Page 574 - 6-8
P. 574

Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR
               Amasya Tarihi 6-8. Cilt                                                                    Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR

                     Gümüşlüzâde Hazret-i Pîr İlyâs-ı Halvetî mahdûmu Pîr Abdurrahmân Çelebi hizmetinde
               tahsîl-i ulûm ederek ders-i âm ve müşârün-ileyhe dâmâd oldu. 838’de Atabeg Gâzi müderrisi,
               847’de kâdı-i Tokat, 853’de kâdı-i Sivas görüldü.
                     855  senesi  muharreminde  Sivas  kazâsından  isti’fâ  edib  Amasya’ya  geldi.  Eş-Şeyh
               Hüsâmeddîn-i  Halvetî  sohbetinde  tefeyyüz  edib  ondan  hilâfet  aldı.  Amasya’nın  Kuba
               Mahallesi’nde bir mescid-i şerîf, yanında bir medrese ve diğer tarafında zâviye ve tam Kuba
               kayası üstünde kendisine bir türbe yaptırdı.
                     Medresesi Hüsâmiyye nâmıyla meşhûr olup kendisi müderris ve zâviyesi de Kuba tekkesi
               nâmıyla ma’rûf olup kendisi şeyhi olduğu hâlde bir taraftan tedrîs ü tezkîr, diğer taraftan zikr ü
               tevhîd ederek 867 senesi zilhiccesinde dâr-ı kudse irtihâl etdi. Emlâkini 858’de bu hayrâtına
               vakf etmişdir. Türbesinde medfûndur. [315]
                     Âlim, zâhid, fakîh, kâmil, müteşerri’, sâhib-i hayrât bir zât idi. Mahdûmları Muhyiddîn
               Mehmed, Celâleddîn Abdurrahmân Çelebilerdir. Bunlar Hazret-i Pîr İlyâs’ın hafide-i evlâdı
               oldukları münâsebetle bunlara “Gümüşlüzâdeler” dendi. Bu zâtın vakfiyesi ve silsile-nâmesi
               Helvâcızâde Hasan Şevkî Efendi’nin elinde görüldü.
                     “Kuba”  Türk  dilinde  mürtefi’  yer  ma’nâsındadır.  Amasya’nın  şark-ı  cenûbîsinde  en
               ziyâde  mürtefi’  yer,  bu  zâtın  türbesi  yeridir.  Bundan  dolayı  buranın  havâlîsine  “Kuba
               Mahallesi” dendi. Bu mahalleyi ihyâ eden de eş-Şeyh Hüsâmeddîn -i Halvetî oldu. Mescidi ve
               önünde çeşmesi zamânımıza kadar ma’mûr idi. Medrese ve tekkesi yeri büyük bâğçe hâlinde
               idi. Birâderi es-Seyyid Abdülkerîm Çelebi de ma’rûfdur.

                     Hüsâmeddîn Hasan Çelebi -Aydınzâde
                     Amasyalıdır. Ümerâdan Aydın Beyzâde Alî Bey’in mahdûmudur. Sultâniyye-i Merzifon
               müderrisi Seydî Ahmed Kırımî’den tahsîl-i ulûm edib Amasya’da ders-i âm oldu. Te’ehhül edib
               tedrîs-i ulûm etdiği esnâda 870 hudûdunda vefât eyledi. Âlim, sâlih [316] zekî bir zât idi.
                     Mahdûmu  Mahmûd  Çelebi  pek  küçük  ve  zevcesi  de  genç  olduğundan  bu  esnâda
               Torumtay müderrisi olarak Amasya’ya nakl-i ikâmet eden üstâdı Seydî Ahmed Kırımî zevce-i
               metrûkesini tezevvüç edib mahdûmunu himâyesi altına aldı. Bu Mahmûd Çelebi, mu’ahharan
               Emîr Buharî dâmâdı ve halîfesi olan eş- Şeyh Mahmûd Çelebi’dir.

                     Hüsâmeddîn Hüseyin Bey-Ahmed Paşazâde
                     Amasyalıdır.  Tercemesi  yukarıda  yazılan  Gümüşlüzâde  Vezîr  Ahmed  Paşa’nın
               evlâdından  Mahmûd  Bey’in  mahdûmudur.  Amasya  vâlîsi  Sultân  Bâyezîd-i  Sânî  devrinde
               ma’iyyet  ümerâsından  olup  881’de  vefât  etdi.  Mahdûmları  Abdullah,  Sa’dullâh  Beylerdir.
               Bunlara Abdul ve Sa’dul Beyler dendi. Abdul Beyzâde Hüsâmeddîn Paşa aşağıda gelir.

                     Hüsâmeddîn Hasan Efendi
                     Merzifonludur. Hacı Hasanzâde Mehmed Çelebi oğludur. Amasya’da ikmâl-i tahsîl edib
               ders-i âm, Merzifon’da Çelebi Sultân Mehmed medresesi müderrisi oldu. Fâtih Mehmed Sultân
               şehzâdeliğinde Amasya vâlîsi iken müşârün-ileyhe intisâb edib Bursa’ya rihlet etdi. Ba’dehû
               cülûsunda mu’âllim-i Sultânî olup 860 senesinde vefât etdi.
                     Meşâhîr-i  ulemâdan  idi.  Merzifon’da  hayrâtı  ve  evkâfı  vardır.  Kuyûd-ı  vakfiyede
               tercemesi böyle görüldü. Mahdûmu Mustafa Musliheddîn Efendi, Bursa müftüsüdür.

                     Hüsâmeddîn Hüseyin Ağa-Temennâyî
                     Amasyalı  Atabegzâde  Hızır  Paşa’nın  kölesidir.  Müşârün-ileyhin  dâ’iresinde  hüsn-i
               terbiye görüp i’tâk edildi. Müddet-i medîde efendisinin kethüdâsı olup Amasya’nın Temennâ
               Mahallesi’nde yerleşti. Orada bir mekteb ve mu’azzam çeşme yaptırıp [317] mebâliğ-i azîme
               sarfıyla bulduğu  menba’dan bütün  mahalleyi  iskâ edecek kadar bol  su  isâle ve icrâ ederek
               ta’mîrâtı mesâlihine emlâkini 878’de vakf etdi.
                     Amasya’da vâlî iken Sultân Bâyezîd-i Sânî’nîn teveccühâtını kazanıp vilâyet cizyedârı
               oldu. 887’de vefât etdi. Mahdûmları Mehmed Çelebi ile Musliheddîn Mustafa Paşa’dır.


                                                           568
                                                           573
   569   570   571   572   573   574   575   576   577   578   579