Page 577 - 6-8
P. 577

Amasya Tarihi Cilt: 8
               Amasya Tarihi 6-8. Cilt                                                                    Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR

                     “Ferîdun Bey Münşe’âtı”ndan müstebân olduğu üzere 918 senesi saferinde Sultân Selîm
               Han’ın cülûsunu müte’âkib muhâsebeci, 919 senesi rebîülevvelinde Rûmeli defderdârı, 920
               senesi recebinin on birinde Rûmeli kethüdâsı, 921  senesi muharreminde baş-defterdâr oldu.
                     Bir yıldan ziyâde baş-defterdârlıkta kifâyet ü ehliyet  [324] gösterdiğinden 922 senesi
               rebîülevvelinde uhdesine vezâret  tevcîh  edilerek  kubbe-nişîn vüzerâdan oldu.  Ancak sene-i
               mezbûrede Mısır seferi açıldı. Ordu-yı hümâyûn ile beraber gitdi.
                     Mercidabık muzafferiyeti üzerine Şâm’a girilip buradan da Mısır’a gitmek üzere hareket
               ve Han Yûnus mevki’ine kadar azîmet edildi. Burada Sultân Selîm, Sînâ Çölü’nden Mısır’a
               gitmek doğru olup olmadığına dâ’ir fikrini sordu.
                     Paşa’nın basîreti bağlanıp bu seferin müşkil olacağını beyân etmesi üzerine bu fikrin
               asker arasında şuyû‘ı isyâna bâdî olacağı mülâhazasıyla 922 senesi zilhiccesinin on altıncı günü
               derhâl i’dâm edildi. Âkil, müdebbir, sâdık, müstakîm idi. Birâderi Sa’dullâh Bey’dir.

                     Hüsâmeddîn Hüseyin Efendi-Tokatîzâde
                     Amasyalıdır.  Amasya  kâdısı  Mevlânâ  Abdurrahmân  Efendi  bin  Mevlânâ  Cemâleddîn
               Yûsuf Çelebi bin Mevlânâ Tâceddîn Ebu’l-Mekarîm İbrâhim Tokatî mahdûmudur. Amasya’da
               mukaddimât-ı ulûmu görüp İstanbul’a gitdi.
                     Orada Hâcezâde Musliheddîn Mustafa Efdalzâde [325] Hamîdeddîn Efendilerden ikmâl-
               i  tahsîl  edib  ders-i  âm  ve  Mü’eyyedzâde  Abdurrahmân  Efendi’den  mülâzım  oldu.  İbtidâ
               Kütahya’da  Vâcidiyye  medresesi  müderrisi  olup  sonra  Kapluca  müderrisi  olarak  Bursa’ya
               geldi.
                     Ba’dehû Yıldırım Han sonra Emîr Sultân medreselerine müderris olup şöhret ve fazîlet-i
               ilmiyyesi  ma’lûm-ı  sudûr  olduğundan  919  senesi  şevvâlinde  terfî’an  Amasya  müftüsü  ve
               Sultâniyye-i Amasya müderrisi olarak vatanına avdet etdi. Beş yıl kadar tedrîs u iftâ ederek 924
               senesi evâ’ilinde terfî’an Sahn müderrisi olup İstanbul’a geldiğinden birkaç ay sonra Edirne
               kâdısı ve 925 senesi evâ’ilinde Bursa mollası oldu.
                     926  senesi  saferinde  Bursa  kazâsından  azl  edilip,  Murâdiye  medresesiyle  mütekâ’id
               olduğu hâlde 926 senesi şevvâlinde dâr-ı bekâya rihlet etdi. “Terceme-i Şakayık”da “Fazl ü
               kemâlin müntehâsına ve ulûm-ı âliyyenin zirve-i ulyâsına vâsıl ve mütevâsıl oldu. Hüsn-i hulkla
               mu’âşeret ve lutf-i muvâneset üzere olup âdâb-ı hamîde ve ahlâk-ı pesendîde ile be-nâm-ı enâm
               ve emsel-i eşbâh uekfâ oldu.”diyor. [326]
                     Âsâr-ı  ilmiyyesi;  “Şerh-i  Tecrîd”  evâ’iline  hâşiye,  “Sadrü’ş-Şeri’a”  kitâbına  ta’lîkât,
               “Şerh-i  Mevâkıf”  evâ’iline  hâşiye,  cevâz-ı  istihlâf-ı  Hatîb,  cevâz-ı  zikr-i  cehrî,  sebb-i  nebî
               hakkında resâ’il-i müfîde. Mahdûmu es-Seyyid Alâaddîn Alî Efendi’dir.

                     Hüsâmeddîn Hüseyin Bey-Hüsâm Ağazâde
                     Amasyalıdır.  Amasya  ümenâsından  Mehmed  Çelebi  bin  Hüsâmeddîn  Ağa’nın
               mahdûmudur. Meşâhîr-i züamâdan olup Sultân Selîm Han’ın Mısır Seferi’nde ibrâz-ı liyâkat
               ederek mîrlivâ oldu.
                     Ba’dehû sancâkları  devr ederek 929’da Bozok  mîrlivâsı  olup  931’de eşkiyâ harbinde
               mecrûh oldu. Ba’dehû amcası Musliheddîn Mustafa Paşa’nın ricâsıyla Cidde sancâğı Beyi olup
               936 senesi zilhiccesinde ba’de’l-Hâc Mekke-i Mükerreme’de vefât etdi. Mahdûmları Mehmed,
               Rüstem  Beylerdir.  Bunlar  Amasya’da  kalıp  Hüsâmeddîn  Temennâyî  vakfına  mütevellî
               olmuşlardır. Amasya’da “Hüsâm Bey Kirazı” bunun hâricden getirip yetiştirdiği kirazdır ki
               kirazların a’lâsıdır. [327]

                     Hüsâmeddîn Hüseyin Efendi-Sonisalı Şeyh
                     Amasya’nın  taraf-ı  şarkîsinde  kâ’in  Sonisa  nâhiyesi  mülhakâtından  Bidevî  köyünden
               İlyâs  bin  Hasan  mahdûmudur.  Gençliğinde  Amasya’ya  gelip  Mu’îdzâde  Abdurrahmân  ve
               Acem Sinâneddîn Yûsuf Efendilerden tahsîl-i ulûm edib ders-i âm oldu.



                                                           571
                                                           576
   572   573   574   575   576   577   578   579   580   581   582