Page 224 - 6-8
P. 224

Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR
               Amasya Tarihi 9-12. Cilt                                                           Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR

                     1062’de birinci ve 1066 muharreminde ikinci def’a Amasya kethüdâyeri ve saferinde
               Amasya mütesellimi olup 1067 muharreminde  ma’zûl ve şa’bânında üçüncü def’a Amasya
               kethüdâyeri ve ba’dehû Amasya mütesellimi olup 1068 şa’bânında azl edildi.
                     Bu esnâda Sadr-ı a’zam Köprülü Mehmed Paşa’nın aleyhinde kıyâm eden Abaza Hasan
               Paşa’ya uyduğundan 1069 senesi cumadelâhiresinde Haleb’te ahz u i’dâm ve bütün emlâki
               müsâdere  edildi.  Mahdûmu  Ahmed  Çelebi  ve  bir  kerîmesi  köle  ve  câriye  gibi  Sivas  vâlîsi
               Sührâb Mehmed Paşa’ya satıldı. Sadr-ı esbak Sührâblı Ahmed Paşa işte bu Ahmed Çelebi’dir.
               Bunun yüzünden Efendisi Hâce Ahmed Paşa da müsâdere edilmişdi. [109]

                     Refâhî Süleyman Çelebi
                     Amasyalıdır. Mahalle ve mescid-i şerîfi olan Şeyh Hamîdoğlu Hâce el-Hâc Süleyman
               Çelebi ahfâdından Hâce el-Hâc Ahmed Çelebi bin Pîr Mehmed Çelebi bin Hâce Süleyman
               Çelebi mahdûmudur.
                     Amasya vâlîsi Şehzâde Sultân Mustafa devrinde şi’r u kitâbetle iştihâr ederek müşârün-
               ileyhin musâhibleri zümresine iltihâk edib 960 senesi şevvâlinde şehzâde şehîden vefât etdikte
               ceddinin vakfı tevliyetiyle iştigâl ve 980 sâline doğru irtihâl etdi.

                     Rıfat Ahmed Efendi -Mecdîzâde
                     Amasyalıdır. Osmâniyye müderrisi Mecdî Mustafa Efendi’nin oğludur. Ulemâdan tahsîl-
               i ulûm edib 1144’de pederinin irtihâlinde yerine İçerişehir’de Osmâniyye (Tekke) ve Mehmed
               Paşa Câmii ittisâlinde Fatıma Hâtun medreselerinde müderris ve ba’dehû kazâlara nâib olup
               1281’de  vefât  etmişdir.  Ulemâdan  idi.  Mahdûmları  fuzalâdan  Sâdık  Mustafa,  Kâmil
               Abdurrahmân Efendilerdir.

                     Rıfat Ahmed Efendi-Hindîzâde
                     Amasyalıdır.  Meşâhîr-i  ağniyâ  ve  erbâb-ı  yesârdan  Amasyalı  Hindî  Hasan  Ağa  bin
               Hüseyin Ağa’nın oğludur. İstanbul’da mektûbî-i mâliye kaleminde tahsîl ü terbiyye görüp “Koç
               Rıfat Efendi” demekle meşhûr oldu. Ba’dehû hulefâdan olup sonra muhâsebe kâtibi ve buradan
               kereste gümrüğü nâzırı olduğu hâlde 1218’de vefât etdi. Üsküdâr’da medfûndur. Kâtib, şâir idi.
               [110]

                     Rıfat Mehmed Efendi-Gürcüzâde el-Hâc
                     Amasyalıdır. Amasya alaybeyisi ve Gürcüzâde es-Seyyid Halîl Paşa’nın yeğeni Ahmed
               Bey’in  mahdûmudur.  Amasya’da  Çelebizâde  el-Hâc  Hüseyin,  Gümüşhâneli  es-Seyyid
               Ebûbekir, Ürgüblü el-Hâc Ahmed Efendilerden ahz-ı ulûm ve ikmâl-i tahsîl ederek birkaç sene
               ders-i âm oldu.
                     Ba’dehû ammizâdesi Gürcüzâde Osmân Paşa’nın himmetiyle İstanbul’a gidip Bâb-ı âlîye
               girdi.  Orada  bir  müddet  hulefâdan  olup  kethüdâ  kitâbetiyle  temâyüz  etdi.  Buradan  azlinde
               Osmân Paşa’nın kâtib-i dîvânı olup Rûmeli vâlîliğinde hâcegân-ı dîvân-ı hümâyûndan oldu.
                     1218’de  Osmân  Paşa’nın  i’dâmında  Amasya’ya  gelip  ihtiyâr-ı  tekâ’üd  etdi.  Sânîyen
               tedrîs-i  ulûma  devâm  edib  1228  senesi  zilhiccesinde  vefât  etdi.  Fâzıl,  ulûm-ı  Arabiyye  ve
               edebiyyede mâhir, ulûm-ı şer’iyyede bahse kâdir, tevârih u muhâzarâta vâkıf, edîb, şâir, münşî,
               muhibb-i fukarâ, hâzır cevâb, kerîm bir zât olduğu “Kitâbu’l-Mecmû”da yazılıdır. [111]
                     Dîvân-ı eş’ârı olup mahdûmu el-Hâc Lutfullâh Efendi’dir. Eş’ârından şu gazeli Rızâ Paşa
               kütüb-hânesinde kâ’in mecmû’a-i müntehabât-ı eş’ârdan yazıp mu’allim Kilisli Rıfat Efendi
               birâderimiz bana lutf etmişdi:

                            Duyurmuş bezm-i meyde âşıkın râz-ı dilin hayfâ
                            Sana ey mest-i nâzım boşboğazlık eylemiş mînâ




                                                           217
                                                           223
   219   220   221   222   223   224   225   226   227   228   229