa ile geçinemediğinden 1078 senesi saferinde azliyle Amasya’ya gönderildi.
Vusûlünde tekâ’üd ulûfesi verilip 1084 senesi şa’bânında vefât etdi. Liyâkatlı bir zâbit idi.
Tekâ’üd defterinde “Dâl Ahmed Mustafa Amasya” künyesi bâlâsında “Sâbık kul
kethüdâsı” diye yazılı görüldü. Mahdûmları Halîl Ağa ile Çûçû Mustafa Paşa’dır. Amasya’da
“Çûçû Paşazâdeler” bunun evlâdıdır. Halîl Ağa Şam Ağası iken 1100’de maktûl oldu.
Ahmed Efendi-Kadızâde
Amasya kudâtından el-Hâc Mahmûd Efendi’nin mahdûmudur. Bade’t-tahsîl müderris,
kadı olup 1086 sâline doğru [547] vefât etdi. Ulemâdandır. Acem Ali Mahallesi’nde Bâlî Bey
Câmii İmamı Hâfız Ahmed Efendi de meşâhîr-i sulehâ ve ulemâdan olup 1087 senesi evâ’ilinde
vefât etdi.
Ahmed Paşa-Fâzıl, Köprülüzâde
Köprülüdür. Sadr-ı esbak Köprülü Mehmed Paşa bin Hüseyin Ağa’nın büyük
mahdûmudur. Sadr-ı müşârün-ileyhin ikinci zevcesi olan Köprülü Hacı Yûsuf Ağa bin Ahmed
Bey’in kerîmesi Ayşe Hânım’dan Köprü kasabasında 1045 senesinde doğdu. Pederi bu esnâda
mîr-livâ idi.
Mukaddimât-ı ulûmu Köprü’de olduğu müddetce ora ulemâsından Sâlih ve Amasya’da
Müftü Yeğenzâde el-Hâc Mehmed, Amasya ulemâsından Hacı Efendizâde Mustafa
Efendilerden ve İstanbul’da meşhûr Kara Çelebizâde Abdulaziz Efendi’den ahz ü ikmâl edib
ondan mülâzım ve 1062’de silsile-i ulemâya dâhil olarak müderris, 1069’da tuğrât-ı
mahdûmâne ile Sahn’a vâsıl oldu.
Yedi yıl zarfında sahna kadar gelmesi ulemâ arasında hayli dedikoduya bâdî olduğuna
pederi münfâ’il olup [548] 1069 zilhiccesi evâhirinde uhdesine Rumeli Beylerbeyliği pâyesiyle
Erzurum valiliğini tevcih etdirdi. Bu esnâda henüz yirmi dört yaşında bir genç idi. Sadâret
ağalarından Erzurumlu Timur Paşazâde Osmân Ağa’yı kendisine kethüdâ nasb ederek
gönderdi.
1071 senesi muharreminin üçüncü günü rütbe-i vezâretle Şam vâlîsi olup Suriye kıtasına
167
171