Page 157 - 6-8
P. 157

Amasya Tarihi Cilt: 9
               Amasya Tarihi 9-12. Cilt                                                           Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR            Amasya Tarihi 9-12. Cilt                                                           Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR

                                                      ONUNCU FASIL                                                                    bağçesinde pederinin yanında medfûndur. Âlim tasavvufda kâmil, ulûm-ı şer’iyye ve sûfiyyede
                                                                                                                                      fâzıl, gâyet müteşerri’, şâir, zâhid bir zât-ı sütûde-simât idi. İlâhiyât’ı zamanında pek meşhûr
                     Amasya Târihi’nin ikinci bâbından onuncu faslı, adlarının evvelinde noktasız dal                                 olup tekkelerde okunurdu. Mahlâsı ibtidâ “Izzî” idi sonra “Dâî” diye iştihâr etdi. Mahdûmu eş-
               harfi (د) bulunan zevâtın terâcim-i ahvâli ve ensâbını ve mümkün olduğu kadar târihen                                  Şeyh İmâdeddîn Ömer Efendi kibâr-ı meşâyihdendir.
               ibret alınacak yerlerini de mülahhasen kayd ve zabt eder. Dal’dan sonra gelen harfler
               hece tertîbi üzerine yazılır. [513]                                                                                          Dânîş Mehmed Efendi-Şermîzâde
                                                                                                                                            Amasyalıdır. Şehzâde Sultân Ahmed devri şuarâsından Şermî Osmân Çelebi ahfâdından
                     Dâimî Ali Efendi-Dırdır                                                                                          ve  kibâr-ı  ulemâdan  tercemesi  bâlâda  yazılan  Takiyyüddîn  Osmân  Efendizâde  Kutbeddîn
                     Amasyalıdır.  Meşâhîr-i  ulemâdan  Benderli  Medresesi  müderrisi  Çırakçızâde  Hâfız                            Mustafa Efendi’nin mahdûmudur.
               Ahmed Efendi’nin birâderi Ali Ağazâde Seyyid Ahmed’in oğludur. 1278’de doğdu. Mekteb-i                                       Amasya’nın Küpceğiz Mahallesi’nde doğdu. Kibâr-ı ulemâdan Uzun Müderris Mehmed
               Rüşdiyeden ikmâl-i tahsîl ederek çıkıb bir müddet Mir Hasan Efendi’nin dersine devam etdi.                             Efendi’nin  halka-ı  tedrîsinde ikmâl-ı  tahsîl  [517]  ederek ders-i âm  oldu.  Esnâ-yı  tahsîlinde
                     Bu esnâda nüfûs idâresi kalemine girib baş-kâtib oldu. Hayli müddet baş-kitâbetde kaldı.                         Küpceğiz  Câmi-i  şerîfi  imâmı  olup  sonra  Havza’da  Firûz  Ağa,  Hakala’da  Kâsım  Bey
               Haricen de tohum ticaretiyle iştigâl ederek oldukça bir servet edindi. Meşrutiyet devresinde                           medreselerine müderris oldu.
               tekâüde sevk edilib mebûsluğa hayli özendiyse de muvaffak olamadı. Sonra bir âile meselesi                                   1078’de  Amasya’da  Büyük  Hüseyin  Ağa  Medresesi  müderrisi  olarak  temâyüz  etdi.
               yüzünden 1343 senesi recebinin yirmi birinci pazar günü müntehiren vefât etdi.                                         Ba’dehû Hatûnîye-i Tokat müderrisi olup 1085 senesi saferinin gurresinde Amasya kâdısı oldu.
                     Mûmâ-ileyh kısa boylu, nahifü’l-bünye, kâtib, oldukça âlim, şâir, çok sözlü, hod-pesend,                         Ba’dehû Antalya, Karahisâr-ı şarkî sancâklarına ve 1096’da Sivas vilâyetine kâdı olarak iştihâr
               latîf bir zât idi. Eş’ârından bir gazel yahud bir kıt’a taleb ve ricâ etdiğim halde vaadini her                        etdi.
               nedense incâz edemedi. Evlâdı vardır. [514]                                                                                  Ba’dehû  ihtiyâr-ı  tekâüd  edib  1103  hudûdunda  vefât  etdi.  Meşâhîr-i  ulemâdan  fakîh,
                                                                                                                                      ulûm-ı edebiyyede mâhir, hattât, şâir, zarîf idi. Uhdesinde bulunan Küpceğiz Câmii imâmetini
                     Dâimî Mehmed Baba-Arabzâde es-Seyyid                                                                             1093’de mahdûmu Hâfız Osmân Efendi’ye kasr-ı yed etmişdi.
                     Havzalıdır.  Havza  kasabasında  Mustafa  Bey  imâreti  civârında  kâin  Bektaşî  tarikine                             Oğulları  el-Hâc  Hâfız  Mustafa,  Osmân  Efendilerdir.  Bunlara  ve  bunların  evlâdına
               mahsûs  Hacı  Dede  Zâviyesi  şeyhi  Arab  Abdurahman  Baba’nın  oğludur.  Hacı  Bektaş                                Dânîşzâdeler dendi. Hacı Mustafa Efendi oğulları el-Hâc Molla Halîl, Ali Ağalar meşhûr olup
               âsitânesinde Bektaşiyye sülûkunu görüb 1212’de vefât eden pederinin yerine zâviye-i mezbûre                            Hacı Halîl Ağa’nın evlâdına Molla Halîl oğulları dendi. Hacı Osmân Efendizâde [518] Fenerci
               şeyhi oldu.                                                                                                            Hacı İbrâhim Efendinin evlâdına da Fenercizâdeler dendi.
                     Ba’dehû İstanbul’a gidip Bektaşiyye ocağında Yeniçerilere de şeyh olduğundan 1214’de                                   Yalnız  Hacı  Osmân  Efendizâde  Hacı  Halîl  Efendi’nin  evlâdı  Dânîşzâdeler  demekle
               Hacı Dede Zâviyesi şeyhliğini yeğeni Şerîf Celaleddîn Süleyman Baba bin Hüseyin Baba bin                               iştihâr  etdi.  Küpceğiz  Câmii  imâmeti  bunun  evlâdında  kaldı.  Bunlardan  es-Seyyid  el-Hâc
               Arab Abdurrahman Baba’ya kasr-ı yed ederek Yeniçeri ocağının erkânı sırasına girdi. 1238’de                            Osmân Efendi bin es-Seyyid İbrâhim bin el-Hâc Halîl Efendi 1222’de ve bunun mahdûmu es-
               vefât etdi. Ocakda nâfizü’l-kelîm, ehl-i dânîş, müşekkel, edîb idi.                                                    Seyyid Hasan Efendi 1249 ve bunun mahdûmu es-Seyyid Mehmed Sâlih Efendi 1253’de ve
                                                                                                                                      evlâdından es-Seyyid el-Hâc İsmail Efendi bin es-Seyyid Mahmûd bin es-Seyyid Hasan Efendi
                     Dârâ Çelebi-Güzel                                                                                                1296’da vefât etdi. Cümlesi de câmi-i mezbûr imâmı idiler.
                     Amasya  ricâlinden  Konya  vâlîsi  Şehzâde  Sultân  Şehinşâh  nişâncısı  Pir  Sunullahzâde
               İsfendiyâr  Çelebi  bin  Abdülcelil  Çelebi  mahdûmudur.  Konya’da  doğdu.  918’de  pederiyle                                Dânîşmend Ahmed Gâzi-Melik Şemseddîn Ebû Nasr
               beraber  Amasya’ya  gelip  ikâmet  etdi.  Hüsn-i  cemâliyle  teferrüd  etmiş  bir  âfet  olduğundan                          Türkmenlerden  Doğanlu  Kabilesi  reisi  Ali  bin  Ca’fer  Alparslan  bin  Kutlu  Bey’in
               Güzel Dârâ Çelebi dendi. [515] Pederi küçük yaşında vefât edib akrâbasından ve şuarâdan Celilî                         mahdûm-ı zî-şânı ve Amasya’nın fâtihidir. Selçûkiyye padişahı Alparslan Şâh ümerâsından
               Mehmed  Çelebi  yanında  büyüdü.  Amasya’nın  şuarâ  ve  üdebâsına  yıllarca  gazel  ve  dâstân                        olup tarafından Malatya emîri oldu.
               mevzu olup hakkında hüsn ü cemâlini tasvîr eden nice gazeller ve dâstânlar yazıldı. Hatta Celîlî                             464’de Sultân Alparslan ile Rum imparatoru Romanos arasında cereyân eden Malazgird
               bile yukarıda yazılan gazelini tanzîm ederken bunun hüsnünden ilhâm almışdı.                                           Muhârebesi’nde  fedakârâne  bezl-i  makdûr  ederek  gösterdiği  yararlıkları  sultân-ı  müşârün-
                     Amasya’da  tahsîl-i  ilm  ü  kitâbet  ederek  divân-ı  livâ  ketebesinden  oldu.  Ba’dehû                        ileyhin  nazar-ı  dikkatini  celb  eylediğinden  Rum  ordusunun  [519]  inhizâmı  ve  imparatorun
               Amasya’ya  vâlî  olarak  gelen  Şehzâde  Sultân  Mustafa  zamanında  divân  kâtibi  oldu.  960                         esâreti üzerine iç Anadolu’nun fethine me’mûr oldu.
               şevvâlinde Şehzâdenin şehâdetinden sonra vefât etdi. Kâtib, şâir, edîb, afîf idi. Gonca Keyvan                               Malatya’da  ordusunu  techîz  edib  hareket  ederek  Sivas’ı  harben  zapt  etdikden  sonra
               Bey bundan sonra iştihâr etmişdi.                                                                                      ordusunun  bir  kısmını  kölesi  olan  Gümüştekin  kumandasına  verib  Kayseriye’nin  fethine
                                                                                                                                      me’mûr etdi. Kısm-ı küllîsiyle de Tokat ve Niksar’ı feth edib Amasya üzerine yürüdü.
                     Dâî Hasan Çelebi-Habîbzâde eş-Şeyh                                                                                     Amasya vâlîsi Komnenos Hânedanı’ndan Jutatius ile Kâşân-Turhal önünde harb etdi.
                     Amasyalıdır.  Yukarıda  tercemesi  geçen  eş-Şeyh  Habîb  Karamanî  Hazretlerinin                                Jutatius’u kaçırıp Amasya kalesine ilticâya mecbûr eyledi. Ba’dehû ma’iyyet-i mevcûdesiyle
               mehâdîm-i kirâmından eş-Şeyh İzzedin Hasan Çelebi’dir. Amasya’da tahsîl-i ulûm ve pederinin                            Amasya  boğazını  tutdu.  Seraskeri  İltekin  Gâzi  yardımıyla  Amasya  kalesini  467  senesi
               hülefâsından eş-Şeyh Seydi Ali Çelebi’den tekmîl-i sülûk ederek müşârün-ileyhin irtihâlinde                            şa’bânında birinci bâbda tafsil edildiği üzere feth ve merkez-i saltanat ittihâz etdi.
               Mehmed Paşa Zâviyesi şeyhi oldu. [516]                                                                                       Vali Jutatiusus (Şettat)’un  imdâdına gelen Ankara vâlîsinin kızı Gülnûş Banu’yu taht-ı
                     İlm ü kemâliyle, zühd ü takvâsıyla ulemâ ve halkın muhabbet ve hüsn-i i’tikâdını celb                            nikâhına alıb Harşene’de bir müddet kaldı. Ba’dehû Osmancık, Çorum ve havâlisini feth edib
               edib teveccühât-ı ammeye mazhar olarak iştihâr etdi. Amasya vâlîsi Şehzâde Sultân Mustafa                              avdet  ederek  Amasya’nın  şimdiki  Gökmedrese  [520]  civârında  Hacı  Çaruk  Mahallesi’nde
               kendisine fevkalâde teveccüh  edib  947’de dâr-ı  kudse intikâl eyledi. Mehmed Paşa  türbesi                           ırmak sahîlinde kâin sarayını yaptırdı. Orada bir müddet oturdu.



                                                           146                                                                                                                    147
                                                           156
   152   153   154   155   156   157   158   159   160   161   162